Yoruldum, çok yoruldum
Kıyametler kopuyor ömür sahnemde
Bir fırtınaya umutlarımı teslim ediyorum
Yuvadan boşalırcasına yıkanan gökyüzünde
Kandır, gördüğüm kaskatı denizler
Neylersin ölmüş çiçekleri evimin
Bütün sebeplerin yıkılmış direkleri
Taş taş üstünde konmamış camlar üstünde başım
Bir nida kopuyor ötelerin fevkinde
Nedir, necidir, gelmişler bacasız evime
Bir bu kaldı elimde desem dinleyen kim!
Boş sayfaya düşülen son nokta benim
Bumudur istediğiniz sizinde onlar gibi
Riyadan örülü bir ruh kalır gölgemde
Elimdeki nasırlardan bellidir ecdadımın sesi
duyulur kulak verin her yanda onların nefesi
Biri gidiyor, ufukta bir taş boyu korkusu
Kaç taşın altına götürdü nefsini
Buda sen misin be hey saçsız insan oğlu
Bir beyazdır dilekçen en hüzünlü yerinden
Kimse inanmayacaktı giden adama
Ne söylese boş, ne konuşsa yanlış
Uymadı bir kitabın en kadir şinas kantarına
Uymuyor, uymayacak, bu son fasıldır, bu son dua
O ninnilerini söyleyecek yine doğmamış bebesine
Gah beşiğinde soluklanıp gah kolunda kardeşçe
Yürüyecek kendi bildiği menzillere
Gözlerinde ışığın gözyaşı mevsiminde
Kayıt Tarihi : 1.8.2007 02:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
şiiriniz için ...
tebrikler...saygılarımla...
TÜM YORUMLAR (1)