Efkâr bastı,
Keyfim kaçtı uşağum,
Yine gönlüm gam dolu,
Ovalarıma sis,
Düğünlerime yas indi.
Kaynıyor, yanıyor, ağlıyor Anadolu.
Çoktan geçtim, ocağımdan, kuzumdan,
Yaralı bir alageyik gibi kıvranırım sızımdan.
Ben çaresiz, ben kimsesiz, ben sessiz,
Koylarını dövüyor, çıldırmış Karadeniz.
Yürü aslan uşağum,
Vatan candan evladır…
Albayrağım cesedimle öpüşsün.
Kol mu düşer, baş mı düşer gövdeden
Koy düşsün.
Cesaret gıdan, esaret ölüm sana.
Yaradan’ım yarenin, korkaklık zulüm sana
Gelinim duvağına, şehidim yatağına, al renkli kumaş ister.
Onurlansın Zigana.
Hürriyet bedel ister.
Uşağum,
Bağlarıma çakallar, fındığıma kurt düşmüş,
Susmuş kemençemin yayları,
Başaklar boyun eğmiş, tarlalarımda,
Horonum üşümüş.
Yaşmağı urgan olmuş boynuna Fadime’nin
Ezgilerim lal,
Temel’e bir hal olmuş.
Yürü aslan uşağum,
Vur kıratına gemini,
Doldur heybene bütün kemiklerimi,
Al kanımla
Zigana’ya “Vatanım”
Kop dağına “Özcanım” yaz,
Öz dilimden.
Bir seda ver kirvesine, Kaçkar’ın zirvesinden
Şenlensin Tendürek,
Şahlansın Palandöken.
Açsın sinesini masmavi sema,
Yeşersin umut,
Dağılsın başımdaki şu karabulut.
Uşağum,
Yosun basmış derelerimi,
Limanıma gam düşmüş.
Akbabalar sarayıma üşüşmüş.
Ermeniler Ağrı’mı,
İngilizler bağrımı yaraladı.
İzmir’i Yunan,
İçimi bir kara duman aldı,
Dayanamam,
Yaşayamam,
Emanete ihanet mi?
Varamam mezarına dedemin,
Dolduramam pınarlarından testimi,
Yatamam yatağıma, basamam otağıma,
Ölürüm;
Acımdan, hicabımdan…
Uşağum,
Kıvılcım ol, ateş ol,
Dadaşıma gardaş,
Gakkoşuma arkadaş…
Yoldaş ol, kartal bakışlı efesine Ege’nin,
Dolaş yurdumu karış karış,
Serhatinde nefer ol,
Cephelerde gülle ol, kurşun ol, zafer ol.
Son sözüm, son arzum,
Bil sana vasiyettir;
Bağımsızlık nimettir, şereftir, haysiyettir.
Yürü aslan uşağum,
Çilemi bitir,
Bana ya hürriyet, ya ölüm getir,
Yürü, Yürü, Yürü aslan uşağum, yürü,
Beni kendime getir…
(Taşova, 24.12.2008)
Fesih AktaşKayıt Tarihi : 25.2.2009 16:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aydın'da okuyan kızımın öğretmeni, Mart ayında gerçekleştirecekleri şiir dinletisi için Kurtuluş Savaşı'nda Karadeniz'i anlatan veya (Karadenizlice Kurtuluş Savaşı'nı anlatan) bir şiir istemiş. Epey aradım kitaplardan, internetten bulamadım. İş başa düştü. Oturdum, alelacele bu şiiri yazdım. Öğretmeni beğenmiş. Bakalım sizler de beğenecek misiniz? Saygılar sunuyorum.
Selam, sevgi ve saygılar
Seyfeddin karahocagil
Fesih hoca; bu şiir “Çırpınırdı Karadeniz” şarkısını aratmayacak düzeyde güzel bir serbest çalışma olmuş. Keyifle, zaman zaman gülümseyerek ve tabi nevi şahsına münhasır Karadenizli dostlarımızı da yadederek okudum.Kalemini içtenlikle kutluyorum, paylaşım için teşekkürler.
Kıvılcım ol, ateş ol,
Dadaşıma gardaş,
Gakkoşuma arkadaş…
Yoldaş ol, kartal bakışlı efesine Ege’nin,
Dolaş yurdumu karış karış,
Serhatinde nefer ol,
Cephelerde gülle ol, kurşun ol, zafer ol.
Son sözüm, son arzum,
Bil sana vasiyettir;
Bağımsızlık nimettir, şereftir, haysiyettir.
Yürü aslan uşağım,
Çilemi bitir,
Bana ya hürriyet, ya ölüm getir,
Yürü, Yürü, Yürü aslan uşağım, yürü,
Beni kendime getir…
ETKİLİ VE NEFİS BİR ANLATIM. TÜM KALBİMLE KUTLUYORUM HOCAM. SELAM VE SAYGILARIMLA...
TÜM YORUMLAR (16)