Odun hamalı mı olmalıydın?
Ateş için, ya da düşmanın için
Düğümlere üfleyenlerden mi yoksa?
Zindan bekçisi misin?
Aydınlığı tutuklamakla görevli
Şeytanın içinde tuzaklar kurmakta
Ay ışığına karşı gladyatör hamlesiyle
Süslü sözler dizilmekte
Yalan saltanatlar için
Ölüme karşı tuzak olur mu?
Savaş açılır mı nimet veren kapıya?
En hayırlı tuzağın sahibi kim bildin mi?
Ve bütün kuvvetin elinde olanı
Anladın mı günlerin sayılı olduğunu?
Yalanlayıcı mı oldun?
Yoksa nankör inkarcı mı?
İşte bil ki bu yüzden
Bozulmuştur mülk ve yürek.
Anlamayan, duymayan, aldırmayan;
Ya da hissiz, beyinsiz olmak nasıl?
Gözler mi kör olur kalpler mi?
En katı taştan sert olan ne?
Bir sevgili gibi içinde oturan
Sen güzellikler ülkesi
Bir sürünün çobanı, bir emrin bekçisi
En büyük hedefin koşucusu
En kutsal yükün hamalı
Yolunu bilmelisin, işini tutmalısın
Bak güneşin doğdu;
Ve batmaktadır.
2/9/1990 Zaandam
Kayıt Tarihi : 12.1.2005 10:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!