Yeni ve kitapta olmayan şiirler
Kimim ben
Çocuk olur masal dinlerim kimi gün
seyyah olup diyar diyar gezerim
kendi aptallığıma gülerim kimi gün
yüzme bilmediğim denizlerde yüzerim
kimi gün Mecnun olur çöller aşarım
her diyarda bir başka Leyla ararım
kimi gün çocuk olur aklıma şaşarım
kalbimi alıp avucuma beraber ağlarım
kimi gün ceylan olur avcılardan kaçarım
kahraman olur korku saçarım kimi gün
kimi gün al al çiçek olur şiir açarım
kuş olur daldan dala uçarım kimi gün
kimi gün ferhat olup dağlar delerim
koyun olur ak kuzuma melerim kimi gün
kimi gün şair olur şiirler elerim
kerem olup aslıya yanarım kimi gün
Nurı CAN
Şiir yanar, kelam yanar, dil yanar
Şu garip boynumu dâra verdiler
sineme onanmaz yara verdiler
ateşi aşk ile nâra verdiler
alev yanar, ateş yanar, kül yanar
yarıldı yer, arşı sardı ağıtlar
yandı yürek, yandı bütün kağıtlar
kalem yazmaz silindi hep satırlar
şiir yanar, kelam yanar, dil yanar
bükülmez dağ idim eğildi başım
bekledim çatladı son sabır taşım
bilmem kaç yıl geçti, kaç oldu yaşım
günler yanar, aylar yanar, yıl yanar
bir kızı severdim öyle uzaktan
bin dilek diledim olmadı haktan
kurtuluş olmadı kahpe tuzaktan
hayal yanar, sahra yanar, çöl yanar
ateşlere verdim gönül dağımı
bitirdim gam ile gençlik çağımı
târumar eyledim sevda bağımı
bahçe yanar, bülbül yanar, gül yanar
ağular devirdim doldukça tasım
ben bittim bitmedi gönülde yasım
gönlümdeki ah’tır bütün mirasım
sazım yanar, sözüm yanar, tel yanar
Nuri CAN
Hazan ağlar, suzan ağlar, dal ağlar
Kırık bir sandalım gam denizinde
tutuştum yandıkça aşkın közünde
üflet-i mecnunum leyla izinde
kumlar ağlar, sahra ağlar, çöl ağlar
hüsran ile geçti baharım yazım
dinmedi yıllarca bağrımda sızım
tellere vurdukça inledi sazım
çanak ağlar, mızrap ağlar, tel ağlar
gülün sevdasıyla dinmez figandım
ateş-i aşk ile gark olup yandım
gönül gülzarından nara boyandım
gülzar ağlar, sözler ağlar, dil ağlar
halimce yaşarken yazı baharı
yağdırdın başıma doluyu karı
boşa mı bülbülün figanı zarı
bağban ağlar, bahçe ağlar, gül ağlar
ömrümü adadım bilmedin ey yar
dolaştım gurbeti hep diyar diyar
estikçe başında bir deli ruzgar
yollar ağlar, hasret ağlar, yel ağlar
bağırdım, çağırdım duymadın sesim
kalmadı ruhumu şenleten mevsim
yırtıldı kalbine çizdiğim resim
kâğıt ağlar, kalem ağlar, el ağlar
yaprağın ağıdı hazan yelinden
gönülün kırığı arsız dilinden
vefa bilmez bir vefasız elinden
hazan ağlar, suzan ağlar, dal ağlar
Nuri CAN
Gelin gelin ağlar nazlı gelincik
dağların başında açan gelincik
solmuş yaprakları daha gencecik
kalbinde bir sızı kanar incecik
sevdasını yüreğine gizlemiş
bu dünyada bir gün olsun gülmemiş
kalbinde bir sızı kanar incecik
gelin gelin ağlar nazlı gelincik
ateşe vermişler gönül dağını
târumar etmişler sevda bağını
gam ile geçirmiş gençlik çağını
sevdasını yüreğine gizlemiş
gülmek nedir bir gün olsun bilmemiş
gelin gelin ağlar nazlı gelincik
gülmemiş kaderi ah bir kerecik
ağladıkça taş duvarlar hislenmiş
dağlar taşlar bulutlanmış, sislenmiş
ay utanmış karanlığa gizlenmiş
bu dünyada bir gün olsun gülmemiş
sevdasını yüreğine gizlemiş
nazlı nazlı ağlar nazlı gelincik
kalbinde bir sızı kanar incecik
tarûmâr etmişler gül, gülistanı
suya düşmüş hayali, düşistanı
sığmamış kalbine ah-ı isyanı
bu dünyada bir gün olsun gülmemiş
sevdaları yüreğine gizlemiş
nazlı nazlı ağlar nazlı gelincik
kalbinde bir sızı kanar incecik
avcılar peşinde ah nazlı ceylan
gözünde yaşlar kalbinde heyecan
yaralı turnamısın aşklara uçan
sevdaları yüreğine gizlemiş
gülmek nedir bir gün olsun bilmemiş
nazlı nazlı ağlar nazlı gelincik
kalbinde bir sızı kanar incecik
yazan yazmış ak alnına fermanı
ne çare bulunur ne de dermanı
nazlı nazlı ağlar nazlı gelincik
kalbinde bir sızı kanar incecik
Nuri CAN 1979
Sevda kurşunuyla vuruldun gönül
Kış ayında çiçek verdiğin gönül
yaz ayında hasret derdiğin gönül
kıymet bilmeyenin ayaklarına
kalbini aşk için serdiğin gönül
yetmez mi vahasız çöle döndüğün
baharı yalancı güle döndüğün
dünyada vefasız sevgili için
onca gözyaşıyla sele döndüğün
hangi hayale bürünürsen bürün
hangi kılıkla görünürsen görün
uzunca bir yolun sonuna geldin
hangi aşk için sürünürsen sürün
baharsız bir ömrün kışında kaldın
umutsuz bir hayat dışında kaldın
daldan dala uçan bir kuşken gönül
en son bir uçurum başında kaldın
dolaştın yıllarca bir aşk izinde
ceylanlar uyuttun gönül dizinde
okyanusta asi bir dağdı gerçek
boğuldun işte hayal denizinde
dönsende dönmesende kararından
kırıldı hayal, umut yok yarından
fırtına duruldu ceylan vuruldu
bir haber bekleme aşk diyarından
gece gündüz akıp duruldun gönül
koşa koşa düştün yoruldun gönül
var olmayan bir hayale sarılıp
sevda kurşunuyla vuruldun gönül
Nuri CAN
www.nurican.com
Sana ne deyim gönül
solan güle benzersin
bir yanıp bir sönersin
yanan küle dönersin
sana ne deyim gönül
aşktan arı kaçarsın
hem aşk için yanarsın
hem derdi aşk sanarsın
sana ne deyim gönül
yazın çiçek verirsin
yele hasret derersin
kışın karda erirsin
sana ne deyim gönül
evimi viran ettin
yaşamı haram ettin
her derdi yaram ettin.
sana ne deyim gönül
başına taç eylersin
ömre ilaç eylersin
sen sevdayı neylersin
sana ne deyim gönül
her güzelde gözün var
herkese bir sözün var
hep sonunda hüzün var
sana ne deyim gönül
ne gül gülistan kaldı
başta bin isyan kaldı
hatırda nisyan kaldı
sana ne deyim gönül
Nuri CAN
Bir deli dalgayım sana sığındım
Gökyüzü ağlarken düşen yaşlara
yürek dayanmıyor eğik başlara
feryadım çarparken kara taşlara
bir deli dalgayım sana sığındım
yaz tükendi ömür kışında kaldım
felek yendi hayat dışında kaldım.
öldüm ama hep kırk yaşında kaldım
bir yarı yoldayım sana sığındım
ne aydınlık bir gün, ne sabah gördüm
yüreğimde deprem deprem ah gördüm
baktığım yerlerde hep günah gördüm
bir garip haldayım sana sığındım
güller bürünürken taşı, toprağı
çekildi ömrümün akan ırmağı
kurudu bahçemin yeşil yaprağı
bir kara çalıyım ana sığındım
bir dost bekledim teni baharından
yüreği gül kokan aşk diyarından
bir umut kalmadı artık yarından
bir gizli duldayım sana sığındım
bir bilsen ah ben neler, neler gördüm
bir bilsen ne yağmur, ne seller gördüm
ne rüzgarlar esti, ne yeller gördüm
bir kırık daldayım sana sığındım
Nuri CAN
Ne haldeyim şimdi sorma halimi
bir bilsen ah ben neler, neler gördüm
bir bilsen ne yağmur, ne seller gördüm
ne rüzgarlar esti, ne yeller gördüm
ne haldeyim şimdi sorma halimi
her yalana yanıp söndüğüm anmış
gidip gidip geri döndüğüm anmış.
her terk edildiğim öldüğüm anmış
ne haldeyim şimdi sorma halimi
ne bir mutlu gün ne sabahı gördüm
yüreğimde hergün bir ahı ördüm
baktığım her yerde günahı gördüm
ne haldeyim şimdi sorma halimi
gül açar mı kararmış mevsimlerde
mazi bir yara sararmış resimlerde
bir garip güler mi gurbet ellerde
ne haldeyim şimdi sorma halimi
baharsız bir ömrün kışında kaldım
umarsız bir hayat dışında kaldım
kimsesiz bir dağın başında kaldın
ne haldeyim şimdi sorma halimi
mutluluk beklerken yoruldum işte
sellerce çağladım duruldum işte
hayat kurşunuyla vuruldum işte
ne haldeyim şimdi sorma halimi
yoruldum her gün maziyi anmaktan
yüreğimde hasret ile yanmaktan
gördüğüm herkesi seni sanmaktan
ne haldeyim şimdi sorma halimi
Nuri CAN
Bir köşede boyun bükerim şimdi
tükettim ömrümde baharı yazı
göksümde devasız deli bir sızı
söndü hayalimin yanan yıldızı
bir köşede boyun bükerim şimdi
duman bürünürken dağı, toprağı
çekildi ömrümün akan ırmağı
kurudu bahçemin gülü yaprağı
her hazanda yaprak dökerim şimdi
gülmeyi kendime hep haram ettim
yaşam sevincimi çoktan kaybettim
ben yaralı adam, aşka küs yettim
her andıkça bir ah çekerim şimdi
çiçekler içinde çiçeğim gitti
hayaller içinde gerçeğim gitti
vuruldu ceylanım herşeyim bitti
göksümde yaralar sökerim şimdi
Nuri CAN
Bu hesap görülür bir gün
Canlarımıza kıysanızda
hesap, kitap saysanızda
zulmünüzden caysanızda
bu hesap sorulur bir gün
ey düşlerin gaddar avcısı
polisi,sorgucusu, savcısı
geçer mi bu yürek acısı
bu hesap sorulur bir gün
yaşama kurşun sıksanızda
bizi zindanlara tıksanızda
suçu üstümüze yıksanızda
bu hesap sorulur bir gün
sanma gök kısır; toprak sağır
dağlarımız duman, hava ağır
gün gelir ister çağır, bağır
bu hesap görülür bir gün
Nuri CAN
Vurulduğum Yerdeyim
hayat kısa bir roman
akıp gidiyor zaman
ömür ki, darma - duman
darıldığım yerdeyim
dağların sırasında
hüzünler sarısında
çiçekler arasında
sarıldığın yerdeyim
sözlerin sözlerime
gözlerin gözlerime
yüreğin yüreğime
dokunduğu yerdeyim
açmadı tomurcuklar
kırgın bütün çocuklar.
bitmedi yolculuklar
yorulduğum yerdeyim
beklediğim gelmiyor
hasret sona ermiyor
çölde gül yeşermiyor
kuruduğum yerdeyim
dileklerim tutmadı
düş kurdum avutmadı
gönül hiç unutmadı
düşündüğüm yerdeyim
amuda durur gibi
incinen gurur gibi
sessiz bir yağmur gibi
düştüğüm o yerdeyim.
bülbülüm gül bağında
sustum gönül dağında
can ki, felek ağında
beklediğim yerdeyim
en son ayak izinde
bir acının dizinde
hayalin denizinde
boğulduğum yerdeyim
başıma taç eyledim
ömre ilaç eyledim.
gözüme yaş eyledim
ağladığım yerdeyim
güllerin yanışında
bülbülün göz yaşında
bir uçurum başında
tutunduğum yerdeyim
sessiz uyaklar gibi
kara topraklar gibi
sarı yapraklar gibi
savrulduğum yerdeyim
yoruldum gam yükümle
yazılmamış öykümle
yarım kalmış türkümle
çağırdığım yerdeyim
ağladığında ırmak
kuruduğunda toprak.
düştüğünde son yaprak
darıldığım yerdeyim
ayazda bir üşüme
üşüştü gülüşüme
ateş düştü düşüme.
kavrulduğum yerdeyim
alnımın karasında
dikenler arasında
bir gülün yarasında
kanadığım yerdeyim
beklemekten yoruldum
aka aka duruldum
yüreğimden vuruldum
vurulduğum yerdeyim.
Nuri CAN
Gam Değil
Iyi günde dost olanlar vardı ya
elin öperlerdi girip sıraya
kötü günde bir hal hatır sormaya
gelmezlerse gelmesinler gam değil
yeter dert katına erdiğin gönül
gurbet, hasret çile derdiğin gönül.
zemheride çiçek verdiğin gönül
görmezlerse görmesinler gam değil
taştan taşa çaldın garip başımı
ziyan ettin ekmeğimi aşımı
deryalar susturan bu göz yaşımı
silmezlerse silmesinler gam değil
dotsluğa dizdiğin onca kelamı
anlamadı çıkarcı deyyus telamı
yanından geçerken bir tek selamı
vermezlerse vermesinler gam değil
ateşi yanmadan kor küle döndün
vahası olmayan bir çöle döndün
yalancı baharda bir güle döndün
dermezlerse dermesinler gam değil
varsın üzülmesin ardında kalan
mutlu günlerini ömründen çalan
anlaki dünyada her vefa yalan
bilmezlerse bilmesinler gam değil
adım adım koşar iken menzile
dost uğruna düştük bir bak ne hale
en sonunda mezar taşını bile
dikmezlerse dikmesinler gam değil
Nuri CAN
Nazlı ceylan kan meliyor
Karlar yağar kar üstüne
Bülbül ağlar zar üstüne
Kalkın gidek mezarına
Ben öleyim yar üstüne
Nazlımdı oy nazenimdi
Gülümdü oy güzelimdi
Yazda baharda allanıp
Ah gönüller gezenimdi
Mezarını derin edin
Su serpin oy serin edin
dünyada murat almadı
Ahrette ah gelin edin
Gözün üstü kaş eyleyin
Yanağına yaş eyleyin
Beni mezarı başında
Bir dikili taş eyleyin
Şu dağların sırasına
Mezar kazın arasına
Garip kuşlar kar taşısın
Nazlı yarin yarasına
Dal edin, ah sümbül edin
Zara düşmüş bülbül edin
Beni o yar mezarında
Boynu bükük bir gül edin
Dağbaşları duman kara
Merhem olmaz yaralara
Dağlar, taşlar ağıt yaksın
Haber salın rüzgarlara
Munzur munzur aksın yaşlar
Boynu bükük baksın başlar
Nazlı ceylan kan meliyor
Ses vermezki dağlar taşlar
Alım, sarım, karam oy oy
Yangın düşmüş yaram oy oy
Kara yerde üşür nazlım
Yüreğimi saram oy oy
Nuri CAN
www.nurican.com
Bir gün olsun bana gülmedi hayat
Bir gün olsun bana gülmedi hayat
bana gül diyorsun nasıl güleyim
kahpe felek kesti umut yolumu
önüm tipi boran nasıl geleyim
acılara aktı gönül ırmağım
ayaklar altında kaldı toprağım
hazana takıldı nazlı yaprağım
dalda boyun büken güle ne deyim
yoruldum tutunurken en son dala
göç etti mevsimler düşten masala
kaç yıl geçti talih gülmedi hala
feleğin sillesi nerden bileyim
Nuri CAN
Nişan alıp vur beni!
Es deli gönlüme mahşere savur beni
aşk cehenneminde yak kavur beni
titretme elini nişan alıp vur beni!
gıyabımda verilmiş son hüküm olsun
geçtiğim tüm yollar kanlı cam kırıkları
rüzgarda inleyen keman hıçkırıkları
sel basıyor beklediğim son durakları
varsın bu öfke efkarım, gam yüküm olsun
ben yorgun, zaman kötü, devir zalim devir
gözlerim uykusu dağılmış dar bir şehir.
