Hiçbir bekleyiş yıkmadı beni böyle
Masamda özenle koruduğum not defteri var şimdi.
Parmaklarım titreyerek bir bir çeviriyorum sayfalarını
Hep sen,hep sen çıkıyorsun.
Ayak bastığın topraklara
Yüzümü sürüyorum sanki sana değgin ebruli satırları okurken
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Biriktiriyorum yüreğimde özlemin ayak seslerini
Çevirmeden çıkış yönüne iskarpinlerini
Biraz daha kalsınlar, kolay olmasın diye gidişleri
Ne kadar çok gelirlerse ziyaretime sen gibi
Çatlatacak bilirim birgün,
Dizginlenemeyecek yankıları kıracak zincirlerini...
*kiraz çiçeği*
Yaşatan aşk olmasaydı şiirleri, özlemler bu denli şairi şair eder miydi?
Yüreğiniz vârolsun Şair'im.
Yürek enginlerinize sevgi yüklü saygılarımla derlediğim çiçeklerim.
Şair, şiirselliğin dünyasında kendi içsel özlemleriyle başbaşa kalmış; içindeki yalnızlık onun ruhunu artı sonsuzlara kadar doldurmuş. Mantıksal imgelerle kurgulanan şiir insanın damağında unutamayacağı mükemmel bir güzellik bırakıyor. Kutluyor, sevgiler ve başarı dileklerimi sunuyorum Tam puan+ ant...
Her günümden bin yıl çalan özlemini ne ederim
Burada mı küflenecek tutukluluğum
Anlatmak istesem de anlatamam
..
Özlem, sadece sözlükten bir kelime değil ki...
cehennemvari yakışı yok mu....
ne şiire sığar ne geceye...
Tebrikler
Ustaya saygılar ve kuvvetli alkışlar tam puanla birlikte.Özenle seçilmiş imgeler şiirlerinizi farklı kılıyor Necdet Hocam.Selam ve hürmetlerimle...
Bekleyişin, an be an tükenişin ve artık son umudun da yitirilişinin güzel bir anlatımıydı.Usta kalemden yine harika dizeler dökülmüş.
Gönül dolusu tebrikler Necdet abi.
Müzik beni yıllar öncesine götürdü ve sevgi adına çocuksu sevinçlerle geri dönmeme neden oldu..
Şiir ''özlem''e yoldaş olmuş..Kelimelerin hepsi yıldız parıltısında sevdayı aydınlatmış. İlla ki kavuşmak demiş büyülü dokunuş. İlla ki bunun şarkısını söylemiş.
Cezmi Ersöz' ün o muhteşem satırları geldi aklıma değerli Hocam..
AŞK OLSA GEREK
Öyle tutkuluydun ki hayata başlarken...
Şimdiyse küçücük bir çiçek teselli ediyor seni...
Aradaki o büyük boşluğun adı,
aşk olsa gerek...
Tıpkı bu satırların arasına gizlenen kocaman bir özlemin minicik bir kelimeyle teselli olması gibi..
Yaşam ne kadar yorucu olursa olsun. Yaşam ne kadar zorluklarla dolu olursa olsun mutlaka bir sebebi vardır gülümsemelerin...
Çünkü sevdaların omuzunda mutlaka melekler vardır ve onlarında sözü vardır sevenlere..
Şiirin duruşu, yüreğin duruşu ve duygusu için kutluyorum sevgimle, saygımla..
yüreğine sağlık,,,kutlarımmmm üstadım
Yürekte Büyüyen Yankılar
Hiçbir bekleyiş yıkmadı beni böyle
Masamda özenle koruduğum not defteri var şimdi.
Parmaklarım titreyerek bir bir çeviriyorum sayfalarını
Hep sen,hep sen çıkıyorsun.
Ayak bastığın topraklara
Yüzümü sürüyorum sanki sana değgin ebruli satırları okurken
Oyunda düşüp de dizleri parçalanan bir çocuğun
Avuntular araması gibi kalakaldım buralarda.
Özletmeseydin
Akıp gelseydin kurak toprakları ferahlatan sular gibi keşke…
Sen sustukça taş kesilir zaman
Karlanır yüreğim ilkyazda çiçekler domur domur açarken
Çarpıp böldüğüm en içinden çıkılmaz sayılar mıdır özlem
Nasıl kaybolur ufuk nasıl durulur denizler, nasıl susar dalgalar
Her günümden bin yıl çalan özlemini ne ederim
Burada mı küflenecek tutukluluğum
Anlatmak istesem de anlatamam
Ama zincirlerin pasıyla deliniyor bileklerim
Sana dokunmadığım zaman boşalır bütün evren
Bütün objeler kaybolur birden
Ve birden kurur umudunu yitirmiş terlerim
Yalnızlık vururken saat başı
Hiçbir yol gözleyiş yıkmazdı beni böyle
İnan sevgili inan
Ben sensiz buralarda kendimi
Kavrulmuş küstümotları gibi bir ölüme teslim ederim.
Necdet Arslan
Yalnızlık vururken saat başı ,,,
..) hani donkdonk eder ya, şair bana da dank dank diye tesir icra etti şiirin, şiir temelinde yürüttüğün sevginin ütopik şavkı bile. hayata bir ilmik atmaya yarar güçlü bir argüman.,.
..) fenomen şairimiz.selam sana..
Yorum sayfamda yorumu bulunan
Tüm arkadaşlara sayfalarında ki
İlk şiirlerinden göndereceğim
Çünkü başka gönderemiyorum
Sanırım netimim hızı da düşünülünce birkaç saatimi alacak
Selam ve saygılarımla arz ederim
Sayfama da yorumlarınızı acilen beklerim ihtiyacım var
Sayfamda ki tüm dostlara sitemdir
Neden hatırlamaz bakmazsız bana
Üç ay oldu pasiflendim sebepsiz
Bre davran bir şey söyleyin daha
Kimisi uğruyor sessiz sedasız
Kapatıp gidiyor selam vedasız
Dostlar olmamalı böyle vefasız
Bre yiğit bir şey söyleyin daha
Sabır taşım bak çatlıyor yavaştan
Atarım kendimi yatağa baştan
El çeker şiirden sevdadan aşktan
Bre ablalar bir şey söyleyin daha
Halimi hatırımı olmuyor soran
Çıksın birde bu işi hayra yoran
Başımda tipiler tepemde boran
Bre kostak bir şey söyleyin daha
Onlarca şiiri attım sayfama
Bir okuyanı yok taktım kafama
Hani ortak idik biz her cefada
Bre bacım bir şey söyleyin daha
Eğer suç olmuşsa hakkı söylemek
Gidiyor bu millet geriye demek
Boşa çekilen onlarca emek
Bre gardaş bir şey söyleyin daha
Bu şiir ile ilgili 100 tane yorum bulunmakta