Yüce dağlar başı hey gönül hey hey!
Yaralı yüreği, sevgili bir duy
Şimdi nasıl acep, nasıl bizim köy?
Benim ile beni gurbet ettiler.
Bozulmuş bahçeler, solgunca güller.
Dün gece gözlerim seni aradı
Utandım bakmaktan, yollara Ayşen
Sayılı günlerdi, su gibi aktı
İsyanım var sensiz yıllara Ayşen!
Okulun bahçesi buluşma yeri
Kaldım diyar-ı gurbette,
Demez misin yürü gel gel
Yola düştü, deli gönlüm,
Demez misin beri gel gel
Havalandı gönül kuşum,
Rengarenk çiçekler, buğulu sular,
Karagölün yollarına sor beni.
Vadilerde bayazlıklar bambaşka,
Deli eder Ağustosta kar beni.
Çadırlar kurulur düze, bayıra,
Tonlarca barutun sisi,
Kimi sakat, ya kimisi,
İnsanlığın tek ülküsü,
Bayramınız bayram ola.
Ormanları gümbür gümbür,
Tepeleri küskün, kuru dağları
Rahmete susamış, rahmete kansın.
Gözlerimde tüten dost ovaları,
Öpeyim toprağın dudağım yansın.
El alemin yurdu var ya, durayım,
Çok acı çekiyorum... çook
Kise yanı
Küçücük bir mahalle
Cenevizlerden kalma kilise temeli
Kovanlıkta şarap taşları
Ve bizler...
Islak gözlerini sil de kurusun,
Akmasın gözyaşın öyle sevdiğim.
Üzülme gün olur mesut olursun,
Ayrılığın sonu böyle sevdiğim
Çeşme, sevdalının dert pınarıdır
'Yapraklar açtı mı desem,
Leylekler uçtu mu desem,
Gönlüm yola düştü desem,
Ah sevgili anam ah... ah!
Çiçeklerin soluşunu,
Gönlümü gönlüne verdim bir kere,
Verileni almak, zehirdir Ayşem!
Yeryüzünde sensiz gezip dolaşmak,
Kahırdır sevene, kahırdır Ayşem!
Dağlara güz geldi bozuldu yaprak,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!