Ne gezersin avâre avâre
Bilmez misin bu yol çıkmaz o yâre
Niceler geldi
Niceleri battı bu zevke
Denk değil mi kırk senesi iki saatte,
Bir savaşı anlatacağım sana
Gülmeyi unutan çocuklarla
Gelmeyecek yarınlarla
Kanların suladığı topraklarla
Bir savaşı anlatacağım sana
Gör ey fani şu harabe handan
Gitmek en çok sana yakışır.
Şu göğe mızrak gibi saplanan beyaz taştan
Yolculuk vakti! uyan diye bir ses çağırır
Yaptıkların azığındır, birktirdiğin heybe almaz, acele et ecel bir nefes daha dayanmaz
Hayaller kurardık hani,
Köhne sokakların isli lambalarında.
Yarınlarımız güldürürdü bizi,
Dalıp giderdik atlı karınca heyecanıyla.
Baharın değerini ucuza biçerdik,
Şarka Giden Bir Trendeyim
Eylül sonu, cennet bahar kapıda.
Dolu vagonların boş sessizliği eşlik ediyor bana.
Karanlıkları atlatıyoruz şehirlerin kalabalık ışıklarında.
Rayların melodisinde buluyorum benliğimi.
Bir sözün varsa bırakma yarına,
Yarını kim bilir, umut bağlama boşuna.
Tutma sinende, ak olmasın başında,
Pişman olup kalırsın yine bir başına
Görmek isteyene dağ olur bir zerre
Âma gözler penceredir neticede
Beklenen kapıda karşılanır
Hırsız bekler pencerede
Görmeyene dağ, olur bir zerre.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!