Zemheri bir bakışla ısıtıverdi gözlerin suskun yüreğimi. Bir demet gülle girip kapımdan, kucaklar dolusu kır çiçeğiyle uğurladım seni. Bir sevda merhabasının yangınlı sözlerinde konuklamak isterken seni, dokununca solacak bir çiçek gibi baktım gözlerine. Güneşin suskun halkaları yansımıştı yüreğine ve sana olan özlemimi günler geçince anladım.
Sen nadide çiçekler gibi sokuluverdin bahçeme. Bizi birbirimizden ayırmak isteyen zamanın kanatlarına tutunup kıyıya varamadan gücü tükenen bir kazazedenin bitaplığını hissettim ardından bakarken. Kendi gülüşlerine yabancı onlarca insanın yaşadığı bu yerkürede, sessizliğin sözlerini kundaklamasını isterdim. Buğulu bir bakışın müzik notalarından sana besteler derleyip, düş ve gerçek arasındaki boşlukta kendinle bir başına kaldığını anladım.
Yaşamak bir şarkı, yaşamak bir sevda anlayacağın. Yasaklanan bir buluşmanın cesaret tepelerinde, bu şehrin kalp atışlarını dinler gibi sana yürümek varken, sesinin aydınlattığı bir karanlığa yürümek mutlandırırdı oysa beni. Aşka yürüme çabalarım, sevgiyi bulma uğraşım, kapımda tomurcuktan ayrılmayı bekleyen bir gülün yazgısı gibi dururken, sessiz kalışlarımdaki feryatları anlamanı dilerdim.
Ne pahasına olursa olsun yaşanacak bu hayat. Yaşamın çelik kanatlarına tutunup, rüzgâra rağmen geçersin yaşam kilometrelerini. Kutsal bir direnişle tüm olumsuzluklara kafa tutar, oynarsın yüreğinin savaