Yürekte Asil Bir Devrimdir Aşk

Selahattin Yetgin
1613

ŞİİR


34

TAKİPÇİ

Yürekte Asil Bir Devrimdir Aşk

Düşünceme vurulan prangalarla yürüdüm aşkın yolunda, sen bilmedin
Boş kadehlere kattın beni, sevgi ruhumdaki sarhoşluktu, sen görmedin
Senin olmadığın dünya olmasın evrende, alsınlar bu canımı da, istemem
Ahirim olsun yârim yalnızlık, gözlerinle sevişmeden ölümü de beklemem

Düşle gerçeği lifinden ayıran en asil çizgidir an. Yağmura sevdalı toprağı hüzündür kimi sulayan. Çığlık gecelerde sürgüne durur, yasak bir sarılışın koynunda bu yüzden asırlardır aşk uyur. Tutkunun gemileri sevda taşır insansız adalara, yıldız kaygılarıyla yaşama rota olur. Gönlümüzün sırlarında bir kadın suretidir hayat, er düşünüşlerimizin hücrelerinde özlem bizi bulur ve an gelir mutluluk, önce tenimizle, ardından da ruhumuzda sevişir, tohum olur.

Açtıkça sararan ve her sayfasında acılar ve hüzünler taşıyan, dolaştıkça satırlarında aşka ve sevdaya da yer açan o ömür denizlerinin mor mintanlı çocuğuyum ben. Kimi yüreğindeki sevilerle, kimi gönlündeki paha biçilmez sevgilerle ve kimi de sırtındaki kalleş hançerlerle yaşayan aşkın şövalyesiyim ben. Gövdemin katmanında hüzzam martı geçişleri, gönlümün harmanında yanık yaşam bildirileriyle dolaşırım ruhumun izbe kıraçlarında asırlardan beri.

O çileli mezralardan topladığım çiçeklerle, derin denizlerden çıkardığım gün ışığına özlemli yosunlarla ölümsüz köşklerde ruh eşimi bekliyorum ben. Her yıl döngüsünde kendi sazımla, sözler ezberlettiğim mızrabımla ve gergefimdeki en yaşanası nakışlarla devrim yapıyorum ben. Aşk ve mutluluk yolunda, sevda suları çektiğim kuyularda seni bekliyorum bir tanem.

Demiri eriten nemli bekleyişlerin derin vahasına gözlerinin ütopyası düşerdi, ben kayıp günlerin damarlarında seni ararken. Gül dalında çiye sarılır, ruhum özlemin kitaplarında adını arardı. Pençesindeki avdık hayatın, geri gelmeyen ve yeri doldurulamayan anların sabırlı patikasında güneşe tenimizi vererek umudu emzirirdik ve acıkmış vakitlerin yanaklarından aşikâre bir damlaca kayardık.

İç sesimizin hacmi kadardı oysa hep aldanışımız. Sen yorgun asasıydın bu aşkın, ben mevsimsiz tasası. Gözlerinden ovalara sürülen tohumlarla, ömrümüzün prangalarından kurtulamayan tabularımızla mağrur düşünüşlerimizin kaybolan baharları gibiydik. Dar gelirdi hayıflanışımız yine de kendimize, o dargın dallardaki ıslak güller gibi kem kandık tohuma ve candık canımıza can katan bu aşkın her anına.

Adımlarımdaki bezgin hamlesinde coşkumun hep o yad ellerin umarsız sancısı. Üçe beşe ve ona bölündüğümüz bu sabır kestirmelerinde umuttur vakti gelince tutunduğumuz. Aykırı sorguların zer zemin boşluğuna sızar bazen hatıralar, güneşsiz odaların rahminde elim sende yanıkları. Ne zaman sarsılsam kendi salımda, alır götürür beni benden uzağa dalgalar. Masalların hangi dilde okunduğunu unutan çocuklar gibi mana arıyorum kendi öyküme, kendi damarını arayan bu soğuk elle hicran zerk ediyorum gün be gün çürüyen tenime. Aşk kendini saracak ve dış seslerden ruhunu koruyacak yeni yuvalar ararken kendine, ben gök gürültüsüyle beslenen bir menzilde masum dualar ezberletiyorum günahkâr dilime.

O alaz yangının ve hep olmazlığın fay hatlarını kemiriyor dalga, öfkemin kalıbından taşarak kapılırken sele. Daralan ruhumun küpeştesinde rüzgâr biçiyor insan yanım, dilimde sitem, zulamda isyan. Dumur dalgaların sulu kayıklarında kürek çekiyorum yoksul düşlere, mataramda harcanmış anların yudumları, kamaramda kaygılı sorgu sevinçleri. Gece iniyor karanlığıma yar, yine sensizlik, yine sevisizlik ve yine sevişmesiz geçecek an serpintileri. Yaslan gövdemin olmazlığına üşüyorum, kapıl sularıma boğuluyorum, dokun ruhuma, sensizliğin labirentinde ben kayboluyorum.

Zılgıt bir renktir mavi. Bu yüzden tanımaz diğerlerini ve susar gecenin katran karasında yudumlarken gönlümüzün derinindeki heceleri. Yoksul bir gülümseyiştir bu yüzden yaşamak, hicaz anlatılarla yumruklarken aşkı, kanar yüreğimiz, sessizce süzeriz o alkış umduğumuz kalabalık salondakileri. Terli alnımızdaki zerreyle kucaklaşan rüzgârın elim taklasıdır mutluluk, soluk soluğa geçilen yollar gibi gülümser ardımızda. Durdurulamayan anların fark edilememiş hazlarıdır umut, yakarısız tükenen ömürlerin slâytları gibi vakurdur ıslak günlüklerimizde.

Kalibresine dargın bir yürekle kendi tasamın harmanını yapıyorum tıknaz günlerin. Harcanmış mutlulukların erteli reçeteleri var gönlümde, masum bir şiir güncesi göğsümde sevilerim. Aşk diyorlar yalnızlığa, kekre bir yaş şimdi sevda adına biriktirdiklerim. Gecemin öte yakasından serin bir rüzgâr sokuluyor göğsüme, dudağım kuru kaygılarla parsellere bölünürken. Yastıktan gözyaşını okşuyor kadın, delinmiş hücrelerin kıyımında düşleri avuçluyor. Yürekte asi bir devrimdir aşk, gecenin alyansındaki anların nefesi.

Hiç bilmediğimiz, irdelenmediğimiz, ama bazen uzanıp gitmek istediğimiz ve batmış bir medeniyetin çürük düşüncelerinden oluşan denizlerde yüzdüğümüz günlerden gelerek büyümek ve tutunmak hayatın yelesine kendi düşlerinin kahramanları gibi. Ruh sağanaklarımızın mezarlarına karanfiller bırakarak, gönlümüzdeki yara bereleri yeniden okşayarak gülümsemek vakti şimdi, geçmiş zaman yağmurlarına avuçlarımızı uzatarak.

Yalnızlığın peronunda iç çekişlerle sarmal olan düşünüşlerin yansımasıdır aşk, devrilmiş bir kadehten içerken güneş son artığını. En içli suskuların elim yakasına tutunur özlem, kaybolmuş dünlerin retinasından izlerken anlar düşlerin ilkyazlarını.

Selahattin Yetgin
Kayıt Tarihi : 29.6.2013 12:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ömer Sabri Kurşun
    Ömer Sabri Kurşun

    Yürek kaleminiz susmasın değerli hocam Selahattin bey, harika dizeler okuyorum aşk ve sevgi üzerine gönül kaleminizden, aciz kalmakta kalemim yorumlamakta.. Kaleminiz daim mürekkebi deryalar olsun..Tam puanımla birlikte alkışlı/yorum..
    Sevgi ve şiir tadıyla…

    Cevap Yaz
  • Meltem Ege
    Meltem Ege

    aynen öyledir..tebrikler can

    Cevap Yaz
  • Bülent Aydınel
    Bülent Aydınel

    Gene şiirsel anlatım tavrı ve tadında...Gene çok şıktı...Saygıyla kutluyorum...

    Cevap Yaz
  • Levent Karakaş
    Levent Karakaş

    aşkı sevgiyi öyle bir dizmişsiniz ki dizelerinize.. kaleme yüreğe selam olsun.. tam puan diyor tebrik ediyorum..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (4)

Selahattin Yetgin