Evet anneciğim
senin doğurduğun gibi
bu sabah yine doğdum
dünya'ya açtım gözlerimi
yine kuşlar uçuyorlar
aşağıdan yukarıya çıkan güneş
aydınlattı,ferahlattı içimi
yüreğimi ısıttı
en doğu ve batıdaki
yüksek dağları buluşturdu
elele horon teper gibi
yazdım fikirlerimi havaya
sağanak yağdı yağmur
ve hepsi
döküldü tarlalara
tutunamadı hiçbiri
doğduğumda sıcaktı hava
aylardan; yılın ikinci yarısı
temmuzdu,ayın ondördü
meyveler düşüyordu çokluğundan
bahçeler coşkun idi
sordum böyle dedi annem.
Bir ölüm kalım savaşı mıydı,
Hayat ile aramızdaki?
Hepimizi ayrı köşelere savurdu.
Geçti yıllar üzerimizden
Sen güleçtin,dünya güleçti
Ya sonrası
İzin verme içine işlemesine
Şu keskin rüzgardan koru kendini
Saklan,kaç,gizlen icap ederse
Gözünden bir nehir akmasın çocuk
Bu kaçış nereye giderse gitsin
Yüzüne çizgiler çizilmiş kör kalemlerle
Yüreğine kalın demir parmaklıklar dizilmiş
Beni gördün ve başını çevirdin
Ne kalmışsa sana ait gönlümde
kırdın devirdin
Değişmeyen bir şey vardı üzerinde;
Savaşmıştı yıllarca
Kurtarmak için yurdu
Ata'mın sayesinde
Millet egemen oldu.
Ata'mın armağanı.
Gece yarılarında kaçırıpta uykumu
Şişelerin dibini gör diyen değil misin?
Uykularda rüyalarıma giripte
Onları hayra yoran sen değil misin?
Serildim küçük bir dokunuşunla yerlere
İçinde kalmışken yalnızlığın
Kemirir içini,için için ıssızca
Nefes alamazsın,battıkça yalnızlığa
Savurduğu günlere doğru,lodosun
Ardı ardına...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!