Z- Dörtlükler - Oksimoron

Ömer Ekinci Micingirt
1861

ŞİİR


51

TAKİPÇİ

Z- Dörtlükler - Oksimoron

Nabi'nin Sevdası

Kimine bir dörtlük tefekkür mısra
Vahyin hakikati kimine kisrâ
Nâbi'nin sevdası hıçkırıklarım
Kalemim titriyor yemin var asra

İnsan

İnsan fâni dersen iki hecedir
Hayrettir seyirdir aşktır yücedir
İstikamet dava erdem nicedir
Gayret samimiyet ihsandır insan

Dost

Düşmandan beterdir dostun susanı
Ruhsuz sessizlikler İblis lisânı
Hakka hürmetsizlik kimin ihsanı
Hakkı bilmeyene dost mu denirmiş

Düşünmeyin

Kin pişirip ribâ yiyin
Ektim biçtim helâl deyin
Vicdan tahrip akıbet mevt
Mahvedermiş düşünmeyin

Buğz

Buğzu yoksa geri kalan hiçtir hiç
Kötülüğe suskun kalmak suçtur suç
Bananeci ins Müslüman olamaz
Olanların boynundaki haçtır haç

Bir Zamanlar

Biz ne yaptık kimler kimden soğudu
Her şey vardı riyakârlık yoğudu
Müspet olmuş her musibet nedense
Alın temiz, huzur ondan çoğudu

Ahmak

Temayüllerini yükledin dine
Karanlığa vadi kula kul oldun
İblisliğin ihtisası dengine
Karun’a payanda pula pul oldun

O

Rezzak O’dur tevekkül tam
"Zümer" kâfi, nasip tamam
Zillet ehli kavimleri
Firavun’u unutamam

Tespit

Dalkavuklar it gibidir
Kimi havlar kimi hırlar
Hak bilenler süt gibidir
Kul hakkını hatırlatır

Olamadık

“Dar bakıyoruz çok dar”
Tebliğ irşat gayret var
Nebinin ümmetine
Olamadık hizmetkâr

Mutlak

Havfın mertebesi recâ halkası
Müspet suskunluklar sabrın belgesi
Şafak doğar tekrardan Biiznillah
Mutlaka duyulur hakk’ın gür sesi

Afedersiniz

Güdülmek isterler götürüp yayın
Koşar adım anırırlar kâr sayın
Gitmezlerse şayet ç/alın sopayı
Eşşekleri bir araya toplayın

Tevil

Takdir sahibi tek Cenâb-ı Hak’tır
"Kaderin üstünde bir kader" yoktur
Kader büyük kelâm şaşmayan saat
Tevile ne gerek bilmem ki üstat

Eyvah

Cami mezarlıkta; saf saf diyorum
Zaman geçmiyor mu, insaf diyorum
Dünya madem fâni ahiret bâki
Vazife-i hayat, eyvah diyorum

Vesselam

Hakikatsiz varı huzur zannettik
Hodbin hınzırları hızır zannettik
Hakkı pazarlayan dalkavukları
Hatip edip şâir yazar zannettik

Kimler

Kürtaj haç beşiği kaldırıverdi
Kimler aç uşağı güldürüverdi
Biz âsr suresine iman etmiştik
Yalan kaç kuşağı öldürüverdi

Basın

Nefret bahçeleri gereksiz izah
Sen artık kör düğüm çözülmez mizah
Sözcüklerin ağu kim kaypak yazsın
Sabrın köklerini kurutamazsın

Arsızlık Tufanında

Yer gök sesini kesti
Ilık bir rüzgâr esti
Annem sessiz çığlığım
Babam duâ nefesti

O Gün

Çobanlar köpekler bir de tacirler
Çobanlığa âşık ol muhacirler
Sabırda doğarlar büyük fecirler
Ak kara bellolur hâk divanında

Mutlak

Zulüm tırmandıkça yıkılır putlar
Âh vurdukça cemreleşir umutlar
Her derde devadır o büyük mizan
Öteler ötesi öbür taraf var

Keşke

Yarın meçhul belki de dündüm
Düşündüm düşündüm düşündüm
Üç kelime peş peşe saydım
“Pişmanım keşke yapmasaydım”

O Gün

Gasp edenler hakkı şunu bilecek
Kaçış yoktur mutlak mizân gelecek
Kul hakkına şirazeden çıkanlar
Dehşet günde tekrar tekrar ölecek

Allah’ım

Gün hezimet sokak nifak cürüm çok
Rahmet sende sen Kerimsin sensin Hâk
Koru bizi Şeytanlaşmış inslerden
Senden başka el açacak kapı yok

Şuur

Pek civanmert paye çoktu
Her dediği güya haktı
Hakikatten söz edince
Öfke geldi şuur gitti

Nifak

Yalan kalbe zifttir kiri eksilmez
Doğru yüce dağdır karı eksilmez
Afaki şeylerle kulu yermekle
Takvası bozulmaz nuru eksilmez

Ey İnsan

Çetrefilli yollarda, hakikatten bihaber
Vicdanları ezerek nereye yürüyorsun
İnsan hiç ürpermez mi, ifrat tefrit kol kola
Gaflet hırs boğuşmalar; hüsrana varıyorsun

Vicdan

Soğuk zemheride yanıyorum
Beni kızdıranı kınıyorum
Vicdandır benim tek mutluluğum
Öfkemi abdestle yeniyorum

Belki

O kadar doğru olacaksınız ki
Girmekten utana kümese tilki
Yeter mi nasihat uzun kuyruğa
Utanır ders alır kim bilir belki

Ciddiyet

Mizân şakaya gelmez
Hakkı bilmeyen gülmez
Kulu rab edinenler
Rızkı Allah’tan bilmez

Feraset

Gasbedildik vurulduk
Anlatmaktan yorulduk
Putperestlik artıkça
Sağır dilsiz kör olduk

15 Temmuz

İkbâl hesabına çok şeyi bozan
Kahraman taklidi yapan kalpazan
O yiğitler şehâdete koştular
Senin için gayya bekleyen kazan

Hakikat

Hak ve batıl açık duru ve nettir
Hak yok ise tarafkirlik cinnettir
Kime zakkum cehennemin sofrası
Hakikatin meyveleri cennettir

Ayrılık

İçime hüzün çöktü
Ölümden de büyüktü
Ayrılık esareti
Taşınmaz ağır yüktü

Ehli Şer

Sanma ki uyuttun uykuda bizi
Susayan toprağa kar yazın yağar
Sabrın yük treni rahmet denizi
Taşar şer ehlini damlada boğar

İsmimdedir İfadem

Ben ne sağım ne de sağın soluyum
Ben Faruk’un adl isimli yoluyum
Ben Bilâl’im tepişiniz sırtımda
O’na kurban bir tek O’nun kuluyum

Akıbet

Ben beni kadere bırakmışım
Yağmuru bulutsuz yağdırana
Tanrılaşıyorsun sen bir hışım
Savaşın kimle kıran kırana

Hak

Şuur ne vicdan kim haykırın yayın
“Kolaylaştırınız zorlaştırmayın"
Allah’tan korkun "hak" hakkı deyiniz
"Müjdeleyin nefret ettirmeyiniz”

Bedbaht

Aklet tezden vaktinde, vuracak dizin olsun
O dehşetli mizanda bakacak yüzün olsun
Bu hiddet nefret nedir, nesafet bilmez bedbaht
Göreceğiz haşirde; hele bir o gün olsun

Rabbim

Hakka talip olduk gerişi boştur
Hikmet dâhilinde her zorluk hoştur
İşte yakarışım senin ayetin
“Rabbim işimi bana kolaylaştır”

Ya Râb

Bir ömür adl olan şan istiyorum
Şehadetle susan can istiyorum
Ehl-i dalaletle haşr etme beni
Rahmetine mazhar son istiyorum

O ân

Yalan mevcut herşey, ne varsa yalan
Pörsümüş kadavra mezara kalan
Lâl olur gün susar dil kuruyunca
Gerçekler konuşur, v/âh işte o ân

Şiirlerle

Özlediğim sonu anlattım size
Dile sığmaz belki uçsuz bucaksız
Düşmandan beteriz biz kendimize
"At izi, it izi" kim haklı haksız

Marifet

İster bütün mevcudatı arif et
İster yedi kat gökleri tarif et
Sonsuza seyahat gönülle olur
Gönülleri inşa etmek marifet

Bekleyiş

Buğulu mısralar gölgem şiirden
Beşik makber sevmez vuslat tehirden
Kırlangıç uçuran fesleğen kokan
Bir müjde beklerim ben bu şehirden

Efendimiz

İnsanlığa şeref veren tek kelâm
Ne güzeldir s/öyle “salât-u selam”
Sîreti sûrette can efendimiz
Kur’ân, Aleyhissalâtü Vesselâm

Kizbmatik

Kin ehline edep erkân sorulmaz
Tağutların iblisliği görülmez
Hakikati çalar oynar dilde saz
Gerçekleri çarpıtmaktan yorulmaz

Unutma

Tahsisatı fark et sokaklara bak
Kuşlara buğday serp yâl ver itlere
Verenler yükselir kulluğa ancak
İnfâkı unutma koş vakitlere

Niyet

Baş yastıkta rahat yatabilenler
Niyetini temiz tutabilenler
Mazlumu zalimi hakkı bilirler
Dünyayı ukbaya satabilenler

Lafzî Âkim

Milletine şecaatli
Ve kâfire pek şefkatli
Yolu bozuk lafzî âkim
Bu mu sırat-ı müstâkim

İnfak

Üzmeden veriniz alan şen ola
Çöl kokan dudaklar gül gülşen ola
Veren felâh bulur infâkı mutlak
Yeter ki gizlice gönülden ola

Yorulduk

Kamyon kamyon ne çok var
Sağır dilsiz kör olduk
Muâmelat riyakâr
Kizb ehlinden yorulduk

Varyant

İftarlarda aşı sahurlarda faz
Bulunmaz sermaye varyant mutant doz
Korku telaş yayan tuzu kurular
Kesin sesinizi fazla oldunuz

Tezekkür

Hakikate akletmeden varılmaz
Kizb ehline niçin neden sorulmaz
Utanmayı kaybetmişse yığınlar
Çirkinlikler çoğalmaktan yorulmaz

Hasret

Şeytanlar çoğaldı almıyor Mina
Göremeyeceğiz Mekke’yi yine
Ne zaman uyanır âlem-i İslâm
Dinmeyen hasretim hüznüm Medine

Terhis

Ölüm yokmuş gibi yaşıyoruz biz
Terhisten terhise koşuyoruz biz
Ölüm öz vatana tapudur madem
Neden müstâkimden şaşıyoruz biz

Vesselam

Hakperestlik imandansa neyim ben
İsmim Ömer hak taşırım beyim ben
Tevâzu yok hakikat noktasında
Hınzırlara karşı en öndeyim ben

Korona

Akleyleyip gidip sorun Kur’ân’a
İkaz, ihtar, musibettir korona
Dağıldık toparla bizi Allah’ım
Lisân kalbe hasret dede toruna

9

Gün ramazan ay Nisan
İnfak ikrâm ve ihsan
Bağış yapın der âyet
Bahtiyar olur insan

8

Ramazan’ın sekizi
Rahmeti sardı bizi
Şükredip paylaşalım
Doldurup terkimizi

7

Bu gün yedi ramazan
Huşu kattı namazan
Aşk ve şevkle idrak et
Ubudiyeti kazan

Akıbet

Sahurlarda ezân sesi
Cana derman geliyor
Ölüm çok yakın vallâhi
Hasat harman geliyor

Putlaştırmayın

Kapıldık topyekûn aynı ahenge
Tadil-i erkan var İslam’da denge
Haksa eserleri okuyun yayın
Şair yazarları putlaştırmayın

Kavga

Besmeleyle kardeş eti yedik biz
Hayâsıza cesur pozlar dedik biz
Medeniyet kizbe kapak raflarda
Kavga buysa, epey ilerledik biz

Cudi

Fecr zifiri karanlık dağa hüzün yağıyor
Günah isyan musibet şer gündüzün yağıyor
Çiçek böcek ağaçlar kasvetime sükûnet
Kalbim vuslata mağlup hasret güzün yağıyor

Tuzak

Nifâk aynı yine plan alçaktır
Darbelere taraf olan alçaktır
Tuzak kuranları lanetliyorum
Kumpas kuran meşru kılan alçaktır

Münezzeh miyiz

Ölüm yokmuş gibi ömür sürüyoruz
Kibir akademileri kuruyoruz
Acz fakr ve noksanlıktan münezzeh miyiz
Hâşâ neyiz biz, nereye yürüyoruz

Dosdoğru

Dosdoğru olunuz der miydi âyet
İslâm salt softalık olsaydı şayet
Doğruyu konuşup doğru yaşayan
Hakikatte insan gerçek müslüman

İblis Gözlüğü

Öteye mücerred hüznümdür kader
Her güzel şey helâl ile mukadder
İblis gözlüğüyle dilsiz olamam
Buğzun endişesi bendeki keder

Kulluk

Aynı dinden değilim ben
Siz kula kul ben Allah’a
Gerçek iman hû ebeden
Siz pula pul ben Allah’a

Cumâ Mesajı

Hep cumâ mesajı yazın kardeşim
Kime irşad tebliğ va’zın kardeşim
Eğer bir yoksulu güldürmemişsen
Vallâhi akıbet hazin kardeşim

İmanometre

İşimiz din ölçer değildi bizim
İmanometremiz çoğaldı bizim
Kavgamız bu muydu tevbeler olsun
Tevhid şuurumuz dağıldı bizim

Sayılmaz

Şefkata varmayan insan sayılmaz
Vicdanı yormayan insan sayılmaz
Kalpler titremeli göz yaşarmalı
Gözü yaşarmayan insan sayılmaz

Kendime

Tedbir ve tevekkül neticesi nur
Gayret et razı ol sabrını sürdür
İmanı tahkiki yol tören olsun
Ahiret kaygısı olanlar hürdür

Kadın

Rikkat ana evlat bacı sırdaş yâr
“Gelincik çiçeği” müjdeye mazhar
Şefkat hazinesi iffet setidir
“Kadınlar Allah’ın emanetidir”

Kukla

Sabırdır düsturum adım eş hakla
Hak batıl hayır şer kral ve kukla
Gücüm ismimdendir büyük hakikat
Hasmımı ararsan ismimi yokla

Erdem

Ahlâk olmalı dayınız
Erdemi kardeş sayınız
Çokluklar zayi olmuşsa
Yalnızlıktan kaçmayınız

Nesafet

Hakikati yazmak yaşamak gayem
İsmimle mükellef benim hikâyem
Kur’an’ın esası hükümleri net
Hakk’a hürmetsizlik yoksa nesafet

Düzen

Bir yanda oynanan ahlaksız dizi
Bir yanda kâr deyip öptük fâizi
Düzen hakla savaş mekanizması
Ya rabbi sen helak eyleme bizi

Nezaket

Sözün tesirine tazyik olalım
Fikre saygı duyup nazik olalım
Nezaket akletmek şiddete settir
Şiddetsiz tebliğler ubudiyettir

Ahır

Neden bu kadar çok dalkavuk neden
Ahir zaman ahir zaman diyorum
Geçilmiyor gübre dolu gürbeden
Ahır saman ahır saman diyorum

Gözlük

Gözlerime gözlük dile söz lazım
Gözlükten ziyade gören göz lazım
Görmek âhlak ister ahlâkı birler
Görmek derdindedir gerçek şairler

Kizbmatik

Zillet olur kinpereste gül sunma
Tağut olur Kisra olur hırs olur
Kizbmatiğe hüsn-ü zanda bulunma
Hakikatin izzetine ters olur

İns

Kul hakkı vebaldir görmemek hata
Ahlakı satmayın saraya yata
"İnsan için ancak çalıştığı var"
İns gibi gitmeli insan sırata

Akledin

Dini “ ben” e ilikler
Ben diyen kişilikler
Benlik şirk ve hamaset
Kur’an belli sünnet net
Ömer Ekinci Micingirt

Bekleyiş

Biz sevda çekerken allarımıza
Baykuşlar kondular dallarımıza
Belki bu baykuşlar sebeb-i bahar
Belki bahardan da öte bahar var

Berzah

Sabır teslimiyet lütfetsin Hûda
Riyasız yüzdürsün pak helâl suda
Kimleri almadı Âlem-i berzah
Firavun Marx Kârûn Hitler ve Buda

Çomar

Münafıklık kibrin varı
Gayya satar din pazarı
Hodgamlar çomar eylemiş
Şuursuz şair yazarı

Çukur

Domuz çiftliğinde temiz et ister
Ribâ çukurunda bereket ister
"Helâl dairesi keyfe kâfidir"
Kur’ân samimiyet kizbi ret ister

Eblehler

Amel binasını herkes öremez
Zulmü seyredenler cennet göremez
"Bana dokunmayan" diyen eblehler
Secdede de ölse Hakka varamaz

Unutma

Ruh bilene imar vardır
Edep hayâ ve ar vardır
Unutmaki arsızlara
İlâhi bir şamar vardır

Rüzgâr Sesi

Yetim yüzlü sokakta yırtığını arayan
Bir öksüz gördüm giymiş, mutluluk elbisesi
Bense gam dimağında mısraları kanayan
Sükûtu yaprak gibi sürükler rüzgâr sesi

İstikamet

Hak batıl yalan gerçek iyi ve kötü nettir
Şefkat fukarasının şecaati şöhrettir
Sırat-ı müstakim de erdem çarşısında gez
İfrat tefrit istidat ifsatlar gizlenemez

İmhâl

Seni senden aldı, o ben’dir
Kim bilir belki de hilendir
İmhâl var ihmâl yok unutma
"Allah işiten ve bilendir"

O Gün

Kizb riya gösteriş şirk akan vana
Bu mu saygı hürmet tazim Kur’ân’a
O dehşetli günde görüşeceğiz
"Senin dinin sana benimki bana"

Gerek

Davacı zikrullah bu dille bize
Ahdine sabit bir haysiyet gerek
Dirlik getirildi sağ-solla dize
Hâk için halk diyen zihniyet gerek

Sadist

Kendisini düşünene ses etmem
Ses etsem de üzülür heves etmem
Muhakkak ki hikmetini düşünür
Dert ederim kurcalarım pes etmem

Mermer

Toprak yeter mezarların üstüne
Helâl yoksa altı nedir üstü ne
Mermer soğuk hasenât giy üstüne
Mizân bakmaz Karunların büstüne

Ben

Ubudiyetinde hodfüruşluk tam
Ömrünü "hep ben"le bitiren adam
"Hep ben"le birlikte gösteriş tamam
Şeytanı insafa getiren adam

Akıbet

Makam mansıp kalır tabutta ersin
Mümeyyiz vasfınsa ismen Ömer’sin
Hak adalet edep merhamet yoksa
Ahali peşinden der ki gebersin

Ahır

Akletmek fikriyatta sütunuzdur
Eleştirmediğiniz putunuzdur
Puta dönmüşse sevdikleriniz
Her yer size ahır yem otunuzdur

Utanın

Bir şiir uğruna değildir mısra
Kimine hakikat kimine kisrâ
Mizanadır bütün hıçkırıklarım
Utanın titreyin yemin var asra

Meret

Borsa döviz fâiz sardı serveti
Şatafata köle oldu hürümüz
Ne çok sevdik haram denen mereti
Eşref miydi sâhi bizim türümüz

Riba

Fâiz en vahşi düzen
Sen çalış ben yiyeyim
Ribâ Nemrutlarına
Bilmem ki ne diyeyim

Affedersiniz

Önyargılar başköşede durursa
Şeytaniler çığlık atar bayılır
Hû diyenler Siyonist’le yürürse
Alkış tutan kahpelerden sayılır

Ubudiyet

Tefekkür sara âlimi
Kemâlât ola kalemi
Nimettir hem ubudiyet
İlmihâl eyle kelâmı

Sığınak

Vefa öldü serde ar yok alında ter
Nefis feveranda gün dünden de beter
Koşuyoruz tuzaklarda hakikat bu
Sığınak O vekil Allah Allah yeter

Çöküş

Ayı iri ve sarı
İnsanlığın pek kârı
Siyonizm’in çöküşü
Amerikan baharı

Bakmadık

Bedeni süsleyip huya bakmadık
İnsanı yücelten şeye bakmadık
Uhuvvet ve sevgi nefrete teslim
Hakikate körlük bu ya bakmadık

Yalan

Yalansızlık iman yasasındandır
Yalan münafıklık esasındandır
Yalanın pembesi beyazı yoktur
Yalancının dini kasasındandır

Vaziyet

Menfaati haktan âli gördük biz
Başka başka pozisyona girdik biz
Dehşet günü düşünen kim nerede
Hakikati hayallerle dürdük biz

Şairler

Hakikat söylerler manada varlar
İmanın nuruyla imgeler parlar
Şiir bahanedir tebliğ yaparlar
Sonsuzluk derdinde gerçek şairler

Oğul

Müslüman denince şu üçünü yaz
Kibirli, ukala, namert olamaz
İslâm irşâd ister, ifsadı değil
Nifak höyküreni dinleme oğul

O Gün

Pişirin kardeş etini
Dehşetlerin dehşetini
Mizan gelir o gün anlar
Kalem satıp keyf çatanlar

Ben

Şehir ürkek şuur pazarda
Hep ben putu şâir yazarda
Nerede vicdan erdem takva
Vallahi tevbe yok mezarda

Oksimoron

Durun nereye yolculuk durun
Kin nefret önyargı hep oksimoron
Mesulüz vallahi biz mesulüz
Fikredin akledin ve kafa yorun

Sokak

Keskin sessizliğin feryadı vurdu
Emsali olmayan sızı bıraktı
Sokak parke tiner taş uyuyordu
Körpecik yavrular içimi yaktı

Secde

Secde huluslu hâldir
Secde irfan kemâldir
Secde ruha ne işler
Secde satan keşişler

O Gün

Haram lanetlenir beş vakit günde
Biz helal yaşarız şükür hükmünde
Mizana bıraktık o güne sizi
Alın terimizi maceramızı

İnsan

Amentü imanım ahlaktır dinim
Ahlaksız düzene garazım kinim
Mademki insanız dedemiz âdem
Haksızlığa karşı ahdim yeminim

Dosdoğru

Dosdoğru olalım dosdoğru
Dosdoğru kalalım dosdoğru
Adaletli ve adâletle
Sırat-ı müstâkim dosdoğru

Yetiyorsun

Kine nifak katıyorsun
Sen hep acı satıyorsun
Hızır dedik hınzır çıktın
Şeytanlıkta yetiyorsun

Sonsuzluk

Vara bel bağlayan ahmak kişidir
Yoklukta tevekkül veli işidir
Ona hamd ve şükür ne büyük ihsan
Sabır sonsuzluğa büyük koşudur

O Gün

Bir gün gelir gel hele der
Hâl konuşur başlar söze
Ter kokmayan şuh öğünler
Hicran koklatacak size

Edip

Kin ve kibre tutsak olmuş duyular
Hodgamgiller övülmeye alışık
Sirk maymunu imtiyazlı ayılar
Edip öldü yaşayanlar yılışık

Er

Musallaya her gelen er, er midir
Bu mısralar muhataba mermidir
Er odur ki güven olâ sözünde
Münafıklık koşturuyor va’zında

Dava

Davadan ziyade ’ben’lik havası
Tek mühim davadır Kur’ân dâvâsı
Ruhsuz davaları tepiyorum ben
Ganiyy-i Mutlak’a tapıyorum ben

İmtihan

Perde arkasından kuşattı yaydı
Bütün iradeler bir adamdaydı
Hızır zannedilen hınzır olunca
Nar-ı cehenneme ayaklar kaydı

Mizân

Nefsperestler çok laf ile yorulmaz
Namertlere merhameti sorulmaz
Nihayetsiz o dehşetli meydanda
Namaz oruç kizb ehline yâr olmaz

Oldu

Kimler kimin iti oldu
Vallahi çok kötü oldu
İtidal mevt akletmek yok
Herkesin bir putu oldu

Şiir Değil

Derdim çoktur diyemem ki duy anam
Yorgun bakışlara nasıl dayanam
Yapayalnız boşluklarda koşarım
Koşu değil bu bambaşka şey anam

Ahval

Düğünlerde çıplaklığı giyinmiş
Mezarlıkta tesettür tam, ne din’miş
Nabza göre Hakkı eğip bükerek
Fetva tamam yeni bir din edinmiş

Hak

Nifak ve kin kalbi şirke yürütür
İnsanlığı riyakârlık çürütür
Hakkı ihya meziyettir meziyet
Hak bilmezlik muhabbeti kurutur

Ben Diyen

İtlik var mayasında
Tasma takıp dalaşır
Zilletin kıyısında
Kokuşur mumyalaşır

Husûmet

Cehalet taassup sorgu istemez
Gerçeğe koşanlar kurgu istemez
İnsandan sayılmaz irfân giymeyen
Husûmetperestler yargı istemez

Yaşasın

Hakikatle savaş sendeki zulüm
Gerçek şirretine varmıyor dilim
Hakk’ın divanına varırız elbet
Yaşasın yaşasın yaşasın ölüm

Hiç

Yalnızlıklar imge çokluklar sefil
Sokak hasret sağan gözlere kerpiç
Kelimeler esrik siren sesi dil
Bilinmezlikler mi boş veriniz hiç

?

