Güzel duygular yeşerip
Gök tatlı yemişler verince
Gönül kanatlarını gerince
Gördüklerine gösterip
“Bu hal ne hâldir? ” diye
“Bu yol ne yoldur? ” diye
Soramazsın ki…
Sen bayramlar kadar
Canlı ve güzelsin
Bazen yanık bir türkü
Bazen gazelsin
Can masmavi bir göldür
Yürek bir kırmızı güldür seninle
İstesen de istemesen de
Koparamazsın ki…
Ellerin bir çift beyaz kuş
Tanımıyor ki dur durak
Gönlümde pervaza durmuş
“Gel! ” demişse dostun sana,
“Git! ” demişse deli yürek
Bağlasalar da yerinde
Duramazsın ki…
Sen bayramlar kadar canlı,
Has bahçelerden güzelsin
İp nerde inceliverse
Daha sağlam bağlar sesin
Sen hep özümde özelsin
Yürek bir kırmızı güldür seninle
İstesen de istemesen de
Ayıramazsın ki…
Bahaeddin KARAKOÇ (Kar Sesi – Ocak Yay. 1983 / ANKARA)
Bahaettin KarakoçKayıt Tarihi : 11.3.2006 00:37:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Bahaettin Karakoç](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/03/11/yurek-bir-kirmizi-guldur-seninle.jpg)
Güzel duygular yeşerip
Gök tatlı yemişler verince
Gönül kanatlarını gerince
Gördüklerine gösterip
“Bu hal ne hâldir? ” diye
“Bu yol ne yoldur? ” diye
Soramazsın ki…
Soramayız belki ama aşka kanat açmış yürek. Bilirim ki aşkın ne zaman nerede geleceği belli değildir. Gittiği yol da belli değildir ki aşk geldiğinde akıl gider derler. Eğer öyle olmasa idi sevdalı kişi ne yaptığını bilemez ki?
Sen bayramlar kadar
Canlı ve güzelsin
Bazen yanık bir türkü
Bazen gazelsin
Can masmavi bir göldür
Yürek bir kırmızı güldür seninle
İstesen de istemesen de
Koparamazsın ki…
Cahit Külebi’nin HİKAYE isimli şiiri takıldı dilime…
“Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin!
Benim doğduğum köyler de güzeldi,
Sen de anlat doğduğun yerleri,
Anlat biraz!”
Sevda karşısında bazen yanık bir türkü olur şairin yüreği dokunurken mızraba sele döndürür gözyaşını. Bazen bir uzun hava olur dağlarda yankılanan…Göl olur yürek aşka atar…Sevince bir adam iflah olmaz gayri. Kendini oradan oraya çarpar…
Kırmızı bir güle durur yüreği solmasın diye aşklar…Düşmesin maviye hüzün…Ağlar…Ağlar…
Ellerin bir çift beyaz kuş
Tanımıyor ki dur durak
Gönlümde pervaza durmuş
“Gel! ” demişse dostun sana,
“Git! ” demişse deli yürek
Bağlasalar da yerinde
Duramazsın ki…
Ve bir anonim türkümüz:
“odam kireç tutmuyor
kumunu karmayınca
sevda baştan gitmiyor
sarılıp yatmayınca”
deli bir tay gibi yorulmak bilmeyen saçları tutsun bir el. Onlara değsin/dağıtsın yeli…Ve bilirim bir kuş bir çalıya sığındı derler…
Sen bayramlar kadar canlı,
Has bahçelerden güzelsin
İp nerde inceliverse
Daha sağlam bağlar sesin
Sen hep özümde özelsin
Yürek bir kırmızı güldür seninle
İstesen de istemesen de
Ayıramazsın ki…
Bilirim eski bayramları o zamanlar her bayram babam bayramlık alırdı bana…Kırmızı ayakkabılarım vardı. Sanırım o zamanlar her çocuğa kırmızı ayakkabı alınırdı… Hani derler ya üstad bayramlar bayram gibiydi. Cıvıl cıvıldı…İnsanın içi açılırdı sevdiğine bakar gibi…Seven bir insan hangi kusurunu görür ki sevdiğinin, belki de o dünyanın tek harikasıdır. Öyle güzeldir ki sesi, öyle tatlıdır ki konuşması, öyle bilir ki kadın olmayı en kötü anlarda bülbüle döner daha sıkı bir şekilde kucaklar sevdiğini…
Sevmek biraz da saklamak/sakınmak değil midir sevdiğimizi? Yürekteki kırmızı gonca bir gül değil midir? İncitmemek soldurmamak gerekmez mi?
Yürekteki gülleri soldurmamak dileğiyle…Selam ve saygılar üstadım…
Serbest kalemlerin incelemesi gereken....
Selam ve saygılar ağabey....
Tebrikler yüreğe ve kaleme....
TÜM YORUMLAR (3)