YUSUF İLE ZÜLEYHA
(Yusuf Peygamberin Hayatı)
On hain kardeşin kardeşlerine yaptığı sinsi plan
Kuyuya atıp Yusuf’u babalarına söylediler yalan
Kanlı gömleğini götürüp dediler kurtlar parçaladı
Gözü yaşlı peygamber bu yalana asla inanmadı
Arayıp durdular köşe bucak Yusuf’tan bir iz yok
Kuyuya atılan Yusuf’un sebepsizce uykusu çok
Bulamadılar yok hiçbir yerde ağlar Yusuf’um diye
Kardeşleri kurt olup parçaladı, diyemedi kimseye
Kuyunun sakladığı emanet güzel yüzlü sultan
Üzülme şimdi gelecek seni kurtaracak kervan
Aniden çıkan şiddetli rüzgâr tozu dumana kattı
Yolunu kaybeden kervanı kuyunun başına attı
Olmazları olduran Yüce Rabbime şükürler olsun
Tatlı suya dönüşen kuyu suyuna kervan doysun
Artık vakti geldi, ey kuyu emanetini ver kervana
Alıp götürsün Mısır’a yazılan kaderini yaşamaya
Bir kervan ki, götürür Mısır’ın sultanını haberi yok
Bir kervan ki, köle pazarında sultan satar bilen yok
Köleyi satan tüccar yaptığı hatayı geç anlamıştı
O gün köle pazarında satan değil alan kazanmıştı
Kuyunun emaneti teslim edilmişti, yeni sahiplerine
Sarayda yaptıklarıyla mazhar olmuştu, sevgilerine
Söz verdi kendine bu köle düzenini tersine çevirecekti
Ezilen zülüm gören fakir halkla zenginleri eşitleyecekti
Yıllar geçti, Yusuf’un güzelliği dillere destan olmuştu
Züleyha engel olamadığı duygularının esiri olmuştu
İffet abidesi olan Yusuf’a musallat oldu, Züleyha
Emeline ulaşamayınca iftira edip attırdı, zindana
Züleyha sabırsız zindandan güzel haberler bekler
Yusuf işkencelere dayanamasın kabul etsin ister
Oysa peygamber şükrediyor zindana atılmasına
Züleyha’nın çirkin emellerinden kurtulmasına
Zindan kasvetli pis karanlık soğuk taştan duvarlar
Yaşama umudu kalmamış perişan zavallı insanlar
İnsanlara yeniden umut oldu, karanlık zindanda
Anlattıkça peygamber toplantı insanlar etrafında
Başına gelen her sıkıntıya sabreden güzel peygamber
Yusuf’un zindanında herkes hidayete erdi birer birer
Uykuları kaçan firavun rüyaları yorumlansın ister
Bu rüyalar çok karmaşık yorumlanamaz der kâhinler
Firavuna rüyanızı yorumlayacak biri var diyen sakisi
Saray danışmanı şimdiyse zindanda Züleyha’nın kölesi
Doğruyu söyledi firavunun danışmanı her şeyi anlattı
Gerçek çıkınca ortaya firavunun emriyle Yusuf aklandı
Allah rüyaları yorumlama ilmini vermişti, Yusuf’a
Bu ilim sayesinde gitti, zindandan firavunun sarayına
Çıkardılar firavunun karşısına sordular var mı? Yorumu
Rüyanın Yorumunu değil tevilini yaptı özetledi durumu
Yedi besili inek yedi yılda bolluğun bereketin delili
Yedi cılız inekse yokluğun kıtlığın başlaması besbelli
Tevili dinleyen herkes inanmıştı, Yusuf’a firavun bile
Kâhinler itiraz etti inanmayın bu keçi çobanına cahile
Merhamet timsali doğru sözlü güzel yüzlü peygamber
Kardeşlerini bile affeden Yusuf Züleyha’yı da affeder
Yusuf’un bu hali firavunu kendine hayran bırakmıştı
Mısır’ın tanrıları Yusuf’un karşısında çaresiz kalmıştı
Soran sorgulayan firavun acı veren sorular içinde
Sorularının cevabını bulduğu peygamberin izinde
Tellallar duyurdu Yusuf firavuna baş danışman oldu
Yedi yılı bereketli Mısır’ın ambarları buğdayla doldu
Bunca yıl aşk acısıyla yanıp kavrulan Züleyha perişan
Kaybolup gitti hepsi birer birer hani nerede o ihtişam
Güzelliğini ömrünü aşkının uğruna harcayan kadın
Sokakta kalmış kızıp bağırıyor bana acımayın sakın
Hak ettim başıma gelenleri az bile benim gibi birine
İftira ettim nefsime uymayan günahsız peygambere
Firavun kâhinleri mahkeme için çağırmış huzuruna
Söz verdi önceliğim var diyen peygamber karısına
Ey Mısır halkının dertleriyle dertlenen peygamber
Sorarım size zelil olmuş Züleyha’dan nasıl bi haber
Yusuf şaşkın sevgili eşi kendisinden hesap sormakta
Nereden bilsin Züleyha zelil olmuş ihtişamlı sarayda
Çıkarttılar huzura biçare zavallı ihtiyar kör bir kadın
Bedelini çok ağır ödemiş belli yaşadığı yasak aşkın
Kokusunu aldığı Yusuf peygambere doğru yürüdü
Önünde durup saygıyla eğilip ayağına yüzünü sürdü
Gözü yaşlı sordu peygamber, Züleyha bu sen misin?
