Ay ışığına şarkılar Kitap 1 bölüm Aşk
Ey benim ay ışığı kadar güzel sevdiğim
Sen de ay ışığı gibi beni terkedip gitme
1
Gittin Ya
Gittin aynalarda silindi yüzün
kalbimi ateşe yakışım ondan
içimde sızılar gözümde hüzün
böyle melûl-mahzun bakışım ondan
gittin ya yaprak döktü sevgi ağacı
inleyen dalında ince bir sancı
gittin ya şimdi her yer bana yabancı
kendimi dağlara vuruşum ondan
gittin boyun büktü güller gülşenler
gittin ya sarardı soldu bahçeler
uzak diyarlara göçtü serçeler
esen yele haber soruşum ondan
gittin ya tükendi mavi aydınlık
gittin ya şimdi her yer karanlık
mevsimler yüzüme gülmüyor artık
böyle garip garip susuşum ondan
kalmadı bir umut tükendi neşem
vakitsiz boynunu büktü menekşem
yüzünü görmeden ölmek endişem
böyle boynu bükük duruşum ondan
Nuri CAN
2
Günüm güneşim ol, ısınacağım
Günüm güneşim ol, ısınacağım
Ümit duvarım ol, yaslanacağım
Sevgi yağmurum ol, ıslanacağım
Gül kokun bir ömür tenimde kalsın
Sen uykuysan ben gördügün düş olam
Sen yuvaysan ben bir yavru kuş olam
Ağlar isen yanağında yaş olam
Gözlerin bir ömür gözümde kalsın
Gel sevgilim ol benim, düş kaçağım
Göğsüne başımı yaslayacağım
Kalbimin içinde saklayacağım
Özlemin bir ömür gönlümde kalsın
Bir dünya sun bana tutunacağım
Gönlümü sevginle avutacağım
Bütün ihanetleri unutacağım
Ellerin bir ömür elimde kalsın
Sevgi mırıldayan nehirler gibi
Derin uykularda şehirler gibi
İsminki dualar şiirler gibi
Ölünceye kadar dilimde kalsın
3
Kimi Sevsem Sensin
Bahar sensin, bahçe sensin, gül sensin
şiir sensin, mısra sensin, dil sensin
ateş sensin, duman sensin, kül sensin
hangi yöne gitsem, kimi sevsem sensin
baharda tomurcuk nazlı çiçeksin
ömrümü önüne serdiğim renksin
uğruna canımı verdiğim cenksin
hangi yana vursam, kime gitsem sensin
Arım sensin, çecim sensin, balım sen
bahar sensin, çiçek sensin, dalım sen
ipek sensin, şalım sensin, alım sen
hangi yöne gitsem, kimi sevsem sensin
Gül gülşenler senindir, sen benimsin
dünya alem senindir, sen benimsin
aşk-ı nağme senindir, sen benimsin
hangi yana vursam, kimi sevsem sensin
Canda özüm, özümde canım sensin
ruhda gözüm, gözde nihanım sensin
vatan-ı tacım, tacı cihanım sensin
hangi yana vursam, kime gitsem sensin
Göster cemâlini ey mihribanım
hilâl kaşlım, aybakışlım, sol yanım
usul boylum, yıldız gamzelim, fidanım
hangi yana vursam, kime gitsem sensin
sensin sevincim, neşem, hevesim sen
sensin kalbimin sesi, nefesim sen
aynalarda baktığım her resim sen
hangi yana vursam, kime gitsem sensin
yalancı dünyada baş tacım sensin
sevincim, huzurum, tek acım sensin
düşmüşüm derdine, ilacım sensin
hangi yana vursam, kime dönsem sensin
Ömrüm sende, gönlüm sende, gözüm sen
şarkım sende, sazım sende, sözüm sen
nazım sende, yazım sende, özüm sen
hangi yöne dönsem, kime gitsem sensin
Bülbül-ü bi-zarım, figanım sensin
derdine düşmüşüm dermanım sensin
bir mahkümüm idam fermanım sensin
hangi yana vursam, kimi sevsem sensin
4
Sine-i AŞK
Aşkımdan büyük aşk olmasın diye
bülbülü öldürdüm, gülü soldurdum
mecnun leyla’sını bulmasın diye
sahrayı öldürdüm, çölü yoldurdum
benden başkası bakmasın diye
gözlerde ırmaklar akmasın diye
alevin kimseyi yakmasın diye
ateşi söndürdüm, külü öldürdüm
ağuyla doldurdum bardağım,tasım
ben bittim bitmedi bir ömür yasım
duvardaki sazdı bütün mirasım
çanağı böldürdüm, teli öldürdüm
dağlara dumanın ağmasın diye
üstüme güneşin doğmasın diye
yaprağında şebnem ağlasın diye
yağmuru öldürdüm, seli öldürdüm
Nuri CAN
5
Karanlık gecede mehtabım olsan
Karanlık gecede mehtabım olsan
Süzülsen o hayal sessizliğinle
Dilinde nağmeler elinde keman
Okşasan ruhumu güzel sesinle
Özge canım olsan gönül yoldaşım
Bir ömür dizinde dinlense başım
Akarsa uğruna aksın gözyaşım
Yakarsa ateşler yaksın elinle
Bir daha sönmesin içimde közün
Bir daha çalmasın kapımı hüzün
Çiçekler açtırsa gülünce yüzün
Dağılsa efkarım gül nefesinle
Kimse okşamasın al yanağını
Öpmesin başkası gül dudağını
Bana bağışlasan gönül bağını
Sevgiden bir yuva kursak seninle
6
Öyle uzaklarda arama beni
Öyle uzaklarda arama beni
melül mahsun bakan bakışındayım
sahte sevgilerde sınama beni
kalbinin çırpınan atışındayım
dudaktan dudağa bir şiir gibi
yıldızlara hasret bir şehir gibi
gönülden gönüle bir nehir gibi
nazlı bir pınarın akışındayım
sen var bu dünyada gönlünce yaşa
bakıp uzaklarda arama boşa
dertlerle bulursun beni başbaşa
sen ağlarsan gözünün yaşındayım
ayrıldığın yerde ah var,figan var
ağaçlar yas tutar, kırılgan dallar
gülünce çimlerde yeşil bir bahar
nazlı bir çiçeğin nakışındayım
her tufan ardında bir güz bıraktı
solan her yaprakta bin giz bıraktı
çektiğim her acı bir iz bıraktı
şimdi bir ömrün kara kışındayım
sen hala içimde incecik sancı
biricik sevdiğim başımın tacı
sarıldığın yerde kalsada acı
ben hala o pınarın başındayım
eserken başında kavak yelleri
bağlanmıştı gönlüm öyle serseri
sen hala o güzel, nazlı, cilveli
ben hala o ondokuz yaşındayım
7
Kalbime Vurulan Mühür Gibisin
Gözlerin ufkumda bir nur inanki
En umutsuz karanlık gecelerde
Seninle kördüğüm gibiyim sanki
Çözülmek bilmeyen bilmecelerde
Seni sevipte unutmak mümkün mü?
Kalbime vurulan mühür gibisin
Ben deli divane hayat küskünü
Sen daha taptaze ömür gibisin
Sen bir leyla isen bende mecnunum
Öylesine yangın öylesine vurgunum
Sensiz yaşayamam anlıyor musun?
Hava gibi su gibi sana mecburum
Sensin içli sevdam nazlı çiçeğim
en güzel hülyam, hayalim, gerçeğim
Bu can bu bedende var oldukça
Seni ölümüm gibi bekleyeceğim
8
Bir Sen Değişmedin Şu Yüreğimde
Yıllar gelip geçti zaman değişti
Bir sen değişmedin şu yüreğimde
Dağlara kar düştü duman değişti
Bir sen değişmedin sevdiğim bende
Ovalar nehirler düzler değişti
Baharlar rüzgarlar güzler değişti
İnsanlar nesiller yüzler değişti
Bir sen değişmedin şu yüreğimde
Sen hala içimde incecik sancı
Biricik sevdiğim başımın tacı
Sevenler eskidi herkes yabancı
Bir sen eskimedin şu yüreğimde
Mevsimler takvimler yıllar eskidi
Resimler kavimler kullar eskidi
Gelenler gidenler yollar eskidi
Bir sen eskimedin sevdiğim bende
Şaşsa da yollarım kesilsede hız
Gözlerin gönlümde sönmeyen yıldız
Hala yavuklumsun o nazenin kız
Bir sen değişmedin şu yüreğimde
Kurallar töreler bazlar değişti
Sevdalar sevgiler hazlar değişti
Kadınlar gelinler kızlar değişti
Bir sen değişmedin şu yeryüzünde
Eserken başımda kavak yelleri
Bağlanmıştı gönlüm öyle serseri
Sen hala sevecen nazlı cilveli
Hiç mi değişmedin sevdiğim bende
Bakışlar işmarlar gözler değişti
Şarkılar duygular sözler değişti
Saçlara ak düştü yüzler değişti
Bir sen değişmedin sevdiğim bende
Şehirler sokaklar evler değişti
Bahçeler tarlalar köyler değişti
Ağalar köleler beyler değişti
Bir sen değişmedin şu yeryüzünde
Can Nuri'yim yıllar ne çabuk geçti
Avurtlarım çöktü şeklim değişti
Doldu vadem ölüm çağım erişti
Bir sen değişmedin durursun öyle
9
Sen ol bu dünyada güneşim ayım
Dönderme yüzünü kurban olaym
Sen ol bu dünyada güneşim ayım
Yalnız ben seveyim, ben okşayayım
Gezmesin bir başka el saçlarında
Kalbimin içidir en güzel yerin
Tutmasın bir başka eli ellerin
Gözlerin gözümde bak derin derin
Kaybolup gideyim bakışlarında
Yüce dağ başına yağan karlarca
Seyrine dalayım senin yıllarca
Gönül ırmağında coşan sularca
Bin huzur bulayım akışlarında
Süsenim sümbülüm reyhancasına
Kekliğim maralım ceylancasına
Tamburum cümbüşüm kemancasına
Şarkılar derleyim ağaçlarında
Tanrıya dilenen dilekler gibi
Cennet de dolanan melekler gibi
Sevda dağındaki çiçekler gibi
Bir ömür kalayım yamaçlarında
10
Ömrümce bir seni sevdim bilesin
Başka söz demedim bilmedi dilim
başka el tutmadım ermedi elim
başka saz vurmadım çalmadı telim
ömrümce bir seni sevdim bilesin
ey sevdalı bohçam, al güllü bağım
ey gönül bülbülüm, dumanlı dağım
ruhuma can katıp akan ırmağım
kalbimi bir sana serdim bilesin
sen yoksan sevdiğim, gönül divane
sen yoksan bu elde hanem virane
sen yoksun sümbülden, gülden bana ne
hasretinden çile derdim bilesin
bahar yeşil yeşil al bahçelerde
mehtap ışıl ışıl bak gecelerde
sular pırıl pırıl akar derede
gönlümü bir sana verdim bilesin
sen ki, aşkın, ateşin, hasretin adı
şu garip gönlümün bitmez feryadı
çeker mi bu aşkı bir kuş kanadı?
