27.06.13 (PERŞEMBE)
Gide, Stendhal’in günlüklerini okurmuş sürekli. Dostları yadırgarmış. Ben de onunkileri okudum durdum ömrüm boyunca. Gide hep benim dostum sırdaşım olmuştur, dostum sırdaşım demeyelim de öğretmenim diyelim isterseniz. Onun Dünya Nimetleri şiir gibi gelmiştir bana.
Şiir kitaplarını da böyle okurum hep. Fen Lisesi öğrencileri de şaşmıştır bu an belki de. Bir dönem bir şiir kitabını yanımda taşıdığım, ara ara okuduğum olmuştur. Behçet Necatigil’i, Atilla İlhan, Sezai Karakoç, Cahit Zarifoğlu sırdaş ve dost edindiğim yazarlar. Bir ömür onları okudum durdum. Fakültede öğrenciyken Dağlarca’nın Çocuk ve Allah’ını keşfetmiştim. Öğretmenliğimin ilk yıllarında yanımda taşıdım onu hep. Sonra Karakoç’un Leyla ile Mecnun’unu. Bir ara Çile’yi taşıdım durdum. Hep bir kitap yanımda oldu zaten.
Gide ’nin eseri bir gülük yanında gezi yazısı sanki. Evliya Çelebi’ni n Seyahatnamesi de böyle bir eser galiba anı günlük tarzında bir seyahatname.
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta