Sakın terk-i edebden, kûy-i mahbûb-i Hudâ'dır bu!
Nazargâh-i ilâhîdir, Makâm-ı Mustafâ'dır bu.
Habîb-i Kibriyânın hâb-gâhıdır fazîletde,
Tefevvuk-kerde-i arş-ı cenâb-ı Kibriyâ'dır bu.
Bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz
Biz neşâtın da gamın da rûzgârın görmüşüz
Çok da mağrûr olma kim mey-hâne-i ikbâlde
Biz hezârân mest-i mağrûrun humârın görmüşüz
Cemîn tamama irip devri câm kalmuşdur,
O camdan da bu meclisde nam kalmuşdur.
Rûsûm-i lütfu kerem halk içinde mensidir.
Fakat alıp virilir bir selam kalmışdur.
Rakip sâye-i lütfunda oldi perverde,
Aninçûn ey gül-i ter böyle ham kalmışdur.
Erzân metâ'-ı fazl ü hüner tâ o denlü kim
Bin ma'rifet zemânede bir âferînedir
Ebnâ'yı dehr her hünere âferîn verir
Yâ Râb bu âferîn ne tükenmez hazinedir
(Mef'ûlü fâilâtü mefâîlü fâilün)
Bir devlet içün çehre temennâdan usandık
Bir vasl içün ağyâra müdârâdan usandık
Hicrân çekerek zevk-ı mülâkaatı unutduk
Mahmûr olarak lezzet-i sahbâdan usandık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!