Yusuf İle Züleyha Şiiri - Sebati Manav

Sebati Manav
336

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Yusuf İle Züleyha


YUSUF İLE ZÜLEYHA
(Yusuf Peygamberin Hayatı)

On hain kardeşin kardeşlerine yaptığı sinsi plan
Kuyuya atıp Yusuf’u babalarına söylediler yalan

Kanlı gömleğini götürüp dediler kurtlar parçaladı
Gözü yaşlı peygamber bu yalana asla inanmadı

Arayıp durdular köşe bucak Yusuf’tan bir iz yok
Kuyuya atılan Yusuf’un sebepsizce uykusu çok

Bulamadılar yok hiçbir yerde ağlar Yusuf’um diye
Kardeşleri kurt olup parçaladı, diyemedi kimseye

Kuyunun sakladığı emanet güzel yüzlü sultan
Üzülme şimdi gelecek seni kurtaracak kervan

Aniden çıkan şiddetli rüzgâr tozu dumana kattı
Yolunu kaybeden kervanı kuyunun başına attı

Olmazları olduran Yüce Rabbime şükürler olsun
Tatlı suya dönüşen kuyu suyuna kervan doysun

Artık vakti geldi, ey kuyu emanetini ver kervana
Alıp götürsün Mısır’a yazılan kaderini yaşamaya

Bir kervan ki, götürür Mısır’ın sultanını haberi yok
Bir kervan ki, köle pazarında sultan satar bilen yok

Köleyi satan tüccar yaptığı hatayı geç anlamıştı
O gün köle pazarında satan değil alan kazanmıştı

Kuyunun emaneti teslim edilmişti, yeni sahiplerine
Sarayda yaptıklarıyla mazhar olmuştu, sevgilerine

Söz verdi kendine bu köle düzenini tersine çevirecekti
Ezilen zülüm gören fakir halkla zenginleri eşitleyecekti

Yıllar geçti, Yusuf’un güzelliği dillere destan olmuştu
Züleyha engel olamadığı duygularının esiri olmuştu

İffet abidesi olan Yusuf’a musallat oldu, Züleyha
Emeline ulaşamayınca iftira edip attırdı, zindana

Züleyha sabırsız zindandan güzel haberler bekler
Yusuf işkencelere dayanamasın kabul etsin ister

Oysa peygamber şükrediyor zindana atılmasına
Züleyha’nın çirkin emellerinden kurtulmasına

Zindan kasvetli pis karanlık soğuk taştan duvarlar
Yaşama umudu kalmamış perişan zavallı insanlar

İnsanlara yeniden umut oldu, karanlık zindanda
Anlattıkça peygamber toplantı insanlar etrafında

Başına gelen her sıkıntıya sabreden güzel peygamber
Yusuf’un zindanında herkes hidayete erdi birer birer

Uykuları kaçan firavun rüyaları yorumlansın ister
Bu rüyalar çok karmaşık yorumlanamaz der kâhinler

Firavuna rüyanızı yorumlayacak biri var diyen sakisi
Saray danışmanı şimdiyse zindanda Züleyha’nın kölesi

Doğruyu söyledi firavunun danışmanı her şeyi anlattı
Gerçek çıkınca ortaya firavunun emriyle Yusuf aklandı

Allah rüyaları yorumlama ilmini vermişti, Yusuf’a
Bu ilim sayesinde gitti, zindandan firavunun sarayına

Çıkardılar firavunun karşısına sordular var mı? Yorumu
Rüyanın Yorumunu değil tevilini yaptı özetledi durumu

Yedi besili inek yedi yılda bolluğun bereketin delili
Yedi cılız inekse yokluğun kıtlığın başlaması besbelli

Tevili dinleyen herkes inanmıştı, Yusuf’a firavun bile
Kâhinler itiraz etti inanmayın bu keçi çobanına cahile

Merhamet timsali doğru sözlü güzel yüzlü peygamber
Kardeşlerini bile affeden Yusuf Züleyha’yı da affeder

Yusuf’un bu hali firavunu kendine hayran bırakmıştı
Mısır’ın tanrıları Yusuf’un karşısında çaresiz kalmıştı

Soran sorgulayan firavun acı veren sorular içinde
Sorularının cevabını bulduğu peygamberin izinde

Tellallar duyurdu Yusuf firavuna baş danışman oldu
Yedi yılı bereketli Mısır’ın ambarları buğdayla doldu

Bunca yıl aşk acısıyla yanıp kavrulan Züleyha perişan
Kaybolup gitti hepsi birer birer hani nerede o ihtişam

Güzelliğini ömrünü aşkının uğruna harcayan kadın
Sokakta kalmış kızıp bağırıyor bana acımayın sakın

Hak ettim başıma gelenleri az bile benim gibi birine
İftira ettim nefsime uymayan günahsız peygambere

Firavun kâhinleri mahkeme için çağırmış huzuruna
Söz verdi önceliğim var diyen peygamber karısına

Ey Mısır halkının dertleriyle dertlenen peygamber
Sorarım size zelil olmuş Züleyha’dan nasıl bi haber

Yusuf şaşkın sevgili eşi kendisinden hesap sormakta
Nereden bilsin Züleyha zelil olmuş ihtişamlı sarayda

Çıkarttılar huzura biçare zavallı ihtiyar kör bir kadın
Bedelini çok ağır ödemiş belli yaşadığı yasak aşkın

Kokusunu aldığı Yusuf peygambere doğru yürüdü
Önünde durup saygıyla eğilip ayağına yüzünü sürdü

Gözü yaşlı sordu peygamber, Züleyha bu sen misin?
Bir zamanlar bendim ama şimdi bütünüyle sensin

Kaldırıp başını baktı gönül gözüyle peygambere
Bak gör ey peygamber aşkından düştüğüm hallere

Vahiy indi peygambere Züleyha affedildi onu takdis et
Ey peygamber Züleyha’yı kendine eş seçip ona dua et

Kendine gelen peygamber şaşkın aldığı buyruğu iletti
Allah Züleyha’yı kendime eş seçip evlenmemi emretti

Şaşırdı herkes bu sözlere alay edip güldüler Yusuf’a
Allah’ın lütfuna mazhar oldun dileğin nedir Züleyha

Seni gören gözler isterdim ey peygamber ama yok
Peygamberi aciz olsa da Rabb’inin merhameti çok

Sen Rabb’inden iste ben dua edeyim gözlerin açılsın
Ey peygamber izin ver gözlerim sadece sana baksın

Eski güzelliğine kavuşan Züleyha iffet abidesi olmuştu
Yıllarca dolaşıp yandığı fani aşktan ilahi aşkı bulmuştu

Kıtlık yılları şehirler perişan, çare buğday almak Mısır’dan
On kardeşi Mısır’a getiren kervan yola çıkmıştı Kenan’dan

Nöbetçiler çıkardı, on kardeşi baş danışmanın karşısına
Eğildiler saygıyla karşısında sonra Yusuf başladı, sorguya

Yusuf, sordu hepiniz bu kadar mısınız? Başka kim var
Dediler babamız Yakup’la kardeşimiz Bünyamin de var

Bir daha kardeşinizle gelin yoksa size buğday verilmez
Bünyamin’in kardeşleriyle gitmesine Yakup izin vermez

Yeminler antlar içip babalarından Bünyamin’e izin aldılar
Hasretle beklenen yolcu ile Mısır’a doğru yola çıktılar

Sarayın baş danışmanı Mısır’ın azizi Yusuf Peygamber
Yerinde duramaz olmuş kardeşlerinin yolunu gözler

Gözlerinde yaş hasretle baktı Yusuf gelen kardeşlerine
Sımsıkı sarıldı gizli odasına aldığı kardeşi Bünyamin’e

Anlattı her şeyi Bünyamin’e peygamber kim olduğunu
Birlikte kurdular babalarını Mısır’a getirme oyununu

Bünyamin’in çuvalında buldular danışmanın kadehini
Alıkoydu Yusuf babanız gelip benden alsın Bünyamin’i

Çaresiz kervan Kenan’a yola çıktı Bünyamin’i almadan
Kardeşimiz hırsızmış danışmanın kadehi çıktı çuvalından

Yakup feryat edip ağlıyor anlatılanlara asla inanmıyor
Bakın uzaklara gelen Yusuf mu burnuma kokusu geliyor

Ey peygamber Allah sevgide bile ortak istemez kendine
Evladından vazgeçecek kadar çok sev ve ispatla Rabb’ine

Atan İbrahim gibi İsmail’ini kurban et imanın kurtulsun
Ancak o zaman hasretini çektiğin Yusuf’una kavuşursun

Hatasını anlayan peygamber tövbe edip yakardı Allah’a
Affa mazhar olan peygamber kavuşsun artık Yusuf’una

Anlattı her şeyi Levi Mısır’ın danışmanı kuyunun oğlunu
Bünyamin’le birlikte planlayıp onlara oynadıkları oyunu

Yüzüne sürsün babama götür bu gömleği açılsın gözleri
Kervan yola çıksın kavuştursun birbirine hasret gönülleri

Bir kervan ki ayırdığı iki yanık gönlü kavuşturur birbirine
Bir kervan ki şahitlik eder herkes otuz yılın acı özlemine

Sımsıkı sarılmış baba oğul onları ayırmaya güç yetmez
Kim demiş kavuşamazlar bu hikâye mutlu sonla bitmez

Hatırladı Yusuf peygamber yıllar öce gördüğü bu rüyayı
Önünde eğilip secde eden on bir yıldızı güneşi ve ayı

Yakup peygamber eşi ve on bir kardeşi saygıyla duruyor
Yıllar sonra secde edilen Yusuf’un rüyası gerçek oluyor

Rüyamın gerçekleşmesi için yaptım affet beni baba
Allah’ın muradı böyle oğul tecelli etti ne mutlu sana

Firavun seslendi Mısır’ı kurtaran bilge Yusuf’un babası
Kurtulmazdı Mısır ey peygamber olmasa oğlunun çabası

Minnettarız hepimiz dilediğiniz yeri yurt edinip yerleşin
Otuz yıldır çekilen acı, özlem bitsin artık sizde birleşin!…

Sebati Manav Nisan Mayıs 2017

Sebati Manav
Kayıt Tarihi : 22.1.2023 11:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!