mezar taşı yontucusuna..
iki ayrı yönde iki ayrı fareyi
kısık bir sesle gütmek gibi
bir maharete sahip olmaktan başka
bir de taşa not düşmek ayrıcalığına sahipsin
ölüme hayattan selam babında ki
bu şairlikten bile güzel bir zenaattır
ve para da kazandırıyordur
zannımca..
Köre..
ışıyan yanlarımızı bir kuyuya atmak mıdır
yakuptan beri her kuyuya yıldız salmak mıdır
karanlığı avlamak gözyaşıyla
kör ve kötürüm bir ağıttan çok başka bir şey olmalı
şu gözlerindeki tarifi imkansız hüzzam pırıltı oysa
tanrının en güzel işlerindendir
züleyhaya yusuf sunmak
zannımca
Mecnuna..
kırık plaklardan devşiremediğin bir
ah-u zarın var ne yazık ki
birleşik tamlamalarla anılır olduysa adın artık
bu seni bir secdeden alıkoymasa gerektir
her gülün zarafetine dekor sensin
her gül her gün sana rağmen kokuyor
ve sen nefessiz kalıyorsun
kemiklerin ıslanıncaya kadar yağmurla
evet evet böyle oluyor
zannımca
Sevgiliye..
iklimde bir değişim yok sevgili
değişen sadece yakarışlarımız
ay hala orda ve hala dolun
sen hala ordasın
hala içimde bir iç ülke olmaya dair isyanına devamda
sabahın hayrına göndermelerle anıyorum hala seni
duayı bir enkaza çevirerek anıyorum hala ismini
dudaklarıma bir anlığına konmuş bir kelebeğin
kanadındaki tozsun sevgili
bu tozun esrarındandır başımın dönüşleri de
zannımca
foto ali'ye..
görünen hiç bir yüz senden küçük değil
hiç bir yol türküsünü kırağıya teslim etmemelisin bu yüzden
anlarımızı hayat gölgesi kılmaya dair
sıcacık bir 'dondurma'dır senden beklenilen ali
zannımca
dilenciye..
bir menevişlik su düşü dilensene
benim için dilenci
mahsuplaşırız nasılsa
sana biraz er vakitlerin ışıltısından veririm
yanımda bolca ne de olsa
bir kök kalp tomurcuğum da var
onu da veririm yetmezse kırgınlığına
aynanın sırrını dilensene dilenci
geçip gitmeyen her görüntü oradadır çünkü
zannımca
cüceye..
enine boyuna kırmızı bu akşam sular
aşk ise
her zamankinden biraz daha yakışıklı görünüyor
sobasız odalarda
uyumaya doğru koşturuyoruz biraz daha
boynumuz iyice hantallaşıyor
bir kentli papatyanın çeneklerinde
elimizde ne kaldı ki birazcık gülden
ve sabah ürperişlerinden başka sevgilinin
bizi bir sayrı düşe doğru savurma cüce
her mevsim bir hastalığa şifadır çünkü
zannımca
deliye..
maviye bir atım gül koydun da ne oldu
işe yaramaz bir takvime hapsettin bizi
kadranlara ihtiras serpiştirdinde ne oldu
akrebiyle sokulduk zamanın yine en sonunda
sen
hey sen
bunca liberal şeytanlığının yanısıra
biraz da demokrat olabilirdin oysa
tanrıya hangi sesle gideceksen
onunla seslen bana
bırakma avuçlarımdan hıçkırığını
biraz anlam yükle dünyaya
epeyce boş yer var çünkü
insan ırkının ıraklarında
bu yüzden deli kardeşim
sadece bu yüzdendir mezarlıkların
bu kadar azimle karıncalanması
cesetlerimizin bunca böceklenmesi de bu sebepten
zannımca
..
YirmiŞubatİkibinonbir
Şükrü ÖzmenKayıt Tarihi : 13.3.2011 13:41:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Şükrü Özmen](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/03/13/yuzler-e-sozler-2.jpg)
kahır dolanıyor içinde en kanlı haliyle
parmak izleri takvimde yazılı zaman gibi,
damar damar beliriyor röntgende
ışığın nasıl vuruyor
onca dehlizinden kırılarak geçip irisin
renk panosunda harmanlanıp yine de ham kalabilen
gözlerin
şaşmamak elde mi ki hayretsizliğine
içine aşk düşse bile
yinelenip coştukça coşuyor çoğalarak
zannımca...
*kiraz çiçeği*
Okurken içimden geliverenlerdi.
Gönül'den kutlarken, sevgi yüklü saygılarımla derlediğim çeklerimi bırakıyorum sayfanıza tam puanımla.
Kutlarım.
Selam ve saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (21)