gözyaşlarım resmine düştüğü an
güneş doğmasa da sabah olmasa da
gece korksa kendi karanlığından
kış ürkse yaz sıcağından
sen yine de bu hazan
dönme ölümüm dönersen zaten ölürüm
yağmurlar yalasaydı çıplak ayaklarımızı
gözlerimiz ilişmesede olurdu
usulca dökülseydim gözbebeklerinden
martıları kandırsaydık çamlıcada
gülümsemeliydik o bulutlara
yalnızlığın kanattığı bütün geceler
hiçbir sabaha çıkmazlar
yalnızsam
seni düşünüyorsam
yılgınsam
çünkü korlar damlasız asla parlamazlar
bir gül bırak
bir damla gözyaşı dök
filizlensin goncagül
ve ardına bakmadan git
ki gittiğin gibi
bir kuş için tüm güzellikleri bırakıp göçmesi gerektiğini zannetmektir
bir idam mahkumunun ölmeden önceki son isteğini o ölmeden öldürmektir
gizlenen tüm gözyaşlarını acıtan yaradaki kanla birleştirmektir
sonu olmayan bir tünelin karanlığında ışığı gördüğünü hayal etmektir
düşmek üzere olan bir kör için olmayan bir değnek gözlemektir
son dala tutunarak ilelebet bir uçurum kenarını beklemektir
sensiz her şey sensizliğe isyan
sensiz her şey ölümle eş zaman
yan yan yan
yas aklanmıştı sevdamız
el ele tutuşumuz gözgöze gelişimiz yas aktı
gözlerin feryat ediyordu gecenin içinde
ve bedelini ödüyorduk eski günahlarımızın
umutlarımızı seferber ettik sevdamıza
ben seni gizlice özlerdim
bir ana evladını
bir mahpus gün ışığını
bir gece ay ışığını nasıl özlerse
kendimden bile saklardım gerçeği
ben seni gizlice özlerdim
son nefesteyim bu gece
ay ışığında
ölümün pençesinde
karanlıklar içinde
kalbimde bir sızı
haykırırım dağlara
şimdi yalnız kaldırımlarda
karanlık gecelere yürüyeceğim
umutsuzluk saracak kör bedenimi
güller ağlayacak bahçelerimde
umutlarımı yakacağım kor ateşlerde
öleceğim öleceğim öleceğim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!