dışarıda fırtına var, yer gök kıyamet çakan şimşeklerle
dinliyorum gökyüzü isyanlarını, sarsılarak her gürleme ile
haber veriyor dayanılmazlık sınırının tükenişini yerküreye
izliyorum gece renklerini üşürken sığındığım cam köşesinde
hani o sımsıkı sarılıp düşlere daldığımız eski kanepemizde
tül bile kıpırdamıyorken nefesimden bu sükut halimde
başladı sağanaklar saymaya anılarımı...
göz bebeklerimdekini şimşekler tutarken herbir damla için ayrı işaretini,
nasıl da içli gelir sessizlikteki bu ses, yürekten feryat gibi
anlatır bir çırpıda su türküsünü, bunu böyle bil canımın içi.
ne zaman duysam yürekten çağlayan bu melodinin akışını,
hissederim derinimde o güzeller güzeli menevişli bakışını.
bir o yana bir bu yana savrulur, gönlümün sarhoş ahengi.
ve, yürekte belirir son dokunuşunun o parmak izleri...
tüter içimden vuslatın dumanı, sanki tepemde başıboş bir kuş,
türkülerin nameleri gibi yanıktır, ve bir o kadar da berduş.
özlemler vurur her saniye saatlere, umarsız zamanlar içinde.
sarar her yanı sigaramdan tüten duman, ıstırap renginde
ve düşer ritmin ahenginden, verdiğim nefesteki giderek yok oluş.
akar sessizce gözlerimden damlalar yasında, olurum sus pus...
ne yelkovanın koşturması kalmıştır artık, ne akrepteki asil duruş.
dağıtır resmin boyalarını tuvale, sağanaktan yansıyan her vuruş...
'anılar boşalırken bulutlarından hüznün
sağanak misali yağarlar üzerine gönlümüzün...'
*Kirazçiçeği*
Gönül Ersin
Gönül Ersin
Kayıt Tarihi : 27.7.2009 11:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (32)