Doğa beyaz gelinlikli
Yaz gibi değil
Şairler mutlu
Ressamlar umutlu
Şairler doğayı yazsın
Şair sevmişti bir kızıl gülü
Talipti dili yangın yeri olmak için
Cefa çekmişti o kızıl gülü için
Yanıyordu dili için için
Şair sevmişti bir kızıl gülü
Koca bir yıldız görünse de ufuktan
Eksik oluyor yok oluyor bağrımdan
Belki sende koca yıldız gibisin
Yanımdayken kaçan birisin
Sevgi dediğin azalsa da bitmez
İnsan dediğin canlı
Hep cahil hep yobaz
Ne kadar modernleşse de
Her zaman ilkel her zaman geri kafalı
Ne kadar ilerlerse bir o kadar geriler
Sıra dağlar ile kapalı bir sır perdesi
Kırmızılık nerden gelir şair?
Bilemem, belki de içimden
Yeşillik nerden gelir şair?
Bilmem, belki de içimde
Anlamı nerden gelir kırmızının şair?
Sokak ortasında bir adam, yüzü boyalı
Etrafını sarmış bir çok adam, yüzleri boyasız
Boyalı kapatmış kendini bir kutuya
Saklıyor kendini delikli kutuda boyasızlardan
Gülüyorlar boyasızlar boyalı adama
Boyalı kutusunu küçültüyor deliklerini kapatıyor
Yağmur yağıyor
Peki neden?
Toprak için mi?
Bitmeyen göz yaşlarım için mi?
Yoksa pişmanlıklarım için mi?
Benim raks eden bu sözlerim
Ona gönderdiğim naralarımdır
Açsa kapıyı ve pencereyi
Görürdü elbet asıl sevdamı
Kalbim freljord'dan bir köşe adeta
Dışı don içerisi sıcacık bir şömine adeta
Beynim Piltover ve Zaun'dan bir köşe adeta
Piltover gibi ileri, Zaun gibi yaratıcı
Şair meshud olur mu şiirlerinde hiç?
Otları yolması gerekir fazla büyümeden
Şiirleri işgal etmeden bu otlar
Yolunması gerekir ya Kökünden ya da gövdesinde
YORUM YAPIYORUM, MUTLU OL