Yuvamıza Hoş Bulduk

Habibe Merih Atalay
496

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Yuvamıza Hoş Bulduk

Merih Y-Han'ı seviyo!

Okuduğun İlkokulun karatahtasında
Tebeşirle yazılmış olsa şu cümle
Ne tür etki yapardı?

Sevgiyi duyumsadığı kişiyi
Kimse söküp atamaz
Bağrından insanın.

Sevi duygusunun tohumlarını ilk kim ekti
Kök saldırdıysa o ruha
İşte ancak o kökleyip kurutabilir ondan...
Çimlendirmeden...

O da... varoluşun tümden sebebi.

Y-Han Heykel'i seviyo!

Kimse sökemez onun ruhunda da bu sevgiyi...
Yetişkin karatahtamda okudum bu yazıyı bu sabah..
Gözlerim dolu dolu..

İstemiyorum da,
Sökmesin, kurutmasın da kimse
O büyük aşkı, onun ruhundan, yüreğinden.
Merih Y-Han'ı bu yüzden sevdi.

Onu heykel'e beslediği o büyük aşkıyla sevdi.
Aşkın, insan yeteneklerine nasıl yansıdığını görüp de sevdi.
Öyle sevdi ki onu avuçlarından yoğrulmak,
Parmak uçlarından biçimlenmek
Şekillenmek istedi onun zihninden
Adeta yeniden doğup varlık kazanmak
Abideleşmek istedi.

Öyle sevdi ki onu,
Onun ruhundan kendi ruhuna aşılandı sanki aşk
Onu öyle sevdi ki, satır satır dizge dizge
Sürgün verdi dolandı çeperinde
Sarılıp sarmaş dolaş sarmalandı

Ama çürüyordu işte ruh
Ondan aşktan aşıladığı
Kendi ruhundaki aşk
Çoğaltmıyor çürütüyordu...

Çünkü aynı ekici, üç yıl evvelinden
Y-Han'ın ruhuna henüz aşkı dikmeden
Merih'in ruhuna acıyı ekmiş,
Sulamış, çimlendirmiş...
Ve biçmiş.

Onun da kimse söküp atamamış
Ruhundaki acıyı,
Kökleyip kurutamamış...
Acı, o boy attıkça süğmüş
Büyüdükçe cismini aşmış.

Aşkını acısıyla yoğuruyor şimdilerde
Acısını aşkla topluyor
Yaprakları dökülmeyen dallarındaki,
Rengi hiç solmayacak acıaşk meyvelerini..
Kokusu uçmayan bu çiçekleri..
Kaçmayan ve sokmayan böceklerle
Yapayalnız odalarında
Dokunaklı söyleşiler dokuyup
Bezeyip ruhundan taşanları
Beliyor beyaz boşluğuna

Gelemez bu yüzden kimse
Acısı başından aşkın Merih'e
Göremez, koklayamaz, sarılıp uyuyamaz
Katlanamaz onun buram buram
Yakıcı sıkıcı dağlayan sözlerine,
Gözlerine korkusuzca kimse bakamaz
Sevemez hiç kimse böyle acılı bir ruhu.

Ama sevecek Merih her zaman,
Devam edecek sevmeye
Çünkü onun acısının kaynağı sevgi.

Ve sökemez kimse
İnsanın en derinlerine kök salmış
Acı duyusu veren bu sevgiyi de.

Bazılarımızın ruhuna neşe ekili,
Bazılarının ruhuna kahır ve keder.
Kimimiz meslek aşkıyla donanmış
Kimileri memleketle dipdiri
Melekler aşkıyla dopdolu kimi...

Şekil şekiliz işte şekilli şekilsiz,
Renk rengiz renkli renksiz,
Desen deseniz desenli desensiz,
Acılı tatlılı tuzlu ekşili
Neşeli neşesiz aşklı aşksız
Motiflerle bezeli ruhlarımızla
Eleleyiz elli elsiz,
Kol kolayız kollu kolsuz
Kalp kalbeyiz kalpli kalpsiz şu yeryüzünde
Ve insansal senfoniyi seslendirip dillendiriyor ağızlarımız
Ve hep bir ağız söylüyoruz dünya şarkısını

Çınlıyor ortak göğümüzde...
Uyusun da büyüsün ninni...
Tıpış tıpış yürüsün de ninni...
Kah ağlıyor işte kah gülüyor
Belleğimizdeki çocukluk hallerimiz...

İlkokul sıralarında otururken...
Karatahtamız da...
Alınyazılarımız..
Bir çizilip bir silinirken...
Kalan bir toz izi...
Havada uçuşan...

...O.. o seviyo... Merih'i!

Habibe Merih Atalay
Kayıt Tarihi : 17.10.2015 16:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


17 Ekim 2015 Cumartesi 08:04 16:49:28

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!