'Gül kurusu akşamlar' çökerken bulutlara
Hazan, bir başka sürer rengini yapraklara
Parktaki insanlarla....dallardaki kuşlarla
Hüzün kokusu düşer çınarlı bulvarlara
Rüzgarlar bildirince hicranı çınarlara
Yapraklar boynu bükük düşerler kaldırıma
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
“Dört Mevsimde Ağaçlar” adlı şiiriniz geldi aklıma….Doğa şiirlerini ne kadar güzel yazıyorsunuz…….Bu şiirde de hazanla hüzün bir arada….
Çınarlar geçen yılları hatırlatırken, kuruyup düşen yapraklar biten ömürleri seriyor yerlere….
Çınarların altından geçen henüz baharını yaşayan gençlerle, eskiyen zamanı ne güzel yorumlamışsınız………gün gelecek onlar da adımlarını sayacaklar…….
Kuşların bu mevsimdeki neşelerine hiç dikkat etmemişim…… hayatın sürdüğünü haykırıyorlar sanırım………güçlü kaleminizi ve sizi içtenlikle kutluyorum efendim……..saygılarımla……..Saniye Sarsılmaz
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta