Seğriyen yıldızların peşi sıra
seğirttim dolu dizgin doru atlar gibi
Seğriyen gözlerimmiydi
Yoksa kirpik uçlarıma düşen yıldızlarmı bilmem
Hayırsız düşler gibi darmadağın
Bu sesiz karmaşada
Taş duvarların, kavgaların yabanıl şehrinde
Bu hissiz meydanların, küflenmiş şehrinde, ben
Ben Yusufiyim
Ben sana mahpus sen taş medreseye
Sokaklarda bir garip sessizlik var
Bu anlatılmaz bir vakıadır yalnızlığa dair
Zamansız üşüyüşler gibi darmadağın
Dağıldığım bir kavga sonrası
Haramilerden şehir eşkiyalarından
Kaçarken apansız tutsakladığın
Bir gece kaçakken kolumdan tutup sakladığın
Alnımdan öpüp kucakladığın, ben
Ben Yusufiyim
Ben sana mahpus sen taş medreseye
İnkarmı edeceğim halimi, hayır etmiyeceğim
Dudağımdaki gülüşler gibi darmadağın
Namlu ucunda titreyen kuş gibiyim
Bilki şafağın atma vaktindeyim
Belki aklımı atma vaktidir bu an
İzinsiz gösterilerde ezilen şiirlere
Karabasanlar baskın verirken, ben
Ben Yusufiyim
Ben sana mahpus sen taş medreseye
Sonbahar akşamlarında kıvrandığım zamanlarda
Kılpayı kurtulduğum kavgalarda, mırıldandığım isyan
Tılsımlı bir ezgidir dudaklarımda
Boş skaklarda diz çöküşlerim gibi darmadağın
Yağmurlar kadar esrarlı
Ölüm kadar ısrarlı bir yağmacıdır parmaklıklar
Yağmaladıkça yağmalar şakaklarımı
Mütevekkil uykularımda rüyalarımı
Allaha yürüyen yollarımı
Allaha açılan kollarımla, ben
Ben Yusufiyim
Ben sana mahpus sen taş medreseye.
Kayıt Tarihi : 6.2.2006 10:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Ali Hışıroğlu
TÜM YORUMLAR (3)