Seninle el ele gezdiğimiz o yerlerde,
Bilir misin, belki de başka aşıklar geziyor.
Başıma yastık yaptığım o dizlerde,
Söylesene şimdi hangi şerefsiz yatıyor?
Bırakıp gitmek var mıydı böyle?
Yaşanılan güzel beraberliklerin ardından yalnızlığıyla baş başa kalanlara...
Ayrılığa dayanmak çok zormuş,
Bugün gidişinin beşinci ayı.
Bugün de söz geçiremedim gözlerime,
Dinmiyor gittin gideli gözlerimin yaşı.
Dudağımda bir yerlerde,
Adını duyanlar olmuş.
Kalbimin her ritminde,
Varlığını sezenler olmuş.
Nabzımın her atışında,
Hangi vefasız ana doğurdu seni?
Hangi hayırsız babanın kızısın?
Dudağından düşen o kelimeler var ya,
Hangi acımasız ordunun silahısın?
Canımı almak değilse niyetin,
Neden böyle kurşun gibi sözlerin?
Bana yüzlerce kez,
İyi ki varsın dedin.
Ben hep senin yanındayken,
Başka masalarda oturuyordu bedenin.
Ve başka bir adamda,
Takılı kalmıştı yüreğin.
Yine Hira-i Zerdüş çalsa,
Ben ölmeden uğra bana dese,
Kapım açık, çay ocakta,
Ben seni beklesem.
Kalbimde bir ateş yakıp gittin,
Tetiği çekmeye olsaydı cesaretim,
Bir dakika durup düşünmezdim.
İçimde ölecek bir sen olmasaydın eğer,
Ben, yarın sabahı göremezdim.
Sevdim olmadı, taptım olmadı,
Tetiği çekmeye olsaydı cesaretim,
Bir dakika durup düşünmezdim.
İçimde ölecek bir sen olmasaydın eğer,
Ben, yarın sabahı göremezdim.
Sevdim olmadı, taptım olmadı,
ÖYLESİNE BİR MEKTUP senden kalan geriye,
Oysa, sokağına adını yazacaktım KIRMIZI GÜLlerle
SENSİZ YILLAR çok canımı yaktı,
ZALİM AYNALAR şahit oldu giden gençliğime.
İLK VE SON GÜLÜŞÜMdün oysaki sen.
Şimdi KAHVE FALInda bir baş harfsin sadece.
Kızıl saçlarını geriye atışını unutamadım,
Unutamadım, kollarının boynuma dolanışını.
“Seviyorum” deyişini unutamadım,
Unutamadım, her sabah gülümseyerek uyanışını.
Şimdi uzak diyarlarda bir hayalsin,
Gittin ve bir daha geriye dönmedin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!