Bir zamanlar bendim ama şimdi bütünüyle sensin
Kaldırıp başını baktı gönül gözüyle peygambere
Bak gör ey peygamber aşkından düştüğüm hallere
Vahiy indi peygambere Züleyha affedildi onu takdis et
Ey peygamber Züleyha’yı kendine eş seçip ona dua et
Kendine gelen peygamber şaşkın aldığı buyruğu iletti
Allah Züleyha’yı kendime eş seçip evlenmemi emretti
Şaşırdı herkes bu sözlere alay edip güldüler Yusuf’a
Allah’ın lütfuna mazhar oldun dileğin nedir Züleyha
Seni gören gözler isterdim ey peygamber ama yok
Peygamberi aciz olsa da Rabb’inin merhameti çok
Sen Rabb’inden iste ben dua edeyim gözlerin açılsın
Ey peygamber izin ver gözlerim sadece sana baksın
Eski güzelliğine kavuşan Züleyha iffet abidesi olmuştu
Yıllarca dolaşıp yandığı fani aşktan ilahi aşkı bulmuştu
Kıtlık yılları şehirler perişan, çare buğday almak Mısır’dan
On kardeşi Mısır’a getiren kervan yola çıkmıştı Kenan’dan
Nöbetçiler çıkardı, on kardeşi baş danışmanın karşısına
Eğildiler saygıyla karşısında sonra Yusuf başladı, sorguya
Yusuf, sordu hepiniz bu kadar mısınız? Başka kim var
Dediler babamız Yakup’la kardeşimiz Bünyamin de var
Bir daha kardeşinizle gelin yoksa size buğday verilmez
Bünyamin’in kardeşleriyle gitmesine Yakup izin vermez
Yeminler antlar içip babalarından Bünyamin’e izin aldılar
Hasretle beklenen yolcu ile Mısır’a doğru yola çıktılar
Sarayın baş danışmanı Mısır’ın azizi Yusuf Peygamber
Yerinde duramaz olmuş kardeşlerinin yolunu gözler
Gözlerinde yaş hasretle baktı Yusuf gelen kardeşlerine
Sımsıkı sarıldı gizli odasına aldığı kardeşi Bünyamin’e
Anlattı her şeyi Bünyamin’e peygamber kim olduğunu
Birlikte kurdular babalarını Mısır’a getirme oyununu
Bünyamin’in çuvalında buldular danışmanın kadehini
Alıkoydu Yusuf babanız gelip benden alsın Bünyamin’i
Çaresiz kervan Kenan’a yola çıktı Bünyamin’i almadan
Kardeşimiz hırsızmış danışmanın kadehi çıktı çuvalından
Yakup feryat edip ağlıyor anlatılanlara asla inanmıyor
Bakın uzaklara gelen Yusuf mu burnuma kokusu geliyor
Ey peygamber Allah sevgide bile ortak istemez kendine
Evladından vazgeçecek kadar çok sev ve ispatla Rabb’ine
Atan İbrahim gibi İsmail’ini kurban et imanın kurtulsun
Ancak o zaman hasretini çektiğin Yusuf’una kavuşursun
Hatasını anlayan peygamber tövbe edip yakardı Allah’a
Affa mazhar olan peygamber kavuşsun artık Yusuf’una
Anlattı her şeyi Levi Mısır’ın danışmanı kuyunun oğlunu
Bünyamin’le birlikte planlayıp onlara oynadıkları oyunu
Yüzüne sürsün babama götür bu gömleği açılsın gözleri
Kervan yola çıksın kavuştursun birbirine hasret gönülleri
Bir kervan ki ayırdığı iki yanık gönlü kavuşturur birbirine
Bir kervan ki şahitlik eder herkes otuz yılın acı özlemine
Sımsıkı sarılmış baba oğul onları ayırmaya güç yetmez
Kim demiş kavuşamazlar bu hikâye mutlu sonla bitmez
Hatırladı Yusuf peygamber yıllar öce gördüğü bu rüyayı
Önünde eğilip secde eden on bir yıldızı güneşi ve ayı
Yakup peygamber eşi ve on bir kardeşi saygıyla duruyor
Yıllar sonra secde edilen Yusuf’un rüyası gerçek oluyor
Rüyamın gerçekleşmesi için yaptım affet beni baba
Allah’ın muradı böyle oğul tecelli etti ne mutlu sana
Firavun seslendi Mısır’ı kurtaran bilge Yusuf’un babası
Kurtulmazdı Mısır ey peygamber olmasa oğlunun çabası
Minnettarız hepimiz dilediğiniz yeri yurt edinip yerleşin
Otuz yıldır çekilen acı, özlem bitsin artık sizde birleşin!…
Sebati Manav Nisan Mayıs 2017
Sebati Manav
Kayıt Tarihi : 22.1.2023 11:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!