Sevgili Öğretmenim,
Öncelikle size çok teşekkür etmek istiyorum. Bize böyle bir günü yaşattığınız için…
Gerçekten harika bir gündü. Ayrıca şunu da söylemek istiyorum. O gün benim doğum günümdü ve bana gerçekten çok büyük, çok güzel bir hediye oldu. Tekrar teşekkür ederim. Şimdi size o gün dağa tırmanırken hissettiğim duyguları anlatmak istiyorum.
Sabah saat 6.00’da buluşmak üzere anlaşmıştık. Herkes geldikten sonra yola çıkmak için hazırlandık ve siz bir konuşma yaptınız. İşte beni etkileyen en büyük şey buydu. Sözleriniz, anlattıklarınız o kadar etkiledi ki beni, kendi kendime ‘Mutlaka bu yolu kimseden yardım almadan, tek başıma, dimdik çıkmalıyım.’ dedim. (Keşke bunu başarabilseydim.) Yola koyulduk. Başlarda çok güzeldi. Aynı dediğiniz gibi gelip geçti. Sonraki yokuş ise zorlamaya başladı beni ve sanırım birçok kişiyi. Daha çok yol aldıkça daha fazla yoruluyordum. Aklımda, söylediğiniz sözler vardı hep. Fakat ne yazık ki daha fazla dayanamadım ve babamın elini tuttum. Ondan yardım aldım. Ne kadar istemeyerekte olsa tuttum işte. Ama çok pişman oldum. Daha doğrusu pişman olmak değil de üzüldüm. Dediklerinizle kıyasladım kendimi. ‘Hayatta tek başıma, dimdik, sapasağlam duramayacak mıyım? ’ dedim kendi kendime. Sırtımı hep bir yerlere mi yaslayacağım yaşamım boyunca. Belki bu satırları okurken gülüyorsunuz. Fakat hissettiklerimi yazıyorum. Daha sonra bıraktım babamın elini. Tek başıma yürümeye devam ettim. Bu yokuşta, dediğiniz gibi en zor en dik yokuştu. Şimdiki hayatımız gibi… Ama bu da gelip geçti. En son olarak ise hayatımız son zamanları olarak adlandırdığınız o yokuşa sıra geldi. Fakat bu yokuş çokta zorlayıcı değildi. Daha çok inişler vardı. Burada rahatladığımı hissettim. Yorgunluğum azalmıştı. O anda yine düşündüm ki: ‘Evet işte bu. Yaşlılığımız. Huzurlu, rahat olduğumuz dönem.’ Yine söylediğiniz gibi uyuyordu yokuşun zorluğuna. Sonrası… İşte bu zevki yaşamak için tüm o zorlukları yaşamaya değmişti. Evet, evet o manzarayı, o güzelliği gördükten sonra tüm o yokuşları çıkmaya değdiğini düşündüm. Ne kadar da güzeldi. İnsan, hayatta zorlukları yenip başarıya ulaştığı zaman daha mutlu oluyor. Emeğinin karşılığını almak gibi bir şey. Daha sonra inişe başladık. Kolaydı tabi. Dağa çıkarken tırmandığımız yokuşları bu sefer iniyorduk. Güle oynaya indikten sonra kahvaltıya gitmek üzere hazırlandık. Arabaların hepsi dolduğu için sizin arabanıza binmiştim. Bu da benim için ayrı bir zevkti. Çok eğlenceliydi. Kahvaltı yerine geldik. Denize karşı bir güzel kahvaltımızı yaparken birden Selim ve Eyüp hocayla karşılaştık. Birlikte kahvaltımızı yapıp çaylarımızı içtikten sonra evlerimize dönmek üzere yola koyulduk.
Size bunun için her zaman teşekkür edeceğim hocam. Tekrar söylüyorum. Çok ama çok güzel bir gündü. Kahvaltı yaparken de konuştuğumuz gibi;
LÜTFEN BÖYLE BİR YÜRÜYÜŞÜ BİR DAHA YAPALIM! =)
Nur Birbir
Övgü Terzibaşıoğlu Anadolu Lisesi
9-B sınıfı Öğrencisi
01.01.2008
Kayıt Tarihi : 31.12.2008 00:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!