Yürüyor Tunçtan Bilekliler

Suskunlukları yırtan bu çığlık nedir
Nereden geliyor bu sesler
Hançereler yırtılıyor, havada eller
Kadınlar-erkekler; işçiler- emekçiler
Gözlerinde umut, yüreklerinde öfke
Fabrikalardan, tarlalardan geliyorlar
Kafile kafile
Yığın yığın geliyorlar
Çağlayan bir ırmak gibi
Meydanlara akıyorlar
Geliyorlar köyden, şehirden; her yerden
Güvencesiz çalıştıkları işyerlerinden
Dayanılmaz onca acıyı içlerine atıp
Kaybettikleri canlarını toprakta bırakıp
Sevdalarını yüreklerinde taşıyorlar
Meydanları inim inim inletiyorlar
Onlar ki
Kıvrak zekâları
Nasırlı elleriyle
Can verirler toprağa
Ve yeniden filizlenir hayatlar
Onlar ki, tek başlarına
Bir serçe kadar ürkektirler
Ve boğaz tokluğuna razı edilip
İliklerine kadar sömürülürler
Şimdi farkındalar kudretlerinin
Birleşe birleşe güçleniyorlar
Ve gür sesleriyle haykırıyorlar
Zulmünüz bize sökmez
Bu düzen böyle gitmez
Dört duvarlara sığmayız biz
Öldürüldükçe çoğalırız biz
Yürüyor güneşin çocukları
Bedenleri ateştendir
Yürekleri çelikten
Keskin bir bıçak gibi
Bilinçlendikçe bileniyorlar
Sömürüsüz bir dünya için
Yaşanabilir bir çevre için
Adalet için, özgürlük için
Yürüyor tunçtan bilekliler
Yaklaşan fırtınanın ayak sesidir bu
Doğum sancısıdır güzel günlerin
Kuşkusu olmasın kimsenin
Gün, güneşli günlere gebe
Bu bahara olmasa bile
Mutlaka bir gün, gülüm
Kıyamete sürmez zulüm
Kopar kızılca kıyamet
Haramiler saltanatı yıkılır elbet
İşte gün, o gündür
İşte o gün, bayram günüdür
Tüm emekçiler el ele
Özgürlük türküleri dillerde
Halaya gelin, halaya
Ellerimizde çiçekler
Yüreklerimizde sevgi
Gezi gezi geliyoruz
Bekle bizi gezi parkı
Bekle bizi taksim
Bekle bizi güzel ülkem
Bekle bizi

Güner Demirci / 1 Mayıs 2022