Adamsızlıklarımda bayram kime güzelsin
Güzelsin İsmail’e İbrahim’e Yusuf’a
Süslensen mi bilmem ki bayram süsü ne bilsin
Bayrama insan gerek vicdan gerek ârife

Sen

Sen asrın fitnesi sabır diyorum
Senin kabul etmez kabir diyorum
Seni sorunlara izah gerekmez
Sen secde kirleten kibir diyorum

Münâfikûn

Öfke günü boğuyor
Ben’e mağlup fıtrat âh
Ölmemiştir yaşıyor
Übeyoğlu Abdullah

Dua

Duâ ibadetin nuru özüdür
Müminin tövbesi rabbe sözüdür
Gözü yaşlıların gönül gözüdür
Yâr’in kapısına varıştır duâ

Ayasofya

Ayasofya emanet taşıyana kuvvettir
Kahraman milletimin gözlerinin nemidir
Fatih’in vakfiyesi, kürsüsü uhuvvettir
Fetihle gelen müjde müze değil camidir

Muhakkak

Yusuf’u bilmeyen hep kuyu bilir
Rüyayı unutur uykuyu bilir
Kur’an-ı Kerim’de ne buyuruyor
"Allah zalimleri çok iyi bilir"

Unutma

Ne çok şeyler peyda ettin pek hürsün
İfsat hile yalan dolan yürürsün
Ciddiyet kim doğruluk ne din nerde
Karun gibi sende bir gün çürürsün

Cadde

Nefret münferit mi dua et dede
Zındıklar koşuyor ana caddede
Baştan nihayete ruhtan alıklar
Ne kadar da arsız kalabalıklar

Hakikat

Kur’an ahlakından haktan ne anlar
Hakikat kaygısı taşımayanlar
Zillet sillesini izzet sanırlar
Ahın tokadıyla tokatlanırlar

Mertek

Ağlarım kendimce arada biraz
Yaş döker dokunur ıslanırım az
Gülün az buyurdu çok ağla vaaz
Üstümde ibreti mezar ve mertek
Nihayet epeyce tefekkür gerek

Rüya

Bu gün var olanlar paralananlar
Mertekler binince varlığı anlar
Ölümsüzlük nerde hangi alemde
Mizân, kazananlar ve aldananlar

Kaybeder

Ahlakı kaybeden ar’ı kaybeder
Sevgiyi kaybeden yâr’ı kaybeder
Nifak fısk fücur yalan kin zulmet
Gayya deresinde var’ı kaybeder

Şişek

Eşekten adam olmaz
Adamlar eşek olur
Bir de davarlar var ki
Süt vermez şişek olur

Yazmam

Anamın gözyaşı bendeki yara
Tapınan körlere kızmam artık ben
Muhabbet pazarda ahlak beşpara
Tepinen körlere yazmam artık ben

Cuma

Vuslat secde aşk şölen
Cuma bir tatlı hüzün
Takvimine gölgelen
Nurla öpüşsün yüzün

Gelmesin

Dost nerede akraba kim sen nesin
Sus micingirt seyredenler gülmesin
Alın gidin birkaç şâir sessizce
Düzenbazlar mezarıma gelmesin

Allah’ım

Şuur dağlarının atları doru
Ahlâk ve âşk gerek kirsiz dupduru
Neden dağınıklık kahreden soru
Allah’ım ümmeti toparla koru

Tebessümler

Cumanın bahçesinde muhabbete dem verip
İnşirâh soluklattı mesâiye beş kala
Ne desem ben bilmem ki tevazuuyla yön verip
Tebessümler yeşertti Ağabey Fikri Pala

O Gün

Heybende alın terim
Ve tükenmişliklerim
Hasat harman ve mahşer
Gün o gün Allah Kerim

Dava

Yalan şöhret ihtiras
Dava deyip ağladı
Hicvedip yaza yaza
Kalem kabuk bağladı

Hiç ve Hâl

Hiçi vaaz eder başka söyler hâl
Adam cennet ister dünyaya meyyâl
Hiç ölmeyecekmiş gibi yiyen kim
Hiçbir şey değildir bizim diyen kim

Vesselam

Üç beş mısra neşe elem
Şuurla ağaran kelâm
Feryattaki muammayı
Teselli bilin vesselam

Feraset

Yalanı süsleyelim, artıralım yalanı
Yalanlar satıyoruz bayraklaşıyor haset
Kamyon kamyon müşteri çoktur pek çok alanı
Hakikat merhalesi neredesin feraset

Buğz

Hakikate hile olmaz
Maddeci de çile olmaz
Haksızlığın karşısında
Buğz bilene bela olmaz

O Gün

Karlarla yıkayıp yaslayın dağa
Köyün yamacına az olsun eğim
Öfkelerim dökülmesin toprağa
Deyyuslardan uzak merhaledeyim

Unutmayalım

Dostluk sulayalım yâr’in bağında
Sevgi büyütelim salıncağında
Husumet kin nedir edep yayalım
Toprağın altını unutmayalım

Öküz

Mermerden mezarı büyük yaptıran
Mermerin göğsüne öküz resmi çiz
Ölümün dehşetli vaktidir o ân
İkinize dön bak öküz hanginiz

Sükût

Sükûta ihânet verdiğin hasar
Kulaktan ziyade ruhu eşiyor
Zağarlanıyorsun insan bi susar
Hodgam barbarlıklar makulleşiyor

Selâm Olsun

Kalbin kadar yaran olur
Sabrın yoksa virân olur
Varmadan da varan olur
Varanlara selam olsun

‪Tükürün‬

‪Şirk kültürü makulleşti şu nette‬
‪Ruhtan kopmuş kof aydınlar siz ürün‬
‪Küfür saymam tükürmeyi elbette‬
‪Âkif dedem ne demişti; tükürün‬

Kim

Hava bozuk bulutladık niyazı
Dörtlük değil bir iç çekiş bu yazı
Harman nerde hasat kimin ne desek
Kim sıçrattı hakikatsız marazı

Diyemem

Tövbekâra cehennem
Hodkâma er diyemem
Ve kutsanan putlara
Ehven-i şer diyemem

Hakikat

Yekpare yalanlar tarihe sinmez
Bir sabah boşalır inkârın hurcu
Göğü saran riyâ zembille inmez
Hakikat gerçeğin boynun borcu

İstila

Fücur kulübesi kasırlarımız
Vicdan kalınlığı nasırlarımız
Kahpe medeniyet ve istilası
Su-i zan tüfekli nesirlerimiz

Ego

Ahlâkî ünsiyet
Kalbin ehline düşür
Secdeli enâniyet
İblisliğe dönüşür.

Tek Perde

Hayat ciddi bir nefes
Oyun zorlu tek perde‬
Burçla oynaşır herkes
Akrep bekler siperde

Ahval

Kimileri vardır arıya kovan
Kimileri baldır sefer tasında
Kimileri boşa dönen yelkovan
Kimileri şeytan İns deltasında

Sapan

Şuur emperyala sapan sürüyor
Köpek anırıyor eşek ürüyor
Köpekler anırıp eşek ürer mi
Bu tür ahmak sözler beni yoruyor

Rütbe

Kulluk mertebesi rütbenin hürü
Sırat-ı müstakim kalbin huzuru
Bütün mesele de fıtrat edeptir
Sünnet-i Seniyye gözümün nuru

Kadın

Köpüren tebessüm içimde bâde
Ötenin şevkiyle ruhumu sarar
Eşsiz hazinedir lakin dünyada
Vuslatı bilmeyen eş neye yarar

Trajedi

Kadim dost teselli veya akbaba
Kalbi serinletir kimi akraba
Kimiler mebius tedavisi yok
Kini pek zehirli benzer akrebe

Kar

Kar yağar uzaktan deseler Kars’a
Kavrulur içimde yanar ne varsa
Keyfiyet yoruyor bakışlarımı
Kalbi teşebbüsler şahittir Bursa

Gökgürültüsü

Kalbim çiy tanesi ateşe esin
Dilim susa yorgan sabır örtüsü
Niçin gelmiyorsun nerelerdesin
Güzel ölümlere gökgürültüsü

Rıfk

Kalbin parıltısı şuur türküsü
Ölümsüz zarafet yüreğin süsü
Kabalıktan uzak rıfk medeniyet
Tahammüle deniz sabra gökyüzü

Maalesef

Ruhu boğup mideleri besleyip
Fâiz sağıp kovalara az dedik
İsrafları ikramlarla süsleyip
Hayratları hanemize yaz dedik

Aklet

Şu karşı mezarlık şehit şüheda
Çınarlar heybetli selviler diktir
Âlem-i berzah hem yükselen sada
Yokluğu yok eyle hiçlik biriktir

İnsaniyet

Madem iki yol var hayır ya da şer
Riya bulaştırma tertemiz dine
Mizanlar kurulup gelmeden mahşer
İnsaniyet ek samimiyetine

Muteber

İnsin alçakları şeytana yaver
Asker kaçakları askeri över
Üslup pek mustarip edip talihsiz
Budur panorama kimler muteber

Gelmesin

Ben hep menziline akan bir nehir
İhtiyar mevsimler hicran vakitler
Hamitlere taşır beni bu şehir
Ardımdan gelmesin riyakâr itler

Ahlak

İman binasının direği ahlak
Sırat-ı müstakim gereği ahlak
Ahlaksız her dava şeytana parya
Yunus Şeyh Şamil’in sarığı ahlak

Oyun

Ciddi bir imtihan tek perde oyun
Tek perde diyorum akledin duyun
Hakiki saâdet ya sonsuz azap
Ya cennet cehennem "İkra" okuyun

Dava

İstikâmettir dâvâ
Ne şöhrettir ne hevâ
Erdem tadili erkân
Hidâyet yok bedava

Kabir

Gerçek hayat kula kabirden gelir
Kabrin güzelliği sabırdan gelir
Kabri unutanın yaşayış tarzı
Yâr’a lâubâli, kibirden gelir

Allah’ım

Şuursuz şâirden yönsüz âlimden
Yalancı vâizden dinsiz ilimden
Hakikatı haykırmayan kelâmdan
Mehmet’i Mehmet’ten koru Allah’ım

Külliyen

Korklar yılan söyler
Hodgamlar nalan söyler
Gün gelir şeytanlaşır
Külliyen yalan söyler

Ben

Çoban desen olamadık
Koyun güden kavallı
"Ben" nedir ki nefse tutsak
Gayesi zevk zavallı

Münafıklar

Hâysiyet şuur sahte
Emperyalist tanıklar
Lâubâlidir âhde
Secdeli münafıklar

Mizân

Sisi yüzlü alimler
Duyun ulân zalimler
Mahşer dehşet mezâr dar
Vallâhi âhiret var

Sıdk

Sadâkat mahvoldu çarpık halesi
Söz irkiliyor en merhalesi
Ebediyet düşün yakında her ân
Ölümsüz ayrılık sevinç duygusu

Akıl

Hakikati akledip
Varmak içindir beyin
Başkasına terk edip
İzzeti kaybetmeyin

Mahrem

Yüreğine ahlâkı
Hâline edeb giydir
Mahreminle meşgul ol
Mahremiyet herşeydir

Hakikat

Bir lodos esince geçer karakış
Sabreyle şükreyle tevekkül eyle
Dünya kime kaldı kiminle gardaş
Dile hakkı söylet yahut lâl eyle

Uyan

Hodgam sloganlar yeter mi gardaş
İkra’yı bilenler yatar mı gardaş
Uyan rüyadasın akletmek bu mu
İnsan sonsuzluğu satar mı gardaş

Takva

Hucurât tevâzu, dile edeb sür
Sinsi alçaklıktır ene tekebbür
Buyurdu üstünlük üstlük takvada
Eşrefi mahlûkat lütfetti şükür

Hırs

Varlığa düşkünlük düpedüz putun
Vallahi ölüm var siz hakkı tutun
Peşin hükümlerden şeytanlık türer
Hakikat söyleyin hırsı uyutun

Olmalı

Kimi kırık bir gönül
Kiminin dünya malı
İnsanın çürümeyen
Bir âmeli olmalı

Merhâle

Paylaşmak merhâle şuur ahlaktır
Fedakârlık yapar, yaptım demezsin
Duyarsız toplumda şahsiyet yoktur
Haysiyet erdemi var edemezsin

Münafık

“Söz”den cayar ulân söyler münafık
Konuşunca “yalan” söyler münafık
“Emânet”e hıyânettir kavgası
Üç alâmet bilen söyler münafık

Ahlâk

Ahlâk şecaattir, ahlâk de sığın
Ahlâk ölçüsünde İslamsızlığın.
Ahlâk sadakattir, vefadır âhde
Ahlâk yoksa boştur imân sandığın

İsraf

Bereketin sarığıdır iktisat
Şükretmenin direğidir iktisat
Ehl-i takvâ israf ehli olamaz
Hem imanın gereğidir iktisat

Kaçınız

Ahlâk ruhu meşrebin
Ötesini geçiniz
Ahlâk yoksa yoktur din
Uzaklaşıp kaçınız

Tefekkür-i Mevt

Gelir cenazeler hep aynı yerde
Makam rütbe mansıp denk olur “er”de
Cürümler dökülür açılır perde
“Tefekkür-i mevt” mevt, bilmem ne yazsam
Mısralar içine mezar mı kazsam

Mizân

Oyun yolcu gölge mezar ve beşik
Mezardan sonrası mahşere eşik
Mahşeri dert etmez anıran eşek
Birkaç satır yazı soğuk iki taş
İnsan ölmek gerek insan arkadaş

Sonsuzluk Telâşı

Tam ölümün yaşında ben
Sonsuzluk telaşında ben
Ötesini umursamam
"Ömer haktır" peşinde ben

‪Allah’ım‬

‪Sana yakarışım sanadır âhım‬
‪Karanlığı aydınlatan Allah’ım‬
‪İnşirâh ver, sen sahibim sensin yâr‬
‪Sen vermezsen hâşâ başka kimim var‬

Münafık

Devrin düzenbazları ahret bilmez v’az eder
Atar tutar savurur büyük büyük söz eder
Ar namustan dem vurup; yârini dansöz eder
Yazacağım susarsam yazan eller kurusun
Hakikati horlayıp münafığı hazzeder

Hakikat

Ciddiyetle ve de şartsız
Hakikatin temeliyiz
Haksız baba olsa bile
İncitmeden demeliyiz

Vahdet

Ayrılıklar dört hecedir aşasın
Ne fark eder ağa çoban paşasın
Tüm renklerle tek bayrakta kucaklaş
“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın”

Hakikat

‪Hasbi düşün hâle dayan bir ömür‬
‪Hakkı haykır duysun duyan bir ömür‬
‪Haysiyet ne buğz ne demek vecd nedir‬
‪Hakla yatıp âşkla uyan bir ömür‬

Unutma

Helâllik bilmezsen eylersin aman
Musalla taşına geldiğin zaman
Bütün debdebeler mahşerin olur
Ocağın dağılır savrulur harman

Suizan

İmân ve küfürün farkına varın
Müridi olmayın çalan çanların
Nifâk canavarı âh be kardeşim
Olma müstevlisi suizanların

Yok

Yalancının sıratı yok
Zevâl mutlak saati yok
Şöhret alır şirret satar
Secdesi var fıtratı yok

Mahşer Var

Din ahlaktır âhlak dertlenmek gerek
Riyâkar secdeler boşuna kürek
Akletmez beyinler ot dolu merek
Yürekler şefkatsiz, yürek mi yürek
İyilik kötülük hayır ve de şer
Vallâhi ölüm var, mahşer var mahşer

Bolşevik

Sokakta tefeci camide vâiz
Zekâtlar repoda fitreler fâiz
Alın teri yalan lafız bolşevik
Din imân nerede, sâhi biz neyiz

Ne Oldu

Sâmimi kardeşlik hazinedir bil
Muhafazası âşk, ‘İnsan-ı Kâmil’
"Müminler kardeştir" âh be Hucurât
Neden hep Ebrehe emre mukabil

Mizan

Din iman para oldu
Ne kaldı bir tek mizan
Yüzümüz kara oldu
Yalan riyâ sûizan

Demans

Her şeyi unuttuk ceplerden gayri
Savruluyoruz hep, seyreyle seyri
Demans’tan da dehşet hastalığımız
Şuursuzluk bastı köy bucak şehri

Gayri

Sabır kulun Hira’sıysa
Oruç sabrın yarısıysa
Herkes kardeş kıble birse
Seni uzak eyleyen ne

Ramazan

Vaktin eşiğinde âşktır yaşanan
Kutsi sonsuzluktur kalbe boşanan
Sofrasında büyük resmi düşünen
İftar sofrasına müjdeler olsun

Mütekkebir

Büyüklük kimedir haddini aşma
Üslup bilmez kulelerde dolaşma
Gösterişi sevmez ahiret yurdu
Sen seni terkedip ateşe koşma

