Saat sabahın beşi... Sıcacık yatağından kalkıp kalkıp, üşenmeyip, feda etmek uykunu... Soğuk yorgunluk nedir bilmeden bir amaç uğruna toplanmak... Kimimiz yürümek kimimiz eğlenmek kimimizde sırf merakından gelmişti. Önemli değildi, önemli olan orda olabilmekti. Saat 06.30da Mevlana'nın güzel dizeleriyle başladık yürümeye hafiften yağmur çisiyordu. Toprak kokusunu duydukça daha bir güzel geliyordu sanki her şey. Yavaş yavaş başladık çıkmaya, başlangıçta her şey kolaydı fakat git gide zorlanmaya başlıyorduk. Daha ilk beş yüz metredeydik ama şimdiden belki de beş yüz defa geri dönmek istemiştim. İlk beş yüz metrede bir şişe su bitmişti bile. Güneşin doğuşuna daha vardı fakat acele etmek gerekliydi. Virajlar başladığında bütün İzmir görülüyordu nerdeyse yukardan ve bir kez daha anlıyordunuz bu şehri neden bu kadar sevdiğinizi! Çıktıkça uzuyordu sanki yol, çok terlemiş, çok yorulmuştuk fakat sonunda varmıştık. Bitmez sandığımız yol bitmişti. O an ne ağrı sızı ne de yorgunluğum kalmıştı. Hepimiz kayanın üzerine oturduk ve açtık ellerimizi:'Evsizlere, gariplere, yoksullara, savaşta ölen, yaralanan tüm çocuklara, anne babalara, o an uykusunu feda eden herkese, acı çekenlere ve yardıma muhtaç olan bütün insanlara! 'Yürekten bir dua ettik. İster dalga geçsinler ister ciddiye almasınlar ben iliklerime kadar hissetmiştim ya o bana yeterdi... Kabul olup olmaması da önemli değildi duamızın. Hep beraber oraya kadar gelmiş, yılmamış olmaktı önemli olan. Bu uzun yolu tamamladıktan sonra aşağı indik. Üstümüzü değiştirip İnciraltı’na gittik. Kahvaltımızı da yaptıktan sonra hep beraber fotoğraf çekildik. Sanki hiç üşümemiştim, sanki ağrımıyordu ayaklarım, sanki hiç uykusuz değildim... O an umurunuzda olmuyor bunlar çünkü başarmıştınız tarih 01.01.2008 saat sabahın onuydu. Herkesten farklıydınız o an, herkesten daha başarılı hissediyorsunuz. Ben o gün o sabah zaferi tattım, fedakârlığı ve sonunda elde edilenleri! İnsan ömrünün 23 yılının uykuda geçtiği bir hayatın bir günlük uykuyu feda etmiştik; iyi de olmuştu... İstediğimiz ve kafamıza koyduğumuz zaman her şey oluyordu, yeter ki o uğurda ter dökelim! Ve o gün ne fizik notları, ne ertesi gün ki yazılı umurumda değildi o an sadece mutluydum ve gerçekten de o gün hayatın yokuşu BALÇOVA’YDI!
Allah herkesten razı olsun.
Ayşe Betül AĞILKAYA
Övgü Terzibaşıoğlu Anadolu Lisesi
9-C sınıfı Öğrencisi
01.01.2008
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız