Abime
hayatıma anlam katan cümlelerim daha uzunken,
kelimelerim
daha pürüzsüz ve daha cana yakındı
vuslata adanmış yüreğine
yeniden ayrılık şarkıları söyletmeye kıyamam Yusuf
dipsiz kuyular çağırsın beni
sen uçurtmanı yüzdür çöl sıcağında
bulurum seni!
boş inançların bin bir çelişkisiyle hayata tutunan
iblis bilmeceleri
ve yüreksizlerin tapındıkları her güneş
karanlıkların öp öz ikiz kardeşi
gömleğine hangi ceylanın kanı sürüldü Yusuf
madem gördüğün sahih bir rüya
bırak inceldiği yerden kopsun
bu kaypak dünya!
biz sabır denizini yağmur kadar severken
bir Kevser serinliği
kırılgan yüreklerimizi ısıtır
yandıkça serinler ve serinledikçe yanar bu yürek
gömleğini hep arkadan yırttılar Yusuf
kadere eyvallah, var bir hikmeti
n’olur kulak asma benim kaygılarıma
yok bi kıymeti!
yorma merhametini
saçlarının aynalara söylediği şarkıları mırıldan
ihanetler kuşatırken nefsinin heykelini
sen gülümsemeye meylet gece yarılarında
neden hep dipsiz kuyular sana taliptir Yusuf
gökteki kuşlarla uçsun gözlerin
bir kaderden bir kadere koşarken
sevin!
Haziran 2014, Aksaray
Mehmet Ekici (taha)Kayıt Tarihi : 13.6.2014 21:58:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yusuf'un hikayesidir.
![Mehmet Ekici (taha)](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/06/13/yusuf-34.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!