‪Çağrı‬

‪Sonsuzluk tasası bendeki ağrı‬
‪Rahmete açılmış bu ayın bağrı‬
‪Renk soy ayırmadan sarar herkesi ‬
‪Bilal’in sadası ve büyük çağrı‬

Ramazan

Bu ay özel gözetene hürmet var
Bağışlanma kalpte yanma rahmet var
İbadetler itaatler ikrâmlar
Kurtuluş var bereket var hikmet var

Hakikat

Madem ki insansın er olacaksın
Öksüz sofralara ter olacaksın
Bir’e kulluk edip hür olacaksın
Büyük kavgalarda hakkı haykırıp
Salâ ertesinde var olacaksın

Ezgi

Türkü değil her ezgi toprak kokan söz lazım
Dere boylarında su sevdalara dökülen
Köklerinde mananın telindeki öz lazım
Tevhitle süslenerek gönderlere çekilen

Mühlet

Zincirlenmiş iblisler, ins şeytanlar ürüyor
Sağır kör ve dilsizler; vicdan nere yürüyor
Konforun uşakları, rahatın bekçileri
Buğz bilmez suskunluğu mühlet veren görüyor

O’na

Ne bir mertek kalır ne geriye han
Her bir şey geçici her bir şey yalan
Sen O’na sığın git yalnızca O’na
O’na âşkın göster O’na sevdalan

Edebiyat

Şunsuz ütopyalar çağıltısında
Şairler mangası sızar geceye
Bu mu edebiyat hadi be sende
Mısra şapırdatır üstsüz geceye

Tek

Her şey nasip işi rıza gayedir
İrşâd güzel ahlâk vefa hayâdır
Takva mükemmellik dosdoğru yaşam
Tek perdelik oyun tek hikâyedir

Dosdoğru

Hakikat müminin vicdan sesidir
Sekînet kelâmın ferâcesidir
Sabır "dosdoğru" şey sarsılmaz silah
Tevekkül imanın derecesidir

Emperyal

Düzen hodgam emperyal
Ne hâk bildik ne de âh
Kadı sağır vâiz lâl
Cennet tamam maşallah

Ne Kadar

Ahlâkî mevt dini dar
Muâmelât kini var
Ey nefsini beyenen
Hırs leğeni ne kadar

Dalkavuk

Körlükler sarmaş dolaş kulağından kör
Gövdeleri kemiksiz dilsiz ve nankör
Adam yüreği çerçöp fikirsiz beyan
Dalkavukluk sakallı şirk aratmayan

Nefs

Tutsun hırs celladı orucu tutsun
Taşı var riyânın her köşesinde
Kokuşmuş lügatla nefsi büyütsün
Gayya kuyruğunda şirk şişesinde

Mizân

Buğz pahalı gözde nem
Mizân gelecek bir gün
Allah bilir v’az etmem
Herkes ölecek bir gün

Kalemim

İsmim Ömer mâdem adalet payım
Besmeleyle başlar serde başlangıç
Haysiyet ve şiir ok ile yayım
Ruhum hep müsellâh ben hep serdengeç

Elveda

Buluştuk hasretle onbir ay koştuk
Minare minberle secdeyle hoştuk
Elveda nidası hasret kalbinde
İşte geldin geçtin bir ay görüştük

Allah’ım

Yâ rab nasip eyle tezden şehâdet
N’olur beni boş ahtlara bırakma
Kindarlardan gayri eyle imdat et
İfsat ehli bedbahtlara bırakma

Taşlıyorum

Egoizm dudağında ağızlık
Diyemem ki her eşeğe damızlık
Çüş diyorum hoşt damgası taşıyor
Taşlı yorum yobazlıksa yobazlık

Kemikli

Hür fikrin koşucusu samimiyetinde din
Vefakâr hakikatte dosttur Ertuğrul Muhsin
Kardeşlikte fıtrâtı, fıtrat ile el ele
Rüyaları Sivas’ta ruhu hep Çanakkale

Helâl

İster hamal ister vali
Dünya malı dünya malı
Helâl kıymettar ve mühim
Alın teri çok pahalı

Namaz

Tefekkür yakarış amandır namaz
Aşka bahşedilen zamandır namaz
İmtisal bereket yâr’la hasbıhâl
Kulluğa hicrettir imândır namaz

Düşünceler

Hakikat çeşnisi ruhumdaki yük
Istırap dokunur hüznümden büyük
Düşüm pek ihtiyar hayaller zakir
Yordu düşünceler yorgun yürüdük

Gıybet

Varla yok arasında kayıyor zemin
Bu günlere erdirdi rabbelalemin
Şu şöyleydi diyemem dile zulüm var
Ölü eti yiyemem mâdem ölüm var

T/uzak

Hüznü eksik etme gamdan uzak dur
Temeli ter kokmaz damdan uzak dur
Kıstasız gayesiz yürüyen adam
Şan şeref şöhretten namdan uzak dur

Cemil Meriç

İmânı kâmil hem kalemi hürdü
Dava diyenlerin birçoğu hariç
Fazilet nakşedip ahlak götürdü
Müteffekkir deha o Cemil Meriç

Kıstas

Önce ahlâk gerek sonra başarı
Ahlâk her mecliste çok hükmündedir
Ölçü ve hakikat beşerin varı
Kıstasız tüm varlar yok hükmündedir

En

Putların râb diye karşılandığı
Bir acayip çarpık günlere kaldık
Şöhrete boyandı irfân sandığı
Zilletten aşağı "en"lere kaldık

?

İmgeler imtisal imlalar yarım
Mısralar ürkütür vakti sayarım
Varlık yokluk hesap mizan kurallar
Bilmem ki ne zaman nokta koyarım

Kim Bilir

Eskimez mi sandın yaşadığın han
Mermer parıldatır ismini yazan
Kemikler çürüyüp gelmeden mizân
Koşup iki büklüm dur kendine gel
Ensende şu anda belki de ecel

Kuru Çiçekler

Selvi bakadurur süzer bulutlar
Gözyaşı dökmeyin bende zaten var
İbriği bırakıp geçin sağıma
Kuru çiçekler dikin toprağıma

Hakikat

Hak ve batıl açık duru ve nettir
Hakikatsız tarafkirlik cinnettir
Kime zakkum cehennemin yemeği
Hakikatin meyveleri cennettir

Ey Ahmak

Hükümranlık kimleri şad eyledi
Şan ve şöhret kimi abad eyledi
Hakikatin sadasıydı adl Ömer
Dost ağladı düşmanlar yâd eyledi

Arafattan

Arafattan geldik kavruk serinde
Adem dedemlerin tevbe yerinde
Kefenli milyonlar garip gönüller
Ağlaştık mahşerin âşk minderinde

Maalesef

Yalan makinası oldu ise dil
Alnında seccade olsa da sefil
İslam istikamet ahlaktır ahlâk
Ne desen anlamaz böğürür rezil

Nasip

Önce gayret gerek sonra tevekkül
Takdirine yaslan huzura çekil
Her şey tedbir madem peki sen nesin
“Kısmete razı ol rahat edesin”

Sessizce

Kabe yanağımdan öpüyorken tam
Cuma namazına hizâyım dedim
Utangaç yakarış körpe niyâzla
Sessizce bir dörtlük yazayım dedim

Ağustos Cuma- Kabe

Satamam

Kindar yüzler tuzağına düştüm tam
Dava büyük ruhum yorgun gün tamam
Susuyorum tevekkül ben ve sabır
Hakikattir adım benim, satamam

Affet

Dâvâ olmuş günah gaflet
Koşturanlar atlı gibi
Huzurum mevt yâ Rab Affet
Yaşıyorum mutlu gibi

Kalem

Madem ki yolcusun eyle hazırlık
Gücün barzununda kirletme yüzün
Beklenen mahşeri etme pazarlık
Kalemin hâk yazsın gece gündüzün

Eyledik

Mantık diyen sırtımızdan hançerler
Ölü toprağından azık eyledik
Kerâmet ehliymiş Mahmut Tuncerler
İns’in irfanına yazık eyledik

Kendime

Fıtratım adımda saklıdır hürüm
Hüznün lehçesinde sessiz yürürüm
Taştan kaldırımlar gibi ıssızım
Kendimi görürüm kendime körüm

Duyun

Oyun içinde oyun
İzâh gerekmez tek tek
Duyun deyyuslar duyun
Tüm putlar geberecek

O Gün

Kefen gelir tabut öper er derler
"Adalet-i mahza"ya Ömer derler
Hak namına engizisyon yapana
Musibet der felâket der şer derler

Gülümseyişler

Josef ruhumu oydu
El uzattı terime
Kanattı nefret koydu
Gülümseyişlerime

Üslup

Kinden ve öfkeden beslenmez şâir
Vicdanın sadası sarsılmaz öğüt
Yanlışlara alkış övgü vesair
Üslup izzet giyer akletse şayet

Yalan

Çok konuşan ifsat eder
Ahlâk sözün kısasıdır
Rezil rüsvay hasat eder
Yalan zulmün esasıdır

Şefkat

Şefkat olmayanın hak neyi var ki
Vahşi hayvanda yok şefkatin terki
Merhametsizliğe etmeyin meyil
Meyleden insan mı hayvan da değil

Kıyl-ü kâl

Gözyaşları sahte vicdanları lâl
Avurtlar upuzun diller kıyl-ü kâl
Hüznü kucaklayıp geçmek isterdim
Ruhsuz gümbürtüden kaçmak isterdim

Dünyaperest

Hep ben hep ben hep ben diyen
Din ile dünyayı yiyen
İbni Asakir’den beyan
İnsanlığın kötüsüdür

Hakikatsız

Putçular zenginleşti küfür eken filimler
Tasmalandı züppeler kula kulluk talimler
Her taraf Şaron ya hu, fason fason hıyânet
Hakikati çifteler hakikatsız z/alimler

Cerbezedar

İblise sermaye sende dindarlık
İşin nifak fücur ve hilekârlık
Cerbezedar kezzâb yaz hınçlarımı
Sabırla biledim kılıçlarımı

Görmek

Nehir gibi çağla gürlesin göze
Körler ülkesinde gör katma söze
Görüp düşünmektir belki gözyaşı
Görmek mukaddestir herşeyin başı

Hicivler

Mana gerek her satır
Hicivler taş sopadır
İmgeleri tart sına
Çomarın kafasına

Hakikat

Tarafgirlik güçse bela getirir
Büyük afetleri dile getirir
Yapma zâyî etme hakkı kardeşim
Hakikati batıl hâle getirir

Mikyas

Kıyasa gerek yok Kur’an ispat hem
Yol odur önder o Resul-i Ekrem
Gayrisi hüsrandır aklet oku duy
Dön fıtrata gel akla mikyas koy

İnsan

Hoş sadâ bıraka insansa insan
Öyle şuna buna minnet istemez
Eşref kime denir âh bir anlasan
Cemale vurgunlar cennet istemez

Mağrur

Hodgam ne desem sana
Nefis senden usandı
Kaybettin anlasana
Git tevazu kazandı

Sefil

Yalan makinası oldu ise dil
Alnında seccade olsa da sefil
İslam istikamet ahlaktır ahlâk
Ne desen anlamaz böğürür rezil

İfşa

Fikirlere vicdan yüreklere nem
Hakkı akledenler şükreder herdem
Yalanla kutsanmış efsaneleri
Tarih yargılayıp fâş eder erdem

At İzi

Ahlâk pazara inmiş
Pazar çok şeye sebep
Derviş üstü giyinmiş
Kamyon kamyon Ebu Leheb

İt izi

Cüppe domuzdan deri
Kalemler güce çeri
Çokluk mevt edip bâkir
Sorgulamam kaderi

Sinek

Ne debdebe sonsuz ne bir şan kalır
Hayat mal mülk mansıp ne nişan kalır
Pahası bir sinek Nemrud misali
Şöhret müptelası perişan kalır

Sarıkamış

Mavzerlerim Kafkaslarda görüldü
Şehadettir benim için karakış
Şehâmetin lâhdi göğe örüldü
Sarıkamış heyhât ben Sarıkamış

Şairler

Hakikat söylerler manada varlar
İslam’ın nuruyla imgeler parlar
Şiir bahanedir tebliğ yaparlar
Sonsuzluk derdinde gerçek şairler

Had

Değer yargıları bana ne deme
Şayet insan isen gerektir ölçü
Medeni cesaret ölçüsüzlük mü
Sözün bir haddi var herzeler yeme

Put Çağı

Bir damla su gibi adam kıtlığı
Hepsi çıkıp gitti kalanlar öldü
İbrahim nerede devir put çağı
Nemrutlar çoğaldı putlar dikildi

İstikâmet

Fıtri olan her şey azgınlığa set
Akleden yolcuya yokuşlar düzdür
Sadakat metanet birde feraset
Hakk’ın erlerine gece gündüzdür

D/önem

Sabır sabredenin yâre bağıdır
Bundan ötesinin önemi yoktur
Benlik zorbaların hastalığıdır
Sonsuzluğa kadar dönemi yoktur

Noel

Noel’e kurban ettik
Bu gece de culuğu
Yortulara han ettik
Mukaddes yolculuğu

Çoğalttık

Kin ifrit yalan dolan
Çukurlarda kaybolan
Sağa sola çemkirip
İblislerle haşrolan
Adamları çoğalttık

Sabır

Hiçbir cürüm daim olmaz
Döner elbet birgün devran
Önce gayret sabır biraz
Davran sen Micingirt davran

İkindi Ezanı

Rüzgâr eser kuşlar öter
Her sesin bir pahası var
Başucuma bu ses yeter
Bu ses bir aşk dahası var

Yunus

Geçmişini sakla erdir yarına
Yarında bu günün telafisi var
Hakikat aksetmiş mektuplarına
Mektuplar irşattır ihlâsla boyar

Mizân

Elin yetmiyorsa buğz eyleyip duy
Nerde zulumat var vicdanlara yay
Madem ki ahiret hesap mizân var
Ne makam beş para ne kervansaray

Zân

Zannın mertebesi pek hoş görülmez
Hüsnü edep ile takınmak gerek
Eşref sıfatıyla görmelidir göz
Sabrın gazabından sakınmak gerek

Keşke

Kalemim kök söker tıpkı bir pulluk
Keşke kırık gönül yapabilseydim
Leşçiller yanıma sokulamazdı
Taptuk Emre gibi tapabilseydim

Afedersiniz

Kravatlar ibrişim
İpektendir döşekler
Şerre eşik oldular
Eşek oğlu eşekler

Budur

Hep hayal ederim ümitlenirim
Büyük neticeye kilitlenirim
Yaratılış aşktır imtihân budur
Aşksız tüm kelamlar dedikodudur

Aklet

Aslandan çoban olmaz kurt arıcı olamaz
Ambulans hasta taşır kurtarıcı olamaz
Aklet der kitap sünnet var edenin hitabı
Asalak hurafeler kurtarıcı olamaz

Sığın

Göç vakti gelecek bir gün senin de
Abdestli sövünce abdeste sığın
Görmeyen gözlere büyült parmağın
İrfan üretilmez kin mahzeninde

Şaronlara

Dili kin püskürtür hile gözleri
İfşa kapısına gele gözleri
Çöke tuzakları asra döküle
Dehşet ateşlerde kala gözleri

Kefil

Rızka kefil, yok endişe
Gayret etki sana düşe
Hırs duygusu gütme sakın
Demem o ki helâl pişe

O,na

Ezan sesi duyan şükür demeli
Kalpler diri secdeler hür demeli
Sekinetle dili kalbe vurdurup
Çok teşekkür çok teşekkür demeli

Rızk

Kul rızk için kaygı etmez
Var edenin vaadi var
Hiçbir gücün gücü yetmez
Tedbir takdir saati var
Hayır ve şer miadı var

Mihenk

Ölçüsünü almak için
Bir insana makam verin
Sabreyleyip seyre geçin
Yürüyüşü nasıl görün

Çok

Çok şeylerden çark etik
Çok şey girdi araya
Çok şeyleri terk ettik
Çomarlı manzaraya

Suizan

Dervişlik taslıyor gösteriş boy boy
Ecnebiden beter devşirilen huy
Fısk fücur ambarı öğüt suizan
Utanmayan çehre değişmeyen şey

İfrit

Şiir değil benim gayem
Bu dert beni tez boğacak
Bitti ömrüm ve sermayem
İfrit doldu kucak kucak

Metresler

Suizanlar başköşede durursa
Birçok iblis çığlık atar bayılır
Vicdansızlar asra tuzak kurarsa
Alkış tutan metresleri sayılır

İmhal

İmhal hak ihmal yok tavizsiz yasa
Mansıplar dürülür devrilir masa
Hakkı çapalarım imge yeşertir
Ruhu pıhtılaşmış ah bir anlasa

Kutuplaştırma

Kulptur ayrılığa nifaktır şucu
Ensende dolaşır gayyânın tucu
Sözlerim Araf’ta getirdim dile
Siz hangi tarafta haydi rastgele

Halvet

Tufan kopsa soysuzlara
Bırakamam bu yurdu
Halk içinde Hak’la olmak
Marifettir buyurdu

Sabır‬

‪Vatan diyor vatan sırtüstü yatan‬
‪Göbeği dizinde emeksiz yutan‬
‪Çok şey var yazacak dilim ucunda‬
‪Sabredeni sever yüce yaratan‬

Ölçüler

Yalan hikayesi kinden nalçalar
Hayatlar söndürür ocak parçalar
Çok şey var yaşanır anlatılamaz
Artık pek emperyal bizim ölçüler

Sağanak

Geceyi delince şu ezan sesi
Huşu sağanağı başlıyor parkta
Sevinçle gözyaşı coşar şafakta
Ve aşka celb eder hemen herkesi

Şüreka

Yalan büyük aktör büyük oynuyor
Siyon vazifesi Siyon zekâsı
Tağut kandan doymaz tağut kaynıyor
İnsanlığa düşman hin şürekası

Seciyesiz

Ahlak ile yükselirler yiğitler
Metanetle uğurlanır şehitler
Gösterişler seciyesiz selfiler
Nerelerde türemiştir bu itler

Fotoğraflar

Yakıcı bu günler ölümler soğuk
Vicdanlar mevt sessiz iğdiş ve boğuk
Tükürün dalgalar zift suratlara
Islak fotoğraflar ne yazsam soluk

Allah’ım

Tağutları çoğalttık dağıldık biz yâr
Biz hep kusurluyuz biz hep günahkâr
Sonsuzdur himayen mağfiretin bol
Affet inşirah ver eyle bahtiyar

Kâbe

Ağlayamıyoruz ağlayanlara
Bulutlar yağmıyor iklim kapkara
Kâbe reddediyor ne oldu bize
Sorum size değil ölülerimize

Teneşir

Keşke diyebilsem mim gibiyim mim
Beni üstün kılmaz mansıbım bilgim
Üstünlük takvada gayrısı yalan
Beşik mürekkebim teneşir silgim

Emânet

Siyon için kadın ettir
Reklam meta fıtrat rettir
Peygamberin(sav) hitabında
Kadın yâr’dan emanettir

Ene

Ey ben ben diyen putlar
Biz nerede hani biz
Ey ölümlü haydutlar
Biz hepimiz faniyiz

Feraset

Oku aklet anla sez
Cehâlet şâd edemez
İlmiyle kibredenler
Ruhu irşâd edemez.

Hakikat

Sabrın ayazında mazlumlar üşür
Virüsler çarpınca maskeler düşer
Camiler reddeder arsız ümmeti
Kahreden sessizlik cürme dönüşür

Cuma

Ümmeti kovdu Kâbe ağlıyor Hirâ cuma
Yüzdük zillet içinde düşmüşüz dara cuma
İlâhî ceza mıdır ibretlik gazap mıdır
Temiz ağızlar lazım Yâr’a yalvara cuma

Unuttuk

Benim Sahibim Allah diyen hürü unuttuk
Tevekkül teslimiyet teşekkürü unuttuk
Dünyevî ve uhrevî ölçüleri yitirdik
Mağfiret dilenmeyi hamd şükür’ü unuttuk

Ya Rab

Lütfeyle toparla dağıldık biz Yâr
Biz hep kusurluyuz biz hep günahkâr
Sonsuzdur rahmetin mağfiretin bol
Affet inşirah ver eyle bahtiyar

Stok

Stok yapan doyuran mı aç mısın
İnsan mısın dert misin ilaç mısın
Müslüman mı Yahudi mi Haham mı
Kâbe kovdu kiliseye haç mısın

Biraz Tefekkür

Erdem hor dava mevt gayrısı izim
Gerçeklere vicdan körlüğü sızım
Şu mübârek günler biraz düşünün
Düşünün utanın yüze âr lazım

Önyargı

Akletmek yok ne bilgi var ne sorgu
Çağımızın hastalığı bu kurgu
Alçak hâin kâfir türü yaftalar
Helak eder vallah bizi önyargı

Hâşa

Bana üstad diyor bir gönlü paşa
Mâna sülûkunde zannetmem hâşa
Hakikata nefer olamıyorum
Yakın şiirlerim atın ataşa

Şuâra

Dünya kabir âhiret yöneliş kim pâye ne
Şâir edip düşünür şûara hikâye ne
“Her vadide gezerler” hüsrana uğrayanlar
Şân şiire ihânet hakikat kim gâye ne

Oyun

Rüya içinde rüya
Kul o kalbinde duya
Sonu sonsuz bu oyun
Rabbim kulundan saya

Siccin

Mısralarım tıpkı benzer tor taya
Hecelerim "siccin" olur zorbaya
Tesirlidir en dehşetli hucumdan
Gayrı güç yok hâşâ iman gücünden

Ahval

Konfor müptelası kölesi kasrın
Kıyametindeyiz galiba asrın
Azdı ve şaşırdı insan büsbütün
Kök saldı ruhlara zillet günbegün

Unutma

Ruhsuz insan pis ettir
Yalan fıtratı rettir
Ey nefret yayan adam
Bu dünya bir gutbettir

İnşAllah

Ezân okunuyor dinle beni yâr
Bir sabah ülkeme güneş doğacak
İnşAllah tersine esecek rüzgâr
Zulmün merkezine ateş yağacak

Vaaz

Bir toz asrı yakar korona dersin
Bir âh arşı yıkar ne zannedersin
Bu son musibetler kimine sazdır
Kimine uyarı ikaz vaazdır

‪Haysiyet‬

‪Tağutluk geleneği ‬
‪Kula kullar aramak‬
‪Hakikatle cem olur
‪Haysiyeti korumak‬

‪ Anne

Saygı hürmet sevgi şefkat
Anne dünya anne cennet
Öf demek mi hâşâ neyim
Yaşmağına divaneyim

Hâşâ

Mabetler kapalı kimsesiz Hira
Temiz yüzler lazım yalvara yâra
Ümitsizlik yoktur kaderde hâşâ
Bu bahar veyahut başka bahara

Ramazan

Peşinden hasretle onbir ay koştuk
Nereye acele biz senle hoştuk
Gözlerinde gözüm ellerin elim
Razı mısın bizden helâlleşelim

Münafıklar

Müstâkim der tağutlara taparlar
Komşu ağıdıyla bayram yaparlar
Yerli münafıklar kâfirden eşed
Vicdan satar haram lokma teperler

İfsat

İfsat İblis kinidir
İslâm irşat dinidir
İstiğfar tevbe gerek
Derinden iç çekerek

Ya Râb

Bilâl sadakati lütfet kuluna
Adalette Ömer eyle Allah’ım
Şâir Nabi gibi ağlat yoluna
Beytine kul nefer eyle Allah’ım

Benzemez

Kalpler kararınca karaya benzemez
İnsan bozuldumu paraya benzemez
Düşman hançerlese yara acımaz
Dostun yaraları yaraya benzemez

Vahşet

Basın dilsiz Çin vahşeti sürüyor
Topal adam vicdanları kürüyor
Peki bize sâhi bize ne oldu
Uygur Türkü zindanlarda çürüyor

Şuur

Şiir parya belagatlı seyirler
Dilsiz zihinlere kızıyorum ben
Pek şuursuz alkışmatik şairler
Bağıra bağıra yazıyorum ben

Yanılgı

Ben yanılgılarımı kınıyorum
Buna mukabil hayıflanıyorum
Ben’den kaçarım seni tanıdıkça
İnsafsızlıkların lanetliyorum

Secdeler

Beden mi azıttı ruh mu delirdi
Kalp ürperir huşu hudu bilirdi
Torun çılgın nine şaşkın mat dede
Secdelerin diğer ucu maddede

Hakikat

Kur’an ahlakından haktan ne anlar
Hakikat kaygısı taşımayanlar
Zillet sillesini izzet sanırlar
Ahın tokadıyla tokatlanırlar

Gördük

Umudu yıkılmış civanlar gördük
Sessizliğe sığmaz zamanlar gördük
Maksatlar zifiri paslı mıh gibi
Şeytan kıskandıran yalanlar gördük

Tevekkül

Tekrar bize açar elbet leylaklar
Gemi bizsiz kalkmaz bir gün limandan
O günü gözlüyor yorgun ayaklar
Mevla’m ayırmasın bizi imandan

Ömer Ekinci Micingirt
Kayıt Tarihi : 7.1.2019 16:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ömer Ekinci Micingirt