Şimdi sen uzak kayıtsızlığından bahset bana,
Gözlerine baktıkça kayıp ölümden bahset.
Sensiz ecnebi kentin mavisinden,
Dudaklarımızı oracıkta kavuşturan yelden bahset.
Kalbine zan altında güzellikler sunmak için,
Gecelerim öksüz kentlerin mazgalında birikirken,
Usanırken asabi yağmurların damlasından,
Senden öncesi fluydu, sen bana ellerinden bahset.
-Ben- kendi çarmıhını yüklenir bir usul İsa,
Sen bana yüzünde açan badem çiçeklerinden,
Teninde gülen topraktan, o ilk gelen bahardan,
Sesinde cıvıldayan ispinozdan bahset.
Nefsi bozuk cennet kuşları adını mırıldanır,
Yıldızlar damlar çiçeksi gülüşlerinden,
Kuş tüyünden kalbinden, hasret kokan prangalardan,
Seni severek yok olmaktan bahset.
Parmakların göğsüme değen o ince sızı,
İlahıdır savruk saçların tüm cümlelerimin.
Bu son anımda, sana sahip olmanın zafer sarhoşluğuyla,
Boynuma geçirilmişken körpe bir aşk urganı,
Sevgili, kendi darağacıma nasıl koştuğumdan bahset.
Kayıt Tarihi : 2.5.2022 00:34:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!