kalbimi bir sana gerdim bilesin
sazında inleyen tele yaz beni
türkünü söyleyen dile yaz beni
saçını okşayan ele yaz beni
ömrümce bir seni sevdim bilesin
hep seni bekledim gelirsin diye
gelip gözyaşımı silersin diye
bir gün sevdiğimi bilirsin diye
bir ömür seni bekledim bilesin
Can Nuri sevdikçe sen uzak durdun
şu seven yüreğe hep tuzak kurdun
en son kurşununla kalbimden vurdun
dünyada yenilmez devdim bilesin
11
Beni ataşlara bıraktın gittin
Adımı dertlere yazanım sensin
bahçemi kurutan hazanım sensin
ömrümü bitiren nazanım sensin
gözümü yaşlara bıraktın gittin
Ateş-i aşk ile kavurdun beni
rüzgardan rüzgara savurdun beni
düşman kurşunuyla ah vurdun beni
bitmez savaşlara bıraktın gittin
gönlümü çalan hırsızım oldun
ömrüme ışıyan yıldızım oldun
baharı bitiren son yazım oldun
bahtımı kışlara bıraktın gittin
duman oldum dağlar bürüdüm durdum
yıllarca ardından yürüdüm durdum
ömrümü peşinden sürüdüm durdum
beni ataşlara bıraktın gittin
kimsesiz bahtıma adresim oldun
seslerin içinde tek sesim oldun
şimdi ecelim,son nefesim oldun
bağrımı taşlara bıraktın gittin
dardayım ey sevda gülü dardayım
nardayım ey veda gülü nardayım
nerede bıraktın hala oradayım
beni acılara bıraktın gittin
ömür baharımda kara kış oldun
dudağımda kalan son gülüş oldun
zifir gecelerde korku düş oldun
olmaz sabahlara bıraktın gittin
ömrümü bitiren zehirim oldun
yangınlar kül etmiş şehirim oldun
kaynağı kan akan nehirim oldun
beni alkanlara bıraktın gittin
ezelim, ebedim, ezenim oldun
kalbimi kurşuna dizenim oldun
CanNuri derimi yüzenim oldun
canımı ahlara bıraktın gittin
12
Bir daha seversem yeminim olsun
Başımı önüme eğer giderim
Bir daha gelirsem yeminim olsun
Bunca çektiğime kader mi derim
Bir daha seversem yeminim olsun
Bakarsam yüzüne gözüm kör olsun
Taşlardan taşlara vursan da başın
Gökleri delse de her yakarışın
Bir ömür durmadan aksa da yaşın
Bir daha silersem yeminim olsun
Bakarsam yüzüne gözüm kör olsun
Kışlara çevirdin bahar, yazımı
İçime işledin dinmez sızımı
Aşkınla çaldığım gönül sazımı
Bir daha çalarsam yeminim olsun
Bakarsam yüzüne gözüm kör olsun
Her an dövseler, sövseler bile
Ömrünce ızdırap verseler bile
Kimsesiz mezara gömseler bile
Üstüne gelirsem yeminim olsun
Dönüp de bakarsam gözüm kör olsun
13
Gülümü kurutan hazanım oldun
Hasretle bir ömür ahuzar ettim
bin ümitle bakıp intizar ettim
aşkın çöllerini bendi yar ettim
dumansız alevle yanarım şimdi
adımı dertlere yazanım oldun
gülümü kurutan hazanım oldun
ömrümü bitiren nazanım oldun
bir onmaz yarayla kanarım şimdi
bir zaman dünyaya mutlu bakarken
deli çaylar gibi çoşup akarken
ölümsüz aşklara şarkı yakarken
her gece ismini anarım şimdi
gönlümü çalan hırsızım oldun
ömrümü karartan yıldızım oldun
baharı bitiren son yazım oldun
karlı gecelerde donarım şimdi
sen gideli sorma bende nen kaldı
sen gideli ruhsuz bir beden kaldı
ne senden bir iz, ne bende ben kaldı
bir köşede garip bakarım şimdi
ömrümü bitiren zehirim oldun
yangını kül olmuş şehirim oldun
kaynağı kan akan nehirim oldun
bir onmaz yarayla kanarım şimdi
ateş alev oldun kavurdun beni
rüzgar olup çöle savurdun beni
düşman kurşunuyla ah vurdun beni
yaramı herkesten saklarım şimdi
14
Nerde Kaldı Eski Günler
Hani nerde kaldı o eski günler
Bakıp bakıp göz ettiğin sevdiğim
Gizli gizli tenhalarda buluşup
Sevdalardan söz ettiğin sevdiğim
Güzel duygulara gönlünü verip
Beni sevdiğine yeminler edip
İpek saçlarını göğsüme serip
Türlü türlü naz ettiğin sevdiğim
Nerde kaldı tebesümler, gülüşler
Kurduğun hayaller, gördüğün düşler
Giydiğin fistanlar, taktığın süsler
Kurda kuşa haz verdiğin sevdiğim
Her ayrılış yüreğıni yakarken
Yanağından damla damla akarken
Boyun büküp ardımsıra bakarken
Mektup şiir yaz dedığin sevdiğim
Can Nuri günlerce durup diz dize
Usanmadan bakışırdık göz göze
Nazara mı geldik, ne oldu bize
Bin yıl bile az dediğin sevdiğim
15
Aşk Yüzünden
Geçip gitti üstümüzde mevsimler
baharlar tükendi yazlara kaldık
soldu anılarda kalan resimler
sevgiler islendi nazlara kaldık
çöllere düşmüşüz bir aşk yüzünden
kavrulup pişmişiz bir aşk yüzünden
zehirler içmişiz bir aşk yüzünden
feryad-ı figan avazlara kaldık
gidenler bir haber salmıyor artık
dostluğa bir selam almıyor artık
tezeneler kırıldı çalmıyor artık
türküler tükendi sazlara kaldık
her gün bin kahır her dakka bir çile
bin eza yüklendik biz bile bile
bağlandık aşklara kördüğüm ile
pınarı kurumuş hazlara kaldık
16
Çöz leyli leyli
Yağmur ol göklerde yağ üzerime
Yeşersin gönlümde güz leyli leyli
Güneş ol ufkumda doğ yüreğime
Ağlasın sevinçten göz leyli leyli
Hayalsin sevdiğim düşsün gördüğüm
Benliğim seninle olmuş kördüğüm
Bir kul sevgisidir sarıp ördüğüm
Tanrı aşkı için çöz leyli leyli
Savrulmuş umutlar tutulmuş yele
Gitmiyor hüzünler bitmiyor çile
Yıllardır yanarım ben bu dert ile
Sönmüyor sinemde köz leyli leyli
Gözümde hayalin ne yana baksam
Bir dertli türküdür gelen her akşam
Kırıldı çanağım tellerde bin gam
Durur garip garip saz leyli leyli
Dağlara mı çıktın çöle mi düştün
Güller açmaz oldu sümbüller üzgün
Ellere mi kastın bana mı küstün
Yeter eylediğin naz leyli leyli
Bir ömür beklettin yana yakıla
Yakışmaz sevdiğim böylesi kula
Eğer gelmiyorsan bir selam yolla
Arada bir mektup yaz leyli leyli
17
Kör olayım beni sevmiyorsa
"Lesbia
Açıyor ağzını yumuyor gözünü,
Bana demedik laf komuyor Lesbia.
Ama kör olayım beni sevmiyorsa.
Ne belli mi? Bana bakın anlarsınız.
Ben de ona söylemedik laf bırakmam.
Ama kör olayım, onu sevmiyorsam."
Catullus İ.Ö.84-54.
Catullus'lama
Bir zaman ömrümüz yazdı bahardı
Ne bülbül ah eder, ne gül ağlardı
Değişti mevsimler hazanlar sardı
Ama kör olayım onu sevmiyorsam
Unuttum hiç özlemedim dese de
yollarını gözlemedim dese de
kimselerden gizlemedim dese de
Ama kör olayım beni sevmiyorsa
Beni nerde görse kızgın bakıyor
O küskün bakışı içim yakıyor
Gel ki, söylenmedik laf bırakmıyor
Ama kahrolayım beni sevmiyorsa
Her gördüğü yerde asar yüzünü
Açıyor ağzını yumuyor gözünü
Dinlemiyor bile benim sözümü
Ama kör olayım oda sevmiyorsa
Nerden mi biliyorum gözüme bakın
Sanmayın özlemedim umursamadım
Ben de söylenmedik söz bırakmadım
Ama kahrolayım onu sevmiyorsam
18
O yarin elinde mendil olsaydım
O yarin elinde mendil olsaydım
sürmeli gözüne sürseydi beni
hayat bahçesinde bir gül olsaydım
her gelip geçende görseydi beni
üşüdüm der ise ateş olsaydım
yalnızım der ise bir eş olsaydım
istemezse candan kardeş olsaydım
canından candostu bilseydi beni
bir şarkı olsaydım gönül dilinde
savrulup gitseydim seher yelinde
gül olsaydım o kınalı elinde
her sabah koklayıp öpseydi beni
gidip de dönmese hep bekleseydim
ömrümü verseler de ekleseydim
dermansız dert olsa yine çekseydim
yeterki bir gelip görseydi beni
o nazlı elinde bir gül olsaydım
baharda açsaydım, güzde solsaydım
her gün düşlerine akıp dolsaydım
varıp bir pınara sorsaydı beni
bir ırmak olsaydım coşup taşsaydım
karşıma çıkarsa donup şaşsaydım
onun için karlı dağlar aşsaydım
her bahar rüzgara verseydi beni
mecnunun düştüğü çöle dönseydim
çöllerde savrulan küle dönseydim
geçtiği yollarda güle dönseydim
her bahar gelende derseydi beni
nazlı nazlı akan pınar olsaydım
akıp akıp yüreğine dolsaydım
gül olup uğruna her gün solsaydım
her gelip geçende görseydi beni
dönmese bir ömür hasret çekseydim
sümbülle ağlayıp boyun bükseydim
gözlerimden kanlı yaşlar dökseydim
yağan yağmurlara deseydi beni
gidip kapısında taşa dönseydim
dolanıp dolanıp başa dönseydim
gözünde süzülen yaşa dönseydim
her gece yastıkta silseydi beni
Can Nuri uğruna dağlar delseydim
bir mendil olsaydım yaşın silseydim
elleri elimde düşüp ölseydim
kalbinin içine gömseydi beni
19
Anladım bu dünya yalan sevdiğim
Çicek çiçek açıp ağaçlarımda
Yaprak yaprak dalda solan sevdiğim
Damla damla akıp göz uclarımda
Derya derya kalbe dolan sevdiğim
Bazen bir alevsin avuçlarımda
Bazen bir menekşe yamaçlarımda
Bazen bir rüzgarsın kır saçlarımda
Tutam tatam başım yolan sevdiğim
Bir zaman ömrümüz yazdı bahardı
Ne bülbül ah eder, ne gül ağlardı
Dört mevsim kalplerde bir aşk yanardı
Şimdi bir külleri kalan sevdiğim
Kalmadı içimde sevgiye bir yer
İşkenceye döndü saatler günler
Yüreğim bir mezar sığmaz ölüler
Sonsuz acılara salan sevdiğim
Kendi halimdeyken kendi düşümde
Sevda hançer oldu sıcak döşümde
Her nereye kaçsam ecel peşimde
ömrümü ecelsiz alan sevdiğim
Benimdir çileler bu ayrılıklar
Dinmeyen gözyaşı bu hıçkırıklar
İçimde bin özlem, binbir kahır var
Anladım bu dünya yalan sevdiğim
20
Damla Damla Yanağına Çiz Beni
Sen uykuysan, ben gördüğün düş olam
Sen yuvaysan, ben bir yavru kuş olam
Ağlar isen gözlerinde yaş olam
Damla damla yanağına çiz beni
Sen sevda ol, ben uğrunda can veren
Sen gülnişah, ben eteğe yüz süren
Sen avcı ol, ben yaralı bir ceren
Sıra sıra kurşunlara diz beni
Sen güneş ol, ben günyüzü görmeyen
Sen neşe ol, ben ömrünce gülmeyen
Sen tabip ol, ben derdinden inleyen
İlmek İlmek acılardan süz beni
Sen leyla ol, ben yağmursuz çöl olam
sen yangın ol, ben savrulan kül olam
sen bahçevan, ben bahçende gül olam
arı gibi daldan dala gez beni
Ben bir etek, sen kocaman bir dağ ol
ben bir çalı, sen alımlı bir bağ ol
ben Can Nuri sen canımda bir can ol
isterisen toprak toprak ez beni
21
İşit beni, dinle beni, duy beni...
Ey uğruna bunca kahır çektiğim
yollarına gözyaşımı ektiğim
sanadır bu çağrım sana sevdiğim
İşit beni, dinle beni, duy beni...
sil şu gözlerimin akan yaşını
duy yüreğimin bu haykırışını
dinle de gönlümün yalvarışını
İşit beni, dinle beni, duy beni...
yokmudur kalbinde bir dirhem vefa
bitmiyor yıllardır çektiğim cefa
bu kaçıncı çağrı, kaçıncı defa
bir cevap ver, işit beni, duy beni
ey benim ömrümün hasret çiçeği
ey benim gönlümün sevda gerçeği
şaşırdım yönümü, gündüz - geceyi
ara beni, bir sor beni, bil beni...
Üşüdüğün yerde güneş olayım
sevdanla tutuşan ateş olayım
gidersen yanında bir eş olayım
anla beni, dinle beni, duy beni...
uy beni de kömür gözlüm uy beni
savurdun yellere hayallerimi
soldurdun bağımda al güllerimi
Can Nuri sormadın şu hallerimi
ara beni, bir sor beni, bul beni...
22
Darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
Aşk yolunda cefa verip yorsanda
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
binbir okla yüreğimden vursanda
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
Giderken son kez dönüp baksan da öyle
içimi ateş - alev yaksan da öyle
önümde sel gibi aksan da öyle
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
Gönlüme kış düşse mevsim baharken
çöle dönse bahçem yağmur yağarken
ecel gelse de daha vakit varken
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
Seni özlemekten kahrolsam da
yollara bakmaktan usansam da
ah edip başımı taşa vursam da
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
Ülkeden ülkeye kovsan da sürgün
yağmurla gözyaşım aksa da her gün
kalpte mekan tutsa da çile-i vurgun
gücenmem, darılmam, küsmem sevdiğim
Sen bir güneş olsan aşkım kar olsa
aksa damla damla kalbime dolsa
sevda sana göre yalanda olsa
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
Güneş gökyüzünde insede yere
ardından sürünsemde hep yara - bere
gecelerim mahşere dönse de gene
gücenmem, darılmam, küsmem sevdiğim
Can Nuri'yim bin dert versende bana
bilki yine darılmam, gücenmem sana
aşk ile tutuşsamda hep yana yana
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
23
Aşk bir masal mıydı?
Her sabah kapımda gelip geçerdin
ipek saçlarında yeller eserdin
ıssız gecelerin tek mehtabıydın
sen dağları, bense seni severdim
aşk bağımda meyve veren dalımdın
derya içre tutunduğum salımdın
şu garip halime sevgiyle bakan
güzelim, ceylan gözlüm, kınalımdım
her seher dağlara esen yel idin
diyar diyar gezen, coşkun sel idin
türkü türkü, dilden dile dolaşan
şu kırık sazımda yanık tel idin
şu yalnız gönlümün sevgi nûruydun
süt kadar saftın, su kadar duruydun
kutsal kalesiydin umutlarımın
kalbim aşk sarayı, sen bir sûruydun
elim, kolum, konuştuğum dilimdin
düşüm, arzum, umudum, emelimdin
cemre gibi gönül bahçeme düşen
sümbülümdün, nergizimdin, gülümdün
alnımın akına yazmıştım seni
canımın içine kazmıştım seni
sabâ rüzgârlarıyla dalgalanan
gönlümün tülüne sarmıştım seni
çekip gitti bir gün hayalin kaldı
gamlandı yüreğim, acılar sardı
aşk bir masal mıydı sen bir leyla mı?
en son mecnun edip çöllere saldı
24
Gözlerim görmeden ben ölememki
Yıllarca anlatsam sana sevgimi
kalemler tüketsem bitirememki
çıkarmak istesem kalbimdekini
hasret ırmağına götürememki
sensin bu gönlümün gülü dikeni
sensin bu ömrümün sevda yelkeni
aşkın hançeriyle vursanda beni
gözlerim görmeden ben ölememki
gönlümde acının cam kırıkları
gözümde hasretin hıçkırıkları
kalbine saklarsan ayrılıkları
senin sevdiğini ben bilememki
duy artık gönlümün haykırışını
şu seven kalbimin yalvarışını
kırma gönlümdeki sabır taşını
ölünceye kadar bekleyememki
Can Nuri ömrümce seni aradım
kanadıkça kalbim hasretle sardım
hep isyan ettim böyle, hep ağladım
gözyaşım silmezsen ben gülememki
25
El ele gezdiğim ıssız sokaklar
El ele gezdiğim ıssız sokaklar
Bir içli sevdanın sırrını saklar
Uzanır ellerin usulca okşar
Sevgimi incinen nazlı yerinde
Duvarda incecik nakışın kalmış
Sularda hülyalı bakışın kalmış
Sevda bir çiçekmiş gönül bağında
Koparıp göğsüme takışın kalmış
Geçip gitti günler hicranla gamla
Bazen nehir gibi, bazen bir damla
Kahrolmakta varmış, bir gün acınla
Ömrümün karanlık gecelerinde
Baktığın her dalda bir izin kalmış
Her köşe başında bir gizin kalmış
Süsenin, sünbülün, nergizin kalmış
Gönlümün har düşmüş bahçelerinde
Has bahçede karanfilsin destesin
Gül kokardı buram buram nefesin
Şimdi hangi diyar, acep nerdesin
Arar mısın sende Can'ı düşlerinde?
26
Saçına yıldızlar saçmaya geldim
Kanadı kırılmış yavru serçeyim
Kınalı elinde uçmaya geldim
Tomurcuk vermeden soldu çiçeğim
Sevdalı gönlünde açmaya geldim
Sevincine hevesine kat beni
Lal kesilem al sesine kat beni
Seher kokan nefesine kat beni
Saçına yıldızlar saçmaya geldim
Yalansız yürekten yaşamak için
Düşmanımda olsa barışmak için
Bir sonsuz ırmağa karışmak için
Aşkın kevserinden içmeye geldim
Yalnızım yollarda bir denk oluver
Gönül tellerime ahenk oluver
Can Nuri dünyama bir renk oluver
Seninle cennete kaçmaya geldim
27
Ben gülümden başka gül koklamadım
Bütün bahçeleri tek tek dolaştım
ben gülümden başka gül koklamadım
uğruna mevsimler, yıllar harcadım
seni sevmekten bıkmadım, usanmadım
Güllerin hepsi güzel ama senin kadar değil
gülü herkes sever ama benim kadar değil
Benim sevgim yüreğimden, özümden
ne vazgeçer, ne dönerim sözümden
Kanlı yaşlar akıtsan da gözümden
ben sana hiç darılmadım, küsmedim
Güllerin hepsi güzel ama senin kadar değil
gülü herkes sever ama benim kadar değil
Sana şiirler yazdım, şarkılar besteledim
saçlarına çiçekler ördüm, desteledim
nazlandın, yüce yüce dallarda gezdin
ben sana hiç kırılmadım, küsmedim
Güllerin hepsi güzel ama senin kadar değil
gülü herkes sever ama benim kadar değil
Aldığım her nefeste seni kokladım
senden başkasına dönüp bakmadım
kalbim her yerde seni aradı, sordu
seni sormaktan bıkmadım, usanmadım
Güllerin hepsi güzel ama senin kadar değil
gülü herkes sever ama benim kadar değil
Sensin benim canım, canımda özüm
sensin benim gül bestem, dilimde sözüm
ellere bakarsam kör olsun gözüm
ben seni hiç aldatmadım, üzmedim
Güllerin hepsi güzel ama senin kadar değil
gülü herkes sever ama benim kadar değil
Gül yüzündü şu gönlümü bağladığım
tenhalarda gizli gizli ağladığım
bir ömürdür yüreğimde sakladığım
ben seni hiç unutmadım, bıkmadım
28
Şerbet-i Dilinin Şivanesiyim
Medet mürvet ey sema-i hidayet
Serveti mülkümün yeganesiyim (bigadesiyim)
Halimi kimlere edem şikayet
Serseri gönlümün divanesiyim
Hasbahçede karanfilsin destesin
Buram buram gül kokuyor nefesin
Sensiz kimler bu gönlümü eylesin
Şerbet-i dilinin şivanesiyim
Aşkın badesini içtimde geldim
Gönül kafesini deştimde geldim
Sevda sıcağında piştimde geldim
Uflet-i mecnunun avaresiyim (biçaresiyim)
Ben bir Can Nuri’yim ey gülü gülşen
Hasreti narına tutuşup pişen
İflah olmaz bir kez derdine düşen
Feryadı bülbülün figanesiyim
29
Bir Ömür Seninle
Bir ömür seninle başbaşa kalsak
Hayatı beraber koşsak ne olur
Bütün yıldızları bir bir dolaşsak
Zamanı beraber aşsak ne olur
Şarkılar söylesek aşkın dilinden
Nağmeler dinlesek seher yelinden
Bahar yağmuruyla duygu selinden
Gönül ırmağına taşsak ne olur
Dudaktan dudağa bir şiir gibi
Gönülden gönüle bir nehir gibi
Yıldızlara hasret bir şehir gibi
Derin uykulara dalsak ne olur
Kuşlar gibi geçip tüm hudutlardan
Selamlar iletsek ak bulutlardan
Kovup elemleri şen duygulardan
Sonsuz mutlulukla coşsak ne olur
30
El açıp kapında ölmeye geldim
Hasret bahçesinde güller açarken
Ömrüne baharlar dermeye geldim.
Sevda vadisinde bülbül uçarken
Gül açmış yüzünü görmeye geldim
Ferhat gibi dağlar taşlar aşarak
Kerem gibi yangınlara koşarak
Seller gibi gece gündüz çoşarak
ömrümü ömrüne vermeye geldim
Zifir gecelerin kan karasından
Özlem kokan çiçekler arasından
Aşkın kanayan kor yarasından
Kalbine bin merhem sürmeye geldim
Gün gelip karanlığa yaslanmadan
Özlemle al yanaklar ıslanmadan
Kalbimdeki vuruşlar uslanmadan
Önüne aşkımı sermeye geldim
Hüzün döküp gözyaşları yağarken
Gökyüzüne kara bulut ağarken
Bir seher vaktinde güneş doğarken
Sırma saçlarını örmeye geldim
Onmaz hasret ile yanarken gönül
Yudum yudum içip kanarken gönül
Gece gündüz seni anarken gönül
Lebi kevserinden öpmeye geldim
Yorgun bu ömrü elde bırakarak.
Yüreğimi alev alev yakarak.
Son bir defa gül yüzüne bakarak
El açıp kapında ölmeye geldim
31
Bağımda yaş döken güle ne deyim
Elin bahçesinde çiçekler açmış
bağımda yaş döken güle ne deyim
Mecnun Leyla'sını çölde ararmış
benim gönlümdeki çöle ne deyim
ömrümce bir aşkın sanığı oldum
ihanetin sefil tanığı oldum
bir zalim sevdanın yanığı oldum
rüzgarda savrulan küle ne deyim
hayat çiçek çiçek, renk renk açarken
kuşlar daldan dala konup uçarken
herkes sefasını sürüp yaşarken
benim gözümdeki sele ne deyim
dağ başları geçilmiyor kar ile
ayrı düştük bahar yüzlü yar ile
bir ömür tükendi ah-u zar ile
başımda dolanan yele ne deyim
yıllarca sinemde yılan emzirdim
dost diye başımda düşman gezdirdim
bir yarin cevrine bağrım ezdirdim
halime hor bakan ele ne deyim
32
Baharlar, rüzgarlar, güzler değişti
Atarken dağlara sevda yıldızı
Yakmıştı derinden o ince sızı
Sen hala kalbimin biricik kızı
Hiç mi değişmedin bende sevdiğim
Yaprak yaprak döktü dalın ağaçlar
Gülmüyor baharda artık yamaçlar
Kar düştü dağlara ağardı saçlar
Bir sen değişmedin bende sevdiğim
Ovalar, nehirler, düzler değişti
Baharlar, rüzgarlar, güzler değişti
Alınlar, şekiller, yüzler değişti
Bir sen değişmedin bende sevdiğim
Gurbete gidenler sılaya döndü
Ocaklar tutuştu ocaklar söndü
Nesiller türedi nesiller öldü
Bir sen değişmedin bende sevdiğim
33
Bi-tanem
Düştüğüm her uçurumda sen varsın yanımda
seni taşıdım içimde bir damla gözyaşı gibi
bütün yıldızlara ismini haykırdım, bütün gecelere
bir sen yoksun bir sen duymuyorsun bi-tanem
rüyalarımı hicran alır her gece gelmezsin
çağrılarım isyan olur her gece bilmezsin
sevdasını yüreğime taht kurduğum nerdesin
bir sen yoksun bir sen bilmiyorsun bi-tanem
bil ki hep sana aktım bu sevdalı nehirlerde
hep sana uzandım düştüğüm bu yerlerde
ümit kervanları bir bir gelip giderler de
bir sen gittin bir sen gelmiyorsun bi-tanem
34
Bahar Saçlarındı Koklamadığım
Bahar saçlarındı koklamadığım
hasret gözlerindi bakamadığım
bir ateştir şu gönlümde yaktığın
hep yandığım ama yakamadığım
her gece gönlüme efkar yükledim
esen rüzgarlardan haber bekledim
ceylan bakışına vurulduğum yar
sensiz sanma şifa bulur dertlerim
dolunay nurunu gözünden almış
maviyi gökyüzü özünden almış
şu yanan yüreğim bunca ateşi
seven yüreklerin közünden almış
su yine akıyor aktığı yerden
el yine bakıyor baktığı yerden
sana mühürlenmiş gönlümün odu
gel yine yakıyor yaktığı yerden
ey canı cananım bu can senindir
eser gam yelleri sanma serindir
bülbülüm bir güle ah-ü zar gönlüm
senden ayrılalı yaram derindir
35
Gülüm
Sana tutulursam bırakma beni
Bir köşede boyun büktürme Gülüm
Ümitle süslenen gönül bahçemi
Sonbahar gelmeden döktürme Gülüm
Gönlümde goncalar dermeyeceksen
Saçların koluma sermeyeceksen
Bu aşka bir ömür vermeyeceksen
Kiraz dudağını öptürme Gülüm
Alev alev bir gül olsun yakışın
Ay gibi doğsun baygın bakışın
Ömrünce kalbime dol ışın ışın
Bana hasretini çektirme Gülüm
Aşkımın kadrini bilmeyeceksen
Akan göz yaşımı silmeyeceksen
Eğer candan beni sevmeyeceksen
Deli divaneye döndürme Gülüm
Sevgi yüreğimdir sevda okulum
Sevgidir vatanım, pusulam, yolum
Sevgisiz dünyada bir garip kulum
Aşkın hançeriyle öldürme Gülüm
36
Sevgi taşıyan güvercinler yoruldu
Her bahar bir başka hazla gelirdin
cilveler ederdin nazla gelirdin
dilinde türküler sazla gelirdin
bütün mevsimler bahar olurdu
şiirler okurduk sevgiden aşktan
korkmazdık soğuklar getiren kıştan
her şeye yeniden dönerdik baştan
bütün çiçekler selam dururdu
esen rüzgarlardan kokun alırdım
her açan çiçek sensin sanırdım
ellerim böğrümde öyle kalırdım
kalbim yalnız senin için vururdu
anladık derdimiz dağlardan büyük
bütün mevsimler griye dönük
şimdi bunca hasret kalbimize yük.
sevgi taşıyan güvercinler yoruldu
türküyle gelirdin elinde sazın
gün akşam olur bitmzdi nazın
bir kasırga koptu öyle ansızın
dağlarda bütün ceylanlar vuruldu
bir gün dağları, denizleri aşsak
eskisi gibi yine öyle kavuşsak
ellerin elimde hiç ayrılmasak.
bütün mutluluklar bizim olurdu
37
Bir kırık daldayım sana sığındım
Gökyüzü ağlarken düşen yaşlara
yürek dayanmıyor eğik başlara
feryadım çarparken kara taşlara
bir deli dalgayım sana sığındım
yaz tükendi ömür kışında kaldım
felek yendi hayat dışında kaldım.
öldüm ama hep kırk yaşında kaldım
bir yarı yoldayım sana sığındım
ne aydınlık bir gün, ne sabah gördüm
yüreğimde deprem deprem ah gördüm
baktığım her yerde hep günah gördüm
bir garip haldayım sana sığındım
güller bürünürken taşı, toprağı
çekildi ömrümün akan ırmağı
kurudu bahçemin yeşil yaprağı
bir kara çalıyım ana sığındım
bir dost bekledim teni baharından
yüreği gül kokan aşk diyarından
bir umut kalmadı artık yarından
bir gizli duldayım sana sığındım
bir bilsen ah ben neler, neler gördüm
bir bilsen ne yağmur,ne seller gördüm
ne rüzgarlar esti, ne yeller gördüm
bir kırık daldayım sana sığındım
38
Vurulmuş kalbimle geldim kapına
Hüzün yağıyor bak inceden ince
günler kara çaldı gökler inince
ecel gelmeden son nefesten önce
vurulmuş kalbimle geldim kapına
koca bir ömrü gülerek, ağlayarak
ak düşmüş saçımı ödül sayarak
bir canım var sevdana adayarak
durulmuş kalbimle geldim kapına
başı duman yüce dağ sırasında
merhemi sen olan aşk yarasında
orman orman geçip dal arasında
savrulmuş kalbimle geldim kapına.
bütün umutları yola sererek
bir hayal uğruna bin can vererek
gönül kapısını açar diyerek
yorulmuş kalbimle geldim kapına
kocaman bir ömrün yarısı gitti
gençlik yıllarının hayali bitti
hayat bizi uçurumlardan itti
kırılmış kalbimle geldim kapına
hazan yaprağına döndü çarkımız
inleyen kemandan yokki farkımız
kimsesiz yollarda ağlar şarkımız
darılmış kalbimle geldim kapına
geride bırakıp gece siyahını
içime hapsettim ol günahını
göğsüme doğrultup aşk silahını.
vurulmuş kalbimle geldim kapına
39
Nazlı yarin el olunca anlarsın
Sende bir gün benim gibi sevdiğin
Nazlı yarin el olunca anlarsın
Ak göğsünde sarı güller derdiğin
Hasretinden del olunca anlarsın
Gazele vurunca gönül bağların
Geç kalır kıymeti yazın, baharın
Bir gün duru duru akan pınarın
Bozbulanık sel olunca anlarsın
Güller ile gülüşürken seherde
Türkü türkü söyleşirken dillerde
Bir gün gezip dolastığın o yerde
Boran tipi yel olunca anlarsın
Can Nuri yoluna kurbanlar eyle
İstersen adına türküler söyle
Yalancı dünyanın kanunu böyle
Gür saçların kel olunca anlarsın
40
Kedere boğuldu gönül şarkımız
Bir düzen tutmuyor bendi çarkımız
Felek kırdı çanağımı telimi
Kedere boğuldu gönül şarkımız
Deryalara saldım yağmur selimi
Bülbüle çile, güle naz bıraktım
Herkese çok kendime az bıraktım
Ömrüme kar, ellere yaz bıraktım
Dostlar düşman oldu tutmaz elimi
Hazan vurmuş dalda solan gülüm ben
Kerbelada susuz kalan çölüm ben
Rüzgarların savurduğu külüm ben
Boranlara verdim bahar yelimi
Bülbül gibi feryat figanda kaldım
Talihine küsmüş bir canda kaldım
Sen bir yanda, ben de bir yanda kaldım
Yerden yere vurdu kader zalimi
Bir silen olmadı alın karamı
Bir saran kalmadı gönül yaramı
Karlı dağlar böldü uzak aramı
Gurbet elde kimse sormaz halimi
41
Sevda kurşunuyla vuruldun gönül
Kış ayında çiçek verdiğin gönül
yaz ayında hasret derdiğin gönül
kıymet bilmeyenin ayaklarına
kalbini aşk için serdiğin gönül
yetmez mi vahasız çöle döndüğün
baharı yalancı güle döndüğün
dünyada vefasız sevgili için
onca gözyaşıyla sele döndüğün
hangi hayale bürünürsen bürün
hangi kılıkla görünürsen görün
uzunca bir yolun sonuna geldin
hangi aşk için sürünürsen sürün
baharsız bir ömrün kışında kaldın
umutsuz bir hayat dışında kaldın
daldan dala uçan bir kuşken gönül
en son bir uçurum başında kaldın
dolaştın yıllarca bir aşk izinde
ceylanlar uyuttun gönül dizinde
okyanusta asi bir dağdı gerçek
boğuldun işte hayal denizinde
dönsende dönmesende kararından
kırıldı hayal, umut yok yarından
duruldu fırtına vuruldu ceylan
bir haber bekleme aşk diyarından
gece gündüz akıp duruldun gönül
koşa koşa düştün yoruldun gönül
var olmayan bir hayale sarılıp
sevda kurşunuyla vuruldun gönül
42
Esmer delikanlının sevda Türküsü
“Esmer delikanlı içten yaralı”
Gönlü kaymış ceylan gözlü bir kıza
Karlı dağlar gibi başı dumanlı
Selam verir gördüğü her yıldıza
Duvarda incecik nakışı kalmış
Sularda hülyalı bakışı kalmış
Sevda bir çiçekmiş gönül bağında
Koparıp göğsüne takışı kalmış
Bir onmaz sevdaya salmış başını
Zehir etmiş ekmeğini aşını
Deryalar gözünde kana boyanmış
Silmez olmuş gözlerinin yaşını
baktığı her yerde bir izi kalmış
gülseni, sünbülü, nergizi kalmış
Esmer delikanlı içten yaralı
Gönül mihrabında hep gizi kalmış
Esmer delikanlı kara sevdalı
Bağrını yakıyor perişan halı
Sevdalanmış ceylan gözlü o kıza
Gezer sokaklarda gönlü yaralı
Sevdalar üstüne düşünü kurmuş
Başını taşlardan taşlara vurmuş
Esmer delikanlı hepten sevdalı
Bir sevdaki yüreğine oturmuş
Geçip gider günü hicranla gamla
Bazen nehir gibi, bazen bir damla
Dayanmiyor kalbi bu zor acıya
Deryalar gözünde boyanmış kana
Baktığı her yolda bir sızı kalmış
yaralı gönlüde gül nazı kalmış
Başında dolaşan aşk türküleri
Duvarda üç telli bir sazı kalmış
Esmer delikanlı bahtı karalı
Düşmüş sokaklara gönlü yaralı
Yüreğinde ılkım ılkım ateş var
Sevdiği kız yad ellere varalı
43
Sebebini sorma seher kız
Bir sevdaya düştü gönül,yananım
hem dertliyim, hem derdi aşk sananım
iki dere bir arada kalanım
sebebini sorma bana bahar kız
ne yana döndüysem eğildi başım
ben bittim bitmedi gönül savaşım
sorma kaç yıl geçti, kaç oldu yaşım
sebebini sorma bana seher kız
bahar olur çiçek açmaz bağlarım
ayaz vurur güneş almaz dağlarım
bu dünyada yalnız kaldım ağlarım
sebebini sorma bana bahar kız
yıllara, aylara küstü gözlerim
kırıldı kalemim, şaştı sözlerim
kesildi dermanım, düştü dizlerim
sebebini sorma bana bahar kız
dost elinden yesem zehirdir aşım
belalı, gadalı şu garip başım
bir ömürdür böyle dinmedi yaşım
sebebini sorma bana seher kız
yağmur yağar ben gözyaşı dökerim
hazan olur ben boynumu bükerim
bunca yıldır gam-ı hasret çekerim
sebebini sorma bana seher kız
44
Dar-ı mansur gibi dara tutuldum
Düştüm aşk çölüne ah etmek karım
Garip bülbül gibi zara tutuldum
Tüterim tüterim dinnmez efkarım
Yüreğimde sönmez nara tutuldum
Yalancı dünyada bir garip kuşum
Uçarım uçarım bitmez yokuşum
Yetmedi sevgiye ömür sunuşum
Vefa bilmez bir ağyara tutuldum
Hasretin acısı boynumu büktü
Esti hazan yeli yaprağım döktü
Gönül dağlarıma dumanlar çöktü
Tipi boran ile kara tutuldum
Hazan mevsiminin yeline düştüm
Kaybolan yılların seline düştüm
Sazların en titrek teline düştüm
Türkü yağmurunda hara tutuldum
Ben bir Can Nuri'yim hallerim yaman
Kalmadı mümkünüm tükendi derman
Yoruldu kervanım verildi ferman
Dar-ı mansur gibi dara tutuldum
45
Sevda Gazeli
1892-1937 Cavad Ahunzade’leme
“Benim sevdiğim kız dünya güzeli
ona bu dünyada eş yaranmamış
duydumki, gönlünü felek bozalı
sırmalı telleri hiç taranmamış”
Dağları kar olmuş güzelim leylim
bağları har olmuş güzelim leylim
feryadı zar olmuş güzelim leylim
duyam dedim duyamadım ah
“Kırık dala konmuş dün yavru bir kuş
ondan haber vardı gözüm yaşardı
gel zavallı kalbim sorma ne olmuş
sorma ki, sevdiğin kimlere vardı”
Dilleri lal idi güzelim leylim
yanağı al idi güzelim leylim
dudağı bal idi güzelim leylim
tadam dedim tadamadım ah
Ağlamayı bilmiş gülmez sevdiğim
akar gözyaşları silmez sevdiğim
ona yandığımı bilmez sevdiğim
varam dedim varamadım ah
Kaderi taş olmuş güzelim leylim
çıbanı baş olmuş güzelim leylim
gözleri yaş dolmuş güzelim leylim
silem dedim silemedim ah
bir halden bilmeze varmış diyorlar
sahipsiz kimsesiz kalmış diyorlar
yarasına diken sarmış diyorlar
aram dedim aramadım ah
Dağlar geçit vermez dumandan, kardan
bir umut kalmadı yazdan, bahardan
ayrı düştüm ceylan gözlü o yardan
saram dedim varamadım ah
46
Üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar
varsın can verdiğin gül kalbimde kırıladursun
varsın umut güvercinim uğrunda vuruladursun
varsın seven yüreğim yolunda yoruladursun
üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar
varsın sönmesin yüreğimde ateşim korum
varsın kalkmasın aramızda bu engel, uçurum
aramakla geçse de ömrüm sanma yorulurum
üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar
varsın kalbimizde örsün aşk son günahını
varsın göge miras eksin gece siyahını
varsın canıma doğrultsun herkes silahını
üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar
varsın gögümde sönsün son kalan yıldızım
varsın kimseler kaldırmasın viran kalan enkazım
varsın kirpiğimden süzülüp düşsün can sızım
üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar
47
Her gece sarılıp yattığım sensin
Tomucuk tomurcuk sevdiğim sensin
canımı uğruna verdiğim sensin
aşk ile bezenmiş halılar gibi
bir ömrü önüne serdiğim sensin
sensin benim al ipeğim, nakışım
derya derya gönüllere akışım
pembe sevinçlerde bir deli sevda
yarınlara bin umutla bakışım
baharda çiçeğim çiçekte arımsın
yazda yağmurum kışta karımsın
huzursun rengarenk gönül bahçemde
ağaçta yaprağım güzde sarımsın
sensin sevgi bohçam, al güllü bağım
bahçemin bülbülü, dumanlı dağım
dört mevsim çoşup yeşil çaylarda
ruhuma can katıp akan ırmağım
Ömrümü ömrüne kattığım sensin
ne yesem, ne içsem tattığım sensin
soğuk odalarda seni düşleyip
her gece sarılıp yattığım sensin
48
BAK IŞIL IŞIL
Kapama gözlerini gök kararmasın
bir ömür yüzüme bak ışıl ışıl
sevda çöllerinde aşk pımarımsın
ak benim gönlüme ak ışı ışıl
akarsa uğruna aksın göz yaşım
ağrırsa uğrunda ağrısın başım
bitmez hasretimsin, kavım, ataşım
sarıl bedenime yak ışıl ışıl
şu gönül hanemde ak meleğimsin
yalancı dünyada tek dileğimsin
nazlı kardelenim, kelebeğimsin
çıkıp yücelerden bak ışıl ışıl
49
Mavi mavi bakıp gider gözlerin
Deniz esrarında huzur mu bulur
Mavi mavi bakıp gider gözlerin
Kadeh kadeh dudaklara sunulur
Derya derya akıp gider gözlerin
Hasret yağmuruyla yaşlar inerken
Duygu denizinde tufan dinerken
Yüreklerde tüm arzular sönerken
Alev alev yakıp gider gözlerin
Yapraklar gibisin güller gibisin
Sazlarda inleyen telden hislisin
Yıldız yıldız bulutlarda gizlisin
Şimşek şimşek çakıp gider gözlerin
Bitmez bir hayalsin, sonsuz bir hülya
Mehtaplı gecede en güzel rüya
Seninle sabah olur, döner dünya
Duygu duygu akıp gider gözlerin
Baharda başkasın yazda bir başka
Servgide başkasın hazda bir başka
çalımda başkasın nazda bir başka
sevda sevda takıp gider gözlerin
50
Aşk için gül açar bezenir renkler
Kırmızı güller ile açtın kalbimde
bin bahar kokusu saçtın kalbimde
seni başıma taç ömrüme ilaç ettim
derya olup dolup taştın kalbimde
Bir kez olsun yüzün, yüzüme dönder
esen rüzgarlarla kokunu gönder
sen yoksun diye her seher vakti.
bülbüller ah çeker, gözyaşı döker
Aşk için edilir içten dilekler
aşk için gül açar bezenir renkler
aşk için semah döner kelebekler
gönüller bir umut içinde bekler
Her nereye baksam hülyâlardasın
bitmeyen hayaller, rüyâlardasın
seni özlemekten bıksam da öyle
dilim, dileğimde dualardasın
Alnımın akına yazmıştım seni
canımın içine kazmıştım seni
bir sarmaşık gibi sarmıştım seni
vurup hançereni kaçtın kalbimde
Akan gözyaşımı bir kez silmedin.
ahde vefa dedim değer bilmedin
sineme attığın kurşun demedin
onulmaz yaralar açtın kalbimde
51
Şimdi Kim Koklar İpek Saçlarını
Şimdi kim bekler yollarını
kim öper gül dudaklarında
kim koklar ipek saçlarını
kim uyur nazlı kollarında
ben yolunu gözlemez miyim
gül kokunu özlemez miyim
gel desen gelmez miyim
öl desen ölmez miyim
ey nefesini özlediğim yar
bak geçip gidiyor bahar
sen duymazsan sesimi
kim duyar
gel desen gelmez miyim
yaşlı gözlerini silmez miyim
ıslanmış yanaklarını öpmez miyim
ben sana canım demez miyim
sen yoksun her akşam
odalar hüzün kokuyor
sen yoksun her gece
yastığım yüzün kokuyor
bir bilsen, ah bir bilsen
dudaklarım nasıl özlüyor seni
bir bilsen, ah bir bilsen
gözlerim nasıl gözlüyor seni
tenine değdiğinde ellerin eli
saçına estiğinde seherin yeli
başını eğdiğinde sazların teli
sen yoksun diye üşümz mi gece
düşmez mi viran bağlara
üzülmez mi yaban çiçekleri
Çekilmez mi ay ışığı dağlara
bir bilsen, ah bir bilsen
nasıl özlerim yanık sesini
bir bilsen, ah bir bilsen
nasıl özlerim gül nefesini
52
Yaş olup toprağa sızdım bir ömür
Aşkın çöllerinden güller derleyip
toplayıp göğsüme dizdim bir ömür
hasreti, hüsranı mesken eyleyip
diyardan diyara gezdim bir ömür
kavrulup piştikçe aşk ocağında
dolaştım yıllarca çöl sıcağında
yar bucağında, kor kucağında
yaş olup toprağa sızdım bir ömür
dostların elinden ağular içtim
zehirden kaderin bendinden geçtim
kendime hasreti, hüsranı seçtim
aleme mutluluk çizdim bir ömür
gül yüzlümü son kez göreyim derken
dalında goncalar dereyim derken
iste, bir canım var vereyim derken
bahtıma bin mezar kazdım bir ömür
53
Dermansız derdimin dermanı sensin
Düştüm aşk çölüne yandımda yandım
hasret hançeriyle bağrımı yardım
dolandım dünyayı dermân aradım
dermansız derdimin dermanı sende
hükmümün biçilmiş fermanı sende
Doğar güneş gibi yüzünün mâh ı
sensin şu gönlümüzün sultânı şâhı
düşmüşüm derdine çekerim âhı
dermansız derdimin dermanı sende
hükmümün biçilmiş fermanı sende
Yanar iken yanmaz oldu çırağım
gün be gün artıyor derdim firâğım
ne yerim bellidir ne de durağım
gönlümün yıkılan kervanı sensin
dermansız derdimin dermanı sensin
Gülleri handân eden aşk değil mi
bülbülü nâdan eden aşk değil mi
aşıkı candan eden aşk değil mi
dermansız derdimin çaresi sende
şu gönlümün yüz bin paresi sende
Aşkına meyledip su gibi aktım
şu seven gönlümü odlara yaktım
Sen gittin ardında çaresiz baktım
dermansız derdimin çaresi sende
şu gönlümün yüz bin paresi sende
gönül hasret giydi ol gülizâre
âh-ı hüsrân düştü can pare pare
cümle tabip gelse bulamaz çare
dermansız derdimin dermanı sensin
hükmümün verilmiş fermanı sensin
Gözlerim her daim vuslatı nem
ne günüm gündür ne demim dem
ben bir garip Nuri’yim yaverim kem
dermansız derdimin dermanı sende
hükmümün biçilmiş fermanı sende
54
Gözlerin
Bir tatlı meltemdir başıma esen
aklımı başımdan alan gözlerin
dünyaya açılan pencere sanki
bakıp uzaklara dalan gözlerin
duygusal, mahsunca, masum, çocuksu
mavi denizlere akan serin bir su
yeşil çimenlerde bahar buğusu
derin hülyâlara salan gözlerin
sen ki, en güzel duyguları sezen
kimsenin anlayamadığı gizem
zulmedip görmüyor halimi bazen
alıp yerden yere çalan gözlerin
bazen bir bakışın serin bir bahar
bazen bir gülüşüne eğilir dallar
göğün mavisinden mavi mi mavi
aklımı başımdan alan gözlerin
bütün aşıklara ilhamdır sesin
aklını başından aldın herkesin
bütün güzellerden başka güzelsin
nicenin kalbini çalan gözlerin
akan bin bir duygu ırmağı sanki
derin hülyâlara salan gözlerin
yüreğime tek merhemdir inanki
hatıramda vurgun kalan gözlerin
55
Ey ruhda gözüm, gözde nihanım
Sen benim gönlümdesin, kalbimdesin
hangi yana dönsem sen her yerdesin
unutmam mümkün mü unut diyorsun
aklımda,fikrimde, hayalimdesin
uğruna kovuldum parklarda yattım
çilelerle geçti bütün hayatım
aşkın en ölmezini sende tattım
bu can evimde en derin yerdesin
ey canda özüm, özde canım benim
ruhda gözüm, gözde nihanım benim
vatan-ı tacım, tacı cihanım benim
sevincim, neşem yaşam hevesimsin
gül yüzünü son kez göreyim gel de
dalında goncalar dereyim gel de
istersen canımı vereyim gel de
uğruna tükensin bitsin nefesim
56
Nazlı Nazlı Gülüşünü Sevdiğim
Salkım söğüt dallarını eğmesin
yaprakları zülüflere değmesin
senden başka kimsecikler görmesin
Gizli gizli gelişini sevdiğim
Ceylana benziyor hem kaşı, hem gözü
ayın ondördüdür bembeyaz yüzü
dudağında inci döker her sözü
nazlı nazlı gülüşünü sevdiğim
Gülerken,ay kokuyor gamzeleri
ağlarken gülşen döküyor gözleri
bir daha dünyaya gelmez benzeri
bahar bahar kokuşunu sevdiğim
Sırma saçlar belik belik belinde
türkü türkü çiçek açmış dilinde
savrulup geliyor seher yelinde
efil efil esişini sevdiğim
Bazen ağlayarak bazen gülerek
üzülme gelirim yine diyerek
alnımdan öperek veda ederek
gözyaşını silişini sevdiğim
Bir sevdaki kalbimde desen desen
tatlı bir meltemdir başımda esen
bazen gülüveren, nazlanıp küsen
seke seke gidişini sevdiğim
57
Her şarkıda inlediğim gül sensin
Kimine yar olmuş ömrü vefâsın
kimine var olmuş zevk u sefâsın
nalan-u efganım bezdim usandım
şu seven kalbime cevr ü cefâsın
gözleri şebnem tomurcuk bir gülün
her sabah Yanağından bir damla dökülür
hasreti yangın sevdalı bir bülbülün
her gece kırık bir dalda boynu bükülür
gittin kalbime ok gibi sözler bıraktın
külleri tutuşmuş közler bıraktın
ardında yaş döken gözler bıraktın
kahırlarda gülmediğim gül sensin
gel her gece yalvarıp yakardığım
her duada derd u pay çıkardığım
aks-i seda gibi dönüp dönüp geriye
gözleri yaşlı bir gül bıraktığım
hayalin şâvkıyor ayın nazında
kurudu güllerim gam ayazında
türküler inliyor gönül sazında
gözyaşımda silmediğim gül sensin
bütün şiirleri bir hazanda unuttup
her içli şarkıda dinlediğim gül sensin
bütün sevinçleri bir rüyada uyuttup
bütün gecelerde inlediğim gül sensin
58
Yüreğimde inlediğim şarkısın
Yüreğimde inlediğim şarkısın
nefes nefes dinlediğim şarkısın
damla damla akıp gözuclarımda
yanağımda silmediğim şarkısın
mutluluk saçarken bir hayal oldun
aktın damla damla kalbime doldun
gözümde açarken elimde soldun
hasretinden gülmediğim şarkısın
bazen bir goncasın, bazen destesin
ruhumu inciten yanık sestesin
bazen bir şiirsin, bazen bestesin
perde perde çözmediğim şarkısın
Her yeni filizin dalında sensin
açan her çiçeğin alında sensin
arının çecinde, balında sensin
çözemeyip bilmediğim şarkısın
bu masal yıllarca sürsün isterdim
kalpler ağlamasın gülsün isterdim
gidenler bir gün dönsün isterdim
bir ömürdür beklediğim şarkısın
gülmeyen ömrümün akışındasın
kor gibi gönlümün yakışındasın
inleyen kalbimin atışındasın
öldürüp de ölmediğim şarkısın
59
Naz Mevsimi
Bir bahar mevsimi, bir yaz mevsimi
bir sevda mevsimi, bir haz mevsimi
bir çiçek mevsimi, bir naz mevsimi
gel ki kalbim sevinçlere boğulsun
Her çiçeğin alında sen gülüver
her ümidin dalında sen geliver
en umutsuz anımı gel de siliver
gel ki kalbim yalnız huzurla dolsun
hayalin şâvkısın ayın nazında
şarkılar yakılsın gönül sazında
bir tebbesüm eyle sevgi hazında
hayal senin olsun düş senin olsun
Var çoğunu sen al az yeter bana
cevrin bela olsun, naz yeter bana
ömrümde bir kere yaz yeter bana
bahar senin olsun kış senin olsun
60
Dikene sarıldım gül diye diye
Yıllarca peşinden geçti hevesim
Dönüpte bakmadın el diye diye
Yalvardım yakardım duymadın sesim
Kurudu dillerim gel diye diye
Yasa girdi gönül, eğildi başım
hasretle ağardı simsiyah saçım
kavruldu dallarım, yeşil ağacım
savruldu yaprağım yel diye diye
çağlayıp akarken tutuldu bendim
Sevda savaşında hep ben yenildim
eğilmez dağ idim boynumu eğdim
aktın gözlerimde sel diye diye
ne baharım kaldı ne de bir yazım
yalvardım yıllara geçmedi nazım
bir ömür derdinden inledi sazım
kırıldı çanağım tel diye diye
kendi halimdeyken kendi düşümde
Sevda hançer oldu sıcak döşümde
bülbüle sarayken gönül köşkümde
dikene sarıldım gül diye diye
61
Ben seni kanımla kalbime yazdım
Beni görüp kaşın gözün süzersin
bilki şu kalbimde birsin,özelsin
gizleme gözyaşlarını kalbimden
sen gülerken, ağlarken de güzelsin!
Kemanlar aşk için çalıp inliyor
yıldızlar aşk için şarkı dinliyor
kimbilir kaç aşka şahit olmuştur
bu sema, bu mehtap, kimse bilmiyor
Sen gülümsedikçe gülümsüyor dallar
sen geldikçe süsleniyor baharlar
başka alem istemem seyran için
şu seven kalbime seyransın ey yar
Ne defter, ne kalem istemez artık
ben seni bir ömür kalbime yazdım
boranlar, yağmurlar silmesin diye
ismini kanımla kalbime kazdım
62
Şu fani dünyada malı neylerim
Benimde candan bir sevenim olsa
Şu fani dünyada malı neylerim
tatlı dilleriyle öpüp koklasa
şekeri, kaymağı, balı neylerim
yağmur olup yağsam, kuş olup uçsam
dağlardan dağlara mutluluk saçsam
yapraksız, meyvesiz çiçekler açsam
bağbanı, bahçeyi, dalı neylerim..
bir sevenim olsa candan sevdiğim
servetim, devletim, evim dediğim
koynunda tomurcuk sevgi derdiğim
baharı, sümbülü, gülü neylerim
sabah akşam yollarımı gözleyen
görmediği an arayıp özleyen
sırlarımı can evinde gizleyen
sarayı, baştahtı, tacı neylerim
sevda pınarından dört yana aksam
kara bahtı kaderine bıraksam
sonsuz sevda ile bağrımı yaksam
ateşi, alevi, külü neylerim
bu masal yıllarca sürsün isterim
kalpler ağlamasın gülsün isterim
mutluluktan başım dönsün isterim
ovayı, sahrayı, çölü neylerim
arasam her yerde can ilacımı
gizlesem herkesten yürek sancımı
bir tek ona döksem gönül acımı
tabibi, doktoru, em'i neylerim
halimi soracak bir yarim olsa
yaramı saracak bir varım olsa
başımı sokacak bir yerim olsa
şöhreti, serveti, şanı neylerim
mihrabım yar olsa hep ona gitsem
bir sevda uğruna, dört yana gitsem
canımdan ayrılıp o cana gitsem
ölümü, yaşamı, canı neylerim
aşık olsam aşk denizinde yüzsem..
bir ömür o yarin izinde gezsem.
bir ona yansa içim, bir onu sevsem
güzeli, çirkini, eli neylerim
63
Toprağa düşersem sar beni gülüm
Gözlerimde bulut bulut yağmur var
toprağa düşersem sar beni gülüm
haber getirmezse yorgun turnalar
deli rüzgarlara sor beni gülüm
ey benim gönlümün biricik kızı
göğümün ışıyan seher yıldızı
düşünce içine bir ince sızı
iç çekip ahlara sor beni gülüm
gamdan dağlar yüreğine çökerse
hazana kapılıp yağmur dökerse
ağaçlar özleme boyun bükerse
sarı yapraklara sor beni gülüm
üşürse sevginin nazlı ağacı
düşerse içine bir sarı sancı
arama bir başka yerde ilacı
kırılmış dallara sor beni gülüm
yorulursan güne hasret yakmaktan
yorulursan hayallere dalmaktan
yorulursan aşk nehrine akmaktan
deli dalgalara sor beni gülüm
uzun vadilerde yol vermezse dağlar
dağlardan bir haber vermezse bahar
uzaktan gelirken yorgun turnalar
selamlar gönderip sor beni gülüm
akşam olup gökyüzü kararınca
güz gülleri darılıp sararınca
yüce dağ başını duman sarınca
dönüşsüz yollara sor beni gülüm
yağmurun gözyaşı döktüğü yerden
dağlara dumanın çöktüğü yerden
sümbüller boynunu büktüğü yerden
yaralı güllere sor beni gülüm
mısralarım sensiz sessiz kalınca
akşam olur hayallere dalınca
sevdalı yürekler haber salınca
yorgun akşamlara sor beni gülüm
eserken başında sevdanın yeli
unutma gönülden seni seveni
dalıp hayallere ağlama beni
geçip giden yıllara sor beni gülüm
64
Aşkın iksirini dost bardağından
Aşkın iksirini dost bardağından
gözler içer, gönül içer, can içer…
sevgi bahçesinin gül yaprağından
şiir geçer, şarkı geçer, tan geçer
aşk için edilir içten dilekler
aşk için gül açar bezenir renkler
aşk için gönüller bir umut bekler
yıllar geçer, aylar geçer, an geçer
baharda cemreler düşünce suya
güle sevda örülür oya oya
dalınca güzel anılar uykuya
hayal geçer, hayat geçer, düş geçer
hasret kokulu yarin dudağından
şeyda bülbül gibi gülün bağından
tohumlar ekili gül toprağından
bağban geçer, bülbül geçer, can geçer
keder türküleri çalarken sazlar
saçlarda gün gün birikir beyazlar
kış ayında titretsede ayazlar
bahar geçer, hazan geçer, yaz geçer
tutunmak istersin kırılır dallar
kavuşmak istersin ayrılır yollar
bir ömür hayale sarılır kollar
hayal geçer, hayat geçer, gün geçer
aşkın hançeriyle gün vurulursa
gönül atı şahlanıp yorulursa
ömürde bütün çiçekler kurursa
ömür geçer,, ölüm geçer, can geçer
65
Tertemiz kalbimle sevdim ben seni
Bilmesende, sormasan da ben kimim
tertemiz kalbimle sevdim ben seni
ağzım kapansa, lal olsa da dilim
şu garip halimle sevdim ben seni
çiğneyip geçsende toprak misali
bağrımda bitsende yaprak misali
benzeri olmayan bir aşk misali
bitmeyen bir hazla sevdim ben seni
aşkınla cüceyim, aşkınla devdim
harabeye döndü mekanım evim
ben bittim bitmedi ömrümde sevgim
bu koca yürekle sevdim ben seni
koluma gür saçların sermesende
seviyorum seni hiç demesende
gittiğin yerden geri gelmesende
bitmez bir hasretle sevdim ben seni
gönülden gönüle kovsanda sürgün
yağmurla gözyaşı döksemde her gün
ister bayram olsun isterse düğün
en garip halimle sevdim ben seni
dağlardan dağlara essede gönül
mecnun gibi çöle düşsede gönül
aşkın ocağında pişsede gönül
tertemiz bir aşkla sevdim ben seni
Can Nuri yorulsa da beklemekten
gittiğin yola gözyaşı dökmekten
geçen her yıla bin kahır ekmekten
bitmeyen hasretle beklerim seni
66
Sevdiğimi biliver yeter.
Hasretin çölünde açınca kuyu
vurunca yüreğe hasretin suyu
biz ayrı kalsakta bir ömür boyu
senede bir selam salıver yeter
yağmura hasret susuz çöller gibi
baharı süsleyen al güller gibi
aşk ile inleyen bülbüller gibi
bir gece dalıma konuver yeter
ayrılıklar yüreğini yakarsa
gözlerinde damla damla akarsa
aramızda bütün bağlar koparsa
vuslat hasretiyle sarıver yeter
gönül pazarında satsan da beni
dalgın denizlere katsan da beni
dipsiz uçuruma atsan da beni
çıkıp semalara bakıver yeter
boşada gitse verdiğim emekler
sevenler usanmaz bir ömür bekler
kavrulup yansada bütün çiçekler
pınar ol bahçeme akıver yeter
sensin sevdiceğim, biricik eşim
mutluluk payım, ayım, güneşim
yırtılıp solduysa verdiğim resim
cismimi duvara asıver yeter
perişan halimi hiç sormasan da
kanayan yaramı hiç sarmasan da
ömrümce beklesem hiç varmasan da
gölgemi koluna takıver yeter
döndersen yüzümü bir kez bahara
durmadan kanasın bendeki yara
ah etmem çeksende gönlümü dara
bir gece koynuna alıver yeter
şu yalan dünyada bir gün gülmedim
bin ok vurdu felek yine ölmedim
kastı neydi şu kaderin bilmedim
çaresizim, gözyaşımı sil yeter
bin dilek dilesem sayamam sana
bir ömür seyretsem doyamam sana
gözünde yaş olsa kıyamam sana
seni sevdiğimi biliver yeter
67
Sen gelmezsen ben ölürüm bilesin
bir zaman benim de gonca güllerim vardı
her sabah bahçemde burcu burcu kokardı
yel esti üstüne hepsi soldu sarardı
sen gelmezsen ben ölürüm, ölürüm bilesin
hep seni bekledim bir gün gelirsin diye
ömrümce seni sevdigimi bilirsin diye
yaşlı gözlerimi gelir silersin diye
sen silmezsen ben ölürüm, ölürüm bilesin
her gün içimde ateşle seni beklerken
durmadan yol alır hasrete bir garip tren
Kerem gibi Aslı'ya yanıp tutuşurken
sen bilmezsen ben ölürüm,ölürüm bilesin
ben güle hasret kalan bülbülün ahıyım
aşka hasret çeken kalplerin günahıyım
bütün kaleleri yıkan aşkların şahıyım
sen sevmezsen ben ölürüm, ölürüm bilesin
68
Yadeller sararsa ölürüm gülüm
İndirme başından ümit tacını
bir sende ararım can ilacını
gözden sakındığım ipek saçını
yadeller tararsa ölürüm gülüm
Ver artık elime gönül elini
sensin hayatımın nazlı gelini
dokunmaya kıymadığım belini
yadeller sararsa ölürüm gülüm
bir zamanlar bana candan yakınken
ha kavuştuk, kavuşacağız derken
bakmaya doymadığım yüzünü benden
yadeller sorarsa ölürüm gülüm
senden öğrenmiştim, ben sevilmeyi
senden öğrenmiştim sevip gülmeyi
kalbimde büyüyen nazlı çiçeği
yadeller yolarsa ölürüm gülüm
Nuri CAN
Nuri CanKayıt Tarihi : 24.5.2015 09:31:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nuri Can](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/05/24/z-yeni-kitaba-ask-siirleri.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!