Gümüş tepside, altından tasta sunduğun gündü, içtigim
Oysa ne güzel okşuyordu samyeli, bana bakan resimde saçlarını
Öpmelere kıyamadığım yüzünü, içime dolan gülüşlerini
Düşüncelerimi nasıl anladığını bilmeden, serptin deliklere
İyi mi ettin kendince, ucsuz bucaksız boşluklara attın da beni
Ben senin halinden deliksiz cenderelerde kıvrandım günlerce
Hüsran dehlizlerinde amansız nice haykırışlarımı duymazken
Çektiklerim yetmiyor gibi, sana ettiğim dualardı dilimde aylarca
Yetmiyor nefes almak artık senin beni nasıl sevdiğini anlamaya
Kanatsız kuşların ucuşlarında sakladığım yokluğunu sarmaya
Halim solan gülleri andırır, kaderime kurulmuş idam sehpası gibi
Sensizliğim, ısssız yokluğunun sessiz haykırışları ile yakarmakta
Sıktığın bir kurşun sanki elvedaların yerini almış hızla saplanan
İstediğim bu muydu sevgili, zakkumdan sunduğun gün, içtiğim.
Kayıt Tarihi : 23.8.2014 17:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kaleminize sağlık sayın Yakup İcik...
TÜM YORUMLAR (2)