Artık kabullendim! Siyah beyazı örtünce, gece gündüzü istila edince, elinizdekilerin bile elinizde olmadığını görünce ve anılar sadece eski defterlerde kalmış eski yazılara dönüşünce sizde eskiyorsunuz...
Saatin tiktakları çalarken ömrümüzü saniye saniye, biz sadece geçmişe bakıp gülümsemekle yetiniyoruz...
Oysa gel demesini beklediğimiz ne çok gidenimiz olmuştu...
Beklemek bazen derin bir kuyuya dönüşüyor, beklenenin ipinden başkası çare olmuyor. Zaman geçtikçe yüzümüze daha bir soluk bakıyor hayat...
Eski heyecanlarımız, hercai aşklarımız, dilimize takılan o unutulmaz şarkımız çok uzaklarda şimdi. Artık yaşamak, sessiz bir sahil kenarında, martıların çığlıklarını fon yapıp hayata, bir bardak çay yudumlamaktan ibaret...
Huzur tek başına yeter mi eski düğümleri çözmeye, yeniden başlamaya, eskiyi unutmaya?
Biz gönlü sonbahar kokan çocuklarız. Yüzümüz güler belki her gelene ama içimiz ağlar hep maziye...
Gün gelir bir çift gözün bakışlarından yudum yudum acı içersiniz, gün gelir o gözler umudunuz olur, kapısından cennete girersiniz...
Gömlekler hep önden yırtılıyor şimdi Yusuf!
Aşkın adını üç günlük heves koydular. Yürek yangısı unutuldu, her yerde sarhoş naraları var. Bir yürek bir yüreği bile taşıyamazken şimdi kamyon kamyon çöpe gidiyor yalan aşklar, anlık sevişler...
Biz tuhaf zamanların pejmürde aşıkları olarak göğe bakıyoruz şimdi, yağmur yağar mı diye. Yağar da temizlenir mi diye, yeniden tüm dünya...
Muhammed AcarKayıt Tarihi : 20.3.2015 00:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!