efkârım sel oldu, uğrum kara bir nehir
varsın yalnızlığa akan tek arkım olsun
ister şiir diye bir kağıda yaz beni
ister olmadı de sil, karala, çiz beni
müebbet bir aşkla kurşunlara diz beni
varsın yarım kalmış sevda son öyküm olsun
Nuri CAN
Hiç dinmedi yaşım benim
Ta doğduğum günden beri
hiç dinmedi yaşım benim
yedi başlı belalardan
kurtulmadı başım benim
oy yaradan oy yaradan
dertli doğdum ben anamdan
bin ok ile vurdu felek
kan damlıyor her yaradan
ekinimi biçemedim
göçer oldum göçemedim
önüm arkam seçemedim
derin geçti kışım benim
oy yaradan oy yaradan
dertli doğdum ben anamdan
bin ok ile vurdu felek
kan damlıyor her yaradan
boynu bükük ince daldım
karlar yağdı yara aldım
kara bahtım yere çaldım
zehir zıkkım aşım benim
oy yaradan oy yaradan
dertli doğdum ben anamdan
bin ok ile vurdu felek
kan damlıyor her yaradan
Can Nuri geçen yıllara
yol oldu zalim kullara
sonu gelmez acılara
mezar oldu döşüm benim
Nuri CAN 1979
Dağlar çiçek açsın diye bekleme
Kuşlar şarkı söyler bahar erince
nazlı kızlar aşka meyil verince
deli rüzgar, es gönlüme serince
dağlar çiçek açsın diye bekleme
yol açılsın nazlı yarim tez gele
amanıda be hey dağlar amanı
dağılsin başımın gamlı dumanı
her bahar mevsimi yayla zamanı
dallar çiçek açsın diye bekleme
yol verinki nazlı yarim tez gele
yandı yandı küle döndü közlerim
bahar gelir ben gülümü özlerim
ağlamaktan kan çanağı gözlerim
yollar çiçek açsın diye bekleme
yol açılsın nazlı yarim tez gele
karlı dağlar bulutların ağıtsın
seher yeli yaprakların dağıtsın
o yar gelmez ise gönül ne yapsın
aylar çiçek açsın diye bekleme
yol verinki nazlı yarim tez gele
Nuri CAN
Ben gülümden başka gül koklamadım
Bütün bahçeleri tek tek dolaştım
ben gülümden başka gül koklamadım
uğruna mevsimler yıllar harcadım
sevmekten bıkmadım, usanmadım
güllerin hepsi güzel ama senin kadar degil
gülü herkes sever ama benim kadar degil
aldığım her nefeste seni kokladım
senden başkasına dönüp bakmadım
kalbim her yerde seni aradı, seni sordu
seni sormaktan bıkmadım, usanmadım
güllerin hepsi güzel ama senin kadar degil
gülü herkes sever ama benim kadar degil
sana şiirler yazdım,şarkılar besteledim
saçlarına çiçekler ördüm desteledim
nazlandın, yüce yüce dallarda gezdin
ben sana hiç darılmadım, küsmedim
güllerin hepsi güzel ama senin kadar degil
gülü herkes sever ama benim kadar degil
Nuri CAN
Gül kurusu mektuplardan
mavi mi kalbinin sesi
nefesin rüzgar nefesi
başındaki gül kafesi
kuşlar uçar saçlarından
hayal gibi, bir düş gibi
nazlı nazlı gülüş gibi
kafesinde bir kuş gibi
sal beni avuçlarından
gül kurusu mektuplardan
selam ilet kutuplardan
yağmur yağmur bulutlardan
al dök kirpik uclarından
ister kul et, ister köle
mutluluk ver, ister çile
sevdiğimi bile bile
kaldir at yamaçlarından
Nuri CAN
Aşk nedir
aşk şiirdir aşk sözdür
aşk ateştir aşk közdür
aşk manadır aşk özdür
hayallere sığmayacak kadar
aşk bahardır aşk güzdür
aşk gönüldür aşk gözdür
aşk deryadır aşk gizdir
okyanuslara sığmayacak kadar
aşk kutsaldır aşk ekmek
aşk bahçedir aşk çiçek
aşk hayaldir aşk gerçek
kelimelere sığmayacak kadar
Nuri Can
Hasret Pınarı
yıllar geçer ben hep seni özlerim
kime baksam seni arar gözlerim
şiir şiir hasret kokar sözlerim
türkü yanar, şarkı yanar, dil yanar
çıkmıyor aklımda hayalin sesin
unutamam seni hep kalbimdesin
nefesimin içinde sıcak nefesin
içim yanar, dışım yanar, el yanar
hep düşünürüm asker ocağında
hasretin bucağında, kar kucağında
bir mektup yazarım aşk sıcağında
kalem yanar, kağıt yanar, kül yanar
geçip gidiyor yaşamadan baharı
hep gönlüme yağar dağların karı
türkü türkü akar hasret pınarı
sazım yanar, perde yanar, tel yanar
çeke çeke bitmez benim dertlerim
başımın üstünde gezer kederim
bülbül gibi zarı figan ederim
bahçe yanar, bülbül ağlar, gül yanar
Nuri CAN
Nazlı Ceylan
Sen sultansın nazlı ceylan
al bu canım sana kurban
kalbimdeki sızısın sen
koşturma beni ardından
yürek yakan naz var sende
türkü çalan saz var bende
mor dağların kızısın sen
bırakma beni yad elde
gel bu sevda yakar beni
gel bu sevda yıkar beni
sensiz hayat zindan olmuş
tut elimden çıkar beni
seherin ak yelindesin
baharın yaz selindesin
perde perde gülüveren
şu sazımın telindesin
sen sultansın nazlı ceylan
gel kul olsun sana bu can
alnımdaki yazısın sen
yelden yele esip duran
Nuri CAN
En güzel aşk şiiri
sen benim aşkımsın
dünyaya bakışım
gönlümde gülüzar
gözümde yaşımsın
sen benim sultanım
başımda tacımsın
ömrüme can katan
gönülde ilacımsın
sen benim gerçeğim
tabağımda aşımsın
dik duran çiçeğim
eğilmeyen başımsın
sen benim sevdiğim
benim en özelimsin
şu çirkin dünyada
inan tek güzelimsin
ben sana gülümsün dedim
gülüşünü sevdim
kokunu sevdim
baktığım her gözde seni gördüm
yazdığım her sözde seni ördüm
sen benim en güzel aşk şiirimsin
Nuri CAN
Hüznün gam çizdiği resimlerdeyim
Yalancı bahara aldanmış gülüm
yelin ram estiği mevsimlerdeyim
sebebi çileyim, nam - ı bülbülüm
hüznün gam çizdiği resimlerdeyim
baharın sevdası düşmüş toprağa
ağacın dalları küsmüş yaprağa
bir figan sesidir vurmuş ırmağa
canın kan kestiği kesimlerdeyim
bir deli rüzgardır eser ömrümden
bir buruk nağmedir geçer gönlümden
ne dünde hayır var, ne de bu günden
ömrün buz kestiği mevsimlerdeyim
sevda yağmur yağmur düşer ömrüme
yağar damla, damla seven gönlüme
bahçe çiçek açmış benim neyime
kırık şarkılarla, esinlerdeyim
yarıldı yer, arşı sardı ağıtlar
uyandı bak duyan bütün sağırlar
yandı yürek, yandı bütün kağıtlar
yelin kül estiği mevsimlerdeyim
Nuri CAN
Şiir yanar, kelam yanar, dil yanar
Şu garip boynumu dâra verdiler
sineme onanmaz yara verdiler
ateşi aşk ile nâra verdiler
alev yanar, ateş yanar, kül yanar
yarıldı yer, arşı sardı ağıtlar
yandı yürek, yandı bütün kağıtlar
kalem yazmaz silindi hep satırlar
şiir yanar, kelam yanar, dil yanar
bükülmez dağ idim eğildi başım
bekledim çatladı son sabır taşım
bilmem kaç yıl geçti, kaç oldu yaşım
günler yanar, aylar yanar, yıl yanar
bir kızı severdim öyle uzaktan
bin dilek diledim olmadı haktan
kurtuluş olmadı kahpe tuzaktan
hayal yanar, sahra yanar, çöl yanar
ateşlere verdim gönül dağımı
bitirdim gam ile gençlik çağımı
târumar eyledim sevda bağımı
bahçe yanar, bülbül yanar, gül yanar
ağular devirdim doldukça tasım
ben bittim bitmedi gönülde yasım
gönlümdeki ah’tır bütün mirasım
sazım yanar, sözüm yanar, tel yanar
Nuri CAN
Nuri CanKayıt Tarihi : 21.5.2009 15:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!