Neyleyim boyalı beton duvarları,
Bana özüm olan toprağın yeşili gerek!
Sen olmasan niye geleyim bu yolları;
Bana senin gibi bir dost gerek...
"Ölmek, nasıl bir duygu?" Diye sorar isen;
Anlatılmaz elbet lakin yaşanır.
"Peki yaşamak nasıl bir duygu?"
İşte bunu ise sadece yaşayabilen anlatır.
O halde "Kimdir yaşayabilen?"
Yaşayabilen âşıktır! Hem de Hakka aşık.
Ne uzun zamandır yazmıyorsun!
Kağıt küstü sana, kalem küstü.
Toprağa aşksız mı basıyorsun!
Toprak küstü sana, aşk da küstü.
Felaketlerden de bir felaket;
Bir resim koydum önüme,
Onu hatırlatsın diye.
O'nu hatırlıyorum zaten, mütemadiyen.
Mütemadi aklımda
Ama çeşitli sorular da...
Bir belirsizlik;
Gecenin bir vakti bir şiir girer gönle.
Şu kalem yazamaz da, ağır gelir ele.
Yazmasa da kalem, ağır gelse de ele;
Söylemek gerekir hiç usanmadan, dile.
Dilde büyük bir yük var kalemde de büyük;
Şehidin var, sevin mi, üzül mü Şebinkarahisar;
Tekçe ana mı? Hayır bu acıya bütün ülkem ağlar!
Yalnız bir başkaymış, ateş düştüğü yeri yakarmış.
Haykır şimdi Öksürük, Çağlayan çoktan kabarmış!
Üzülme anne, şehidliktir yüce mertebe,
Bir avuntu değil bu, hakikattir iman edene.
"Nedir o aradaki görünmez engel?"
Sorarım da, bir türlü cevap bulamam.
Birgün ardına hiç dönüp bakmadan gel.
Dilerim de, buna ben de inanamam.
Gözlerin; bekler yollar da, desem değil;
Ne demekti bu böyle şimdi!
Şiir, başlamadan mı bitti?
Ve yarım kalmadı hiç bir şey;
Çünkü ''başlanmamış'' onca şey...
Bu duyguyla kalp ne yapsın!
Ondan başkasına nasıl baksın?
Yalnızlığımla hemhâl oldum bugün,
O'na seni sordum, bana beni anlattı.
Karanlıkta yalnız kaldım bugün,
Bilmiyorum, lambaları kim kapattı!
Heyhat! Bana farklı şeyler anlat bugün;
Gözlerimde bir perde, dünyamı kararttı.
"Ne kadar farklı bir dünya?"
- Anlamazlar ve sanırım;
anlamayacaklar.
İçinde yaşanılan şu fırtına;
Yüklenmişse gizem, insanın sırtına
- Anlamazlar ve sanırım;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!