ebemkuşağını giyindim mavi yağmurdum içindeyim düşün
takıldım ıslak saçlarına ikindilerde lodostan tanıdım bakışlarını
söyledim durdum , söylenmek yaralı martı sesli bahar hasadı
karıştım yakınlığına çabucak kayboldum sürüklediğin yerlerinde
yalnızlığın simgesine ödünç verdim baş harflerimi
yoktum nefes alıp verenlere sordum nerdeyim
gölgeni saklayan odanın ışıkları sönmüştür orada kalmışsa çıplaklığım
kartvizitimde adın kazılıysa ve biraz tuz biraz naz kokarsa bil ki sendendir
karanlık bir yazın düşüydü düşeyazdım
hangi ikindinin deliğinde çıkmazdayım bir tipi loşluğu
hesaplar karışmadan bana gamzelerini öde dilenişim kaşlarına emanet
durduk yere bir fırtına koparsa eğer o gamzelerdendir
şey’lerin hepsi aura ve kristalleşmiş kum
kalbimin taş döşeli eski sokakların adıdır tomurcuklanan naz
hep o uzakların kokusu hep çöl fırtınaları
arzunun böğründe senin kızıl eteklerin
inat bu ya kaç kez kaç yerinden apansız sarılışlarla
nerede bulayım da tarayayım saçlarını gül beni kovalar durur
varım diyorum devam diyorum hadi diyorum kal diyorum
Necdet Arslan
Kayıt Tarihi : 22.5.2023 15:21:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!