Güneş doğunca insanın ruhuna doğar sanki...
Gecenin o puslu çıkılmaz sandığın sandığın tüm düşüncelerinden sıyrılırsın bir anda olsa...
Kalkarsın yatağından vücudunda yaşadıklarının yorgunluğu
elini,yüzünü yıkarsın ve sonra aynaya takılır gözün gözlerin dalar nekadar yorgun ve çaresiz olduğunu düşünürsün...
Ruhunda geçmişin ve şimdinin bezginliği dizlerin titrer bir an lavaboya tutunursun ve buğulu gözlerle neden dersin neden?
Neden insanlar bu kadar gaddar,bu kadar acımasız,bu kadar hain.bu kadar iki yüzlü ve çıkarcı neden? Bu sorunun cevabını bulamazsın,çünkü bu sorunun cevabını onlarda bilmiyor.
Her aynaya baktığında ve dalıp düşüncelere daldığında
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.