Davet var ey insan! İcabet et davete
Bürünüp bırakılmadın kemik ve ete
Ruhun da ihtiyaç duyar elbet gıdaya
Sultana layık şükür yaraşır gedaya
Kutsal randevuya çağrı dinle ezanı
Mızrabım değince sazımın teline
Bırakırım kendimi bir duygu seline
Köroğlu'ndan tut var git Ezo Geline
Tüm yanmışları yüreğimde hissederim
Perde perde yaşanır aşkın her hali
Naçizane nasihatim var dinle
Bir yere varılmaz nefretle kinle
At içine sakla sen sana inle
Halka hoşgörüyü elden bırakma
İstenmediğin yerde aman durma
Koşmuştuk baharda delice
Denize varmıştık ne oldu?
Taç yapalım diye kraliçe
Papatya dermiştik ne oldu?
El ele sıkıca tutardık
Geçiyor günler hep beklemekle
İçindeki derdi saklamakla
Ara sıra umut yoklamakla
Bilmem bu gidiş nereye doğru?
Her gün yeni bir olay oyun
Sorma seni ne kadar sevdiğimi
Hesap kitap yapmayı bilmem ben
Anlamam cebirden
Sorma işte
Hesapsız seviyorum seni..
Ne gökyüzünde ki gezegen sayısını bilirim
Karanlıklarda kayboldum, ışığım yok
Olmazdı böyle yarim, sen olsaydın
Güldüğüm günler ne az ağladığım çok
Olmazdı böyle yarim sen olsaydın
Her günüm çözemediğim kördüğüm
Orası senin burası benim gezerdim
Dilime gelene cesurca der, yazardım
Zalimin kurduğu her oyunu bozardım
Ölmeden yerin altına koydular beni
Gençliğimin delişmen hınçır çağında
Kara sular tepemden indi de yılmadım
Gittiğimiz hiçbir yerden geri kalmadım
Hayalini anmadan uykuya dalmadım
Sokak sokak, rüya rüya seni aradım
Baharın renk renk cıvıl cıvıl cümbüşünde
Aklımın karanlık köşelerinde
Havai fişekler patlar rengarenk
İçimin karamsar klişelerinde
Umut damıtılmış renk seni görmek
Güneştir gözlerinin parıltısı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!