sızı ince değildir
ince olan sebeptir
sebep inceldikçe kalınlaşır sızı
dokunur içini örseleye örseleye
bir müddet sonra vaziyet acıya dönüşür
adana'nın kışı kadardı yanyanalığımız
kısa
adana'nın kışı gibi ılıktı...
korkulur burada ılık, kısa, yağmursuz kışlardan
böyle kışların akabi
sana benzeyen kadınlardan
ehemmiyet ile korkuyorum
sana benzeyen kadınlara gözlerim
orantısız şiddet uyguluyor
sana benzeyen kadınlarla ani karşılaşmalar...
aklıma akıl sağlığımı sorgulatıyor
ışık ışık yanarken direnç gözlerimde
perdesinde hayat sinemasının
arsız çocuğu oynarım
kurallarıdır bilmediğim
bir de kararları
aşk maskesi takmış baş oyuncuların
gül veresim geldi sana
uzak kız hayalimsin
deliyim
yalnız
tanınmaz ve deliyim
bu halimle
duvarları arşınladığım yolları
şahit kılmak isterdim sevgiliye
dilleri olmadığını bile bile
mahçubum hayallerime gerçekleştiremeyeli
ben sonbahar doğumluyum
küçük küçük öksürüyor bahar
sıkıştırıyor kısa boylu şubatı
olsun canım
hep keder mi huzursuz edecek
koca menteşeli kapımı
bir daralıp bir genişliyor konukluğum -ne konukları oldu bir bilseniz-
hadi başka bir planete gidelim
lazımsa sana; kendimize uygun bir tanrı buluruz
boğmayı bilen, mangalı seven
bana sen yetersin be kuzum
saç diplerin bildiğim gibi koksun...
söz sana
göz yaşıyla balık tutan adam
sağa sola saldırıyor
malumunuz, mağdur
seçime gidiyor memleket
duvarlarda yerel yavşakların fotoğrafları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!