Zalimin Ellerinde
Çocuk Yüreği
Rabbim, neler oluyor şu İslam diyarında? ..
Vicdanların sustuğu dünyanın bir ucunda
Bu günü bitirdiler, hedefleri yarında,
Çocukların yüreği, Zalimin avucunda..
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Bir yanda zulüm,
Bir yanda yalan,
Bir yanda ölüm,
Bir yanda talan.
Gidenden berbat
Geride kalan.
Seyredip duran
Daha mı insan?
Şımarık hırsız
Tarihi çalan,
Bre hey arsız
Hâla oyalan..
Neden kararsız
Bunca Müslüman? ...
Sanki habersiz
Bunca Müslüman....
Söyleyin Allah aşkına, koptu mu arzın direği?
Zalimin ellerinde binlerce çocuk Yüreği.....
Anlamlı ve güzel şiir,yüreğine sağlık,tebrikler (10)
Kıymetli hocam
kuvvetle inandığım şey
insanların layık olduğunu yaşamasıdır
yahudi o toprakları ecdadımızdan bir ülkenin bütün borçları karşılığında
satın almak istedi ve ecdat kovdu bu teklif sahiplerini
kafirlerle bir olup bizi o topraklardan atmasalardı böyle mi olurdu
takdir Allah ındır ama kulun ettiğinin de bir karşılığı var herhalde
selamlarımla
Sevgili ağabeyim Seyfeddin Karahocagil,
Hz. Âdem'in yaratılışından bu güne kadar hak din olarak tek din: İslâm olmuştur. Hakk Teâla'nın yüce katından çeşitli kavimlere doğru yolu göstermesi için değişik zamanlarda değişik peygamberler gönderilmiş olsa da tek ilahi bir din mevcuttur o da İslâm dinidir.
İndirilin bütün suhuflar ve dört büyük kitap hepsi haktır, hepsine tereddütsüz iman ederiz ve hepsi de bu hakk dinin insanlara ulaştırılması ve insanların saadeti için olmuştur.
Biz bütün peygamberlere ve kendilerine indirilen suhuf ve kitaplara tereddürsüz inanır ve iman ederiz. Zaten peygamberlere ve kitaplara iman, imanın altı şartından ikisidir.
Ne varkı gözünü dünya hırsı bürümüş geçici heveslerin peşindeki insanoğlu, semadan kendilerinin selameti için indirilmiş kutsal kitapları tahrif edecek kadar günaha girmişlerdir. Kişsel çıkar, Irkî düşünce ve yersiz ekonomik kaygılar insanoğlunu, medeniyet teknoloji ve iletişimin bu kadar hızlı olduğu bu çağda bile bir çıkmazın içine sürüklenmiştir.
Gerekli bilgi birikim ve teknolojik üstünlüğünü kullanan bazı ülkeler ve çıkar grupları, kendi şahşi çıkarları için her yolu mubah görme gafletine düşmüşlerdir.
Bu dünya bu güne kadar hiçbir diktatöre kalmadığı gibi şüphesiz onlara da kalmayacaktır, ne varki olan mağdur ve günahsız toplumlara olmaktadır.
Allah'ın yaratırken meleklerin bile secde etmesini istediği aziz kullarının, bir birine yaptığı zulüm tarih boyunca devam etmiş ve bu gün bile devam etmektedir.
Rabbim: Kendi yurdunda esir olan mazlum halkların yardımcısı olsun!
Sevgi ve saygılarımla.
Dr. İrfan Yılmaz.
Daim olsun kalemin hocam..saygılar..
AKİFÇE SÖYLENMİŞ, YUNUSÇA İŞLENMİŞ VE BİR YAKARIŞLA ZİRVELEŞMİŞ GÜZEL BİR ÇALIŞMAYDI EFENDİM. TEBRİKLER.
Ah üstadım kanayan yaramıza öyle bir dokunmuşsunuz ki? bu kanı görüpte en azından Allah'a yalvarmayanlara yazıklar olsun.
Keşke Ashab-ı Bedirdeki gibi üçyüz küsür müslüman olsa ve yahut Uhuddaki gibi yediyüz inanmış er. Biz boşuna heveslenip yeryüzünde milyarlarca müslümandan bahsediyoruz. Hani neredeler?.. Müslümanlar garip. Allah yolunda mücadele veren müslümanlar aynı zamanda içlerindeki münafıklara karşıda mücadele vermekte. Müslümanlar azında azı. Acaba biz ne kadar müslümanız? 'Allah mü'minlerden canlarını ve mallarını kendilerine verilecek (cennet) karşılığında satın almıştır...' (Tevbe, 111). Hangimiz buna talibiz. İşte kıstas ölçelim nefsimizi. Acaba kaçımız tercih edeceğiz ahireti?.
İşte durum ortada, bir müslüman iki kafire bedel iken bir avuç yahudi Müslüman geçinen İslam coğrafyasının içerisinde neler yapıyor küçücük çocuğa ve yaşlı erkeklere ve genç kızlara; Şöyle haykırmak gerekiyor tıpkı şehid Şeyh Ahmed Yasin gibi ; 'Allah’ım! Ümmetin suskunluğunu sana şikayet ediyorum!”
Ben ki kocamış bir yaşlıyım. Kurumuş iki elim, ne kalem tutuyor ne de silah!
Sesimle yeri inletecek güçte bir hatip de değilim!
Ben ki saçları ağarmış, ömrünün son demlerinde, türlü hastalıkların yıktığı ve üzerinde zamanın belalarının estiği biriyim!
Tek isteğim benim gibi, Müslümanların zaaf ve aczinden müteessir olanların yazmasıdır!
Siz ey Müslümanlar! Suskun ve aciz, helak olmuş ölüler!
Hâlâ kalpleriniz sızlamıyor mu, başımıza gelen bu acı felaketler karşısında?
Bir halk yok mu? Hiç mi kimse yok, Allah için ve ümmetin namusu için kızacak?
Şerefli direnişçilerken, bizleri katil teröristler olarak ilan edenlere karşı duracak!
Bu ümmet utanmaz mı, şerefi çiğnenirken?
Siyonist katilleri ve uluslararası işbirlikçilerini görmezden gelirken!
Omuzlarımıza el verecek ve göz yaşlarımızı silecek bir bakış!
Bu ümmetin kurumları, sivil güçleri, partileri, teşkilatları ve bariz şahsiyetleri, Allah için kızmaz mı!? Tümü birden sokaklara dökülüp, bizim için dua etmeye;
“Ey Rabbimiz! Gücümüzü topla, zaafımızı gider ve mümin kullarına yardım et!” diye çağıramaz mı!?
Buna da mı gücünüz yetmiyor!?
Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, o zaman alınlarımızda şu yazılacak:
“Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık!”
Ve bizimle birlikte çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek!
Onları, bu suspus ve bön ümmete yakıt yapacağız!
Bizden, teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi beklemeyin!
Çünkü biz, bunu yapsak da öleceğimizi biliyoruz. Bırakın savaşçı onuruyla ölelim!
Dilerseniz bizimle olun, elinizden geldiğince, öcümüzü sizden her biri boynuna taksın!
Dilerseniz bize acıyarak ölümümüzü izleyin!
Temennimiz, Allah’ın, emaneti savsaklayan herkesten kısas almasıdır!
Umarız bizim aleyhimize olmazsınız! Allah aşkına, bari aleyhimize olmayın!
Ey ümmetin liderleri, ey ümmetin halkları!
“Allah’ım! Sana şikayette bulunuyorum… Sana şikayette bulunuyorum…
Sana şikayette bulunuyorum…
Gücümün azlığını, imkanımın yetersizliğini ve insanlara karşı zaafımı sana şikayet ediyorum…
Sen mustazafların Rabbisin… Sen bizim Rabbimizsin… Bizi kime bırakıyorsun?…
Bize cehennem olacak uzaklara mı? Veya düşmana mı?
Allah’ım! Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsad edilmiş ekinler aşkına sana şikayette bulunuyorum.
Sana şikayette bulunuyorum! Gücümüz dağıldı… Birliğimiz bozuldu… Yollarımız ayrıldı… Halkımızın zaafını ve ümmetimizin bize yardım edip, düşmanı yenmedeki aczini sana şikayet ediyoruz…”
Şehid Şeyh Ahmed Yasin
Selam ve dua ile
Evet , Nerede insanlık? Müslümanların gafleti nereye kadar ? Bu kadar mı çaresiziz ? Kutluyorum üstadım.
ahhhh ahhhhhhh yalan dolan ikiyüzlülük ..şerefsizlik her yanda kol geziyorr.bıktım bunlarla yaşamaktan.......yüreginize saglık içten ve manadardı saygı ve selamlarr
Nereye gidiyor uygar dünya
Bir aksiyon filmi değil evlerimize servis edilen fahşet kareleri.
Hele akan müslüman kanı olunca kimsenin kılı kıpırdamıyor.
Ne yazık ki islam ülkelerinin bile diplomatik açıdan da olsa bir çabalarını göremiyoruz.
Çok yakıcı bir içeriğe sahip şiir
Beşli hecelerin aralarına ondört heceli kıtalar eklenmiş
Çok güzel ve özeldi
Tebriklerim saygıyla değerli hocam...
Ümran Tokmak
ANLAMAZLAR ANLAMZLAR VALLAHI ANLAMAZLAR
VERDİĞİN BU MESAJI YOBAZLAR ANLAMAZLAR
SENİ BENİ DUYMAZLAR
MEVLAYI DİNLEMEZLER
YAHUDİYE KUL KÖLE OLMUŞ AYDIN YOBAZLAR.....
AĞAM MESAZ DERİNDİ ANLAYANA (İNSAN OLANA)
TAM PUANLA LİSTEMDE SELAMLAR ________-AHMET ERGİN
Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta