Yüreğimin hırçın dikenlerine dokundukça ellerin örterdi kıyametlerin kapısını
İmledikçe aşkını şiirlerime, birikip damlalarla sellerim basardı aşkın yapısını
Yıldızlar sönük kalırdı yar, ben seninle yıkardım en arsız mevsimlerin çatısını
Yaşamın bütün renkleri seni yansıtırdı, ben çektikçe yokluğunun ahret acısını
Irmak boylarına kendini seren asi bir dalga olunca yüreğimdeki yangın, ben argın beklentilerin hercai kanatlarına tutunarak seni beklerdim. An içimizdeki o doyumsuz tufan olurdu. Yolculuklarla alıp götürürdük birbirimizi uzaklara, gönlümüzdeki esmer ovalarda bahar olup fışkınlarla gönlümüze ağar, yenibaharlar kapımızı çalmadan yine birbirimizde güçlenirdik.
Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Devamını Oku
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki