Saldık güvercini göğün yüzüne
Barış türküleri söylesin diye
Yolumuz aydınlık geleceklere
Büyük Önder Atatürkün izinde
Muassır uygarlık ötesi dendi
Mevsim olsaydım sana
Çiçek açan baharın olurdum
Belki bir pınar başında
Belki de bir ağaç altında
Belki de yağmur altında
Buluşan sevgililere
Lamba yakmış civalı
Bugün pek de havalı
Dilekçesi yazılmış
Mahkemede davalı
Hakim seni boşarsa
17 Ağustos gece yarısı
Uykuda bastırdı deprem kabusu
Her tarafı sardı ölüm korkusu
Can koymadın aldın zalim zelzele
Gölcük oldu depremin merkezi
Mutluluklar dilerim
Düğünü de yaptınız
Çok teessüf ederim
Beni çağırmadınız
Görmek isterdim seni
Söyle be yüreğim
Seni böyle acıtan nedir?
İçine düşen sevda ateşi mi?
Yoksa!
Çektiğin çilenin cefası mı?
Çileler gelir geçer
Seni sevmeme
Zaman mefhumu yetmez ki!
Keşke;
Cennetteki zamanı
Çalabilseydik..
Sonu olmayan sonsuzluğa kadar
Ya kar lapa lapa
Ya yağmur yağsa
Sicim sicim..
Gecenin bir zamanında
Yürüsem kaldırımlarda
Ne sokak lambalarının ışığı
Yokluğumu hissediyormusun
diye sorma
Her an seni yaşıyorum
Özlemin..Apayrı birşey...
27.02.2012
Vasiyetim olsun kulağa küpe
Girme dibini görmediğin göle
Dikkat et arkadaş seçerken hele
Bunlar vasiyetim sana, uy oğul
Terazi adalet, akıl hakimi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!