Sadece insanlara değil,organlarıma bile söz geçiremez hale geldim Amata. Benim bedenimde,kendi bağımsızlıklarını ilan etmek üzereler. Ayaklarım; O’nun gittiği yolların köşe başında volta atıyorlar. Aklım; kafamın içinde bir odadan bir odaya koşturup O’ndan bir iz arıyor. Dudaklarım; ne zaman ayrılsalar birbirinden,çığlık çığlığa O’nun ismini haykırıyorlar. Çevremdeki insanlar bazen bir şey söylüyorlar. Duymak ne mümkün! Kulaklarım bu vurdum duymazlık oyunuyu ile bu sene Oscar’a bile aday. Gözlerim; İşte onlar,organların içindeki en büyük hokkabaz. O’nun hayalini yapıştırmışlar gözbebeklerime,kafamı nereye çevirsem O.
Görüyorsun dimi Amata? O’nun bir gidişi,ayağa kaldırdı tüm bedenimi…
Ama ellerim Amata,
Ellerim… Bir tek o çıtını çıkartmıyor her şeye rağmen. Kim bilir,belki de benim gibi ellerimde küskündür O’na. Söz vermişti çünkü,bir ömür ayrılmayacaktı ellerimiz birbirinden. Tutmadı sözünü. Giderken son bir defa tutmadı ellerimi…
Ve yüreğim… Ne isyan ediyor bana karşı,nede kırgınlığı var O’na karşı. Sadece boyundan büyük acısı var. Saklıyor taa derinlerde…
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
galiba öyle ablam...
biraz hüzünlü bir hikaye sıkılmış bir yürek bir yanlızlık
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta