Her şey suskun sessiz dilin varmıyor, ellerin dokunmuyor
Ama hissinde yürek salasın da ses kulakların işitir duyar
Dilinden düşürmeyi beceremediğin ses yüreğinden Allah diyor
Ağlıyorsa gözlerin ihtimal yoksa isyana haykırır yürek Allah
Derindir kuyular çıkışı yoktur pişmanlık vardır ilelebet sürecek
Kavrulacak ruhun benzersizliğin aynasında hesap sorulacak
Dudakların kurak çöllere düşmüşçesine birbirine yapışık
Korkular sararken dilin sussa dudağın kopmasa bile yüreğin Allah
Bölük, bölük geçer gözünden yaşanılmış olan pişmanlık çarpar
Çarpar ki şimşek gibi mavzer gibi delip geçer parçalar geçtikçe
Tutuklusundur artık nefsinin hürranında (hükümdarlığında)
Dil isyan etmek ister dur dercesine ama nafile her şey susar yürek Allah
Zebil ziyandır kırıntıları iyiliğin kötünün esirisindir yoksundur
Hazmını çıkarmak imkânsızdır geçici dünyanın zamanın devanın
Bağımsızlık diye adlandırdıkların boynunda yağlı urgan asılıp durur
Bir ses bir nefes çıkmaz zorlasan da kesmişindir umudu ama yürek, yürek Allah
Kusuru örten affını üzerine serip güldüren gözlerinde pişmanlığı sezdiren
Gitme yeter dur diyen ölümü perde çeken gözlerine sev diyen
Azrail’e git al getir diyen son tek bir duaya affettim diyen affeden
O kalbindir urganı boynundan alan diline rabbinin adını dola
Seslensin yer gök kalp ten nur çığlık hep bir sesle Allah Azze ve Celle
Zennehar yılmaz
13.01.2012 18:25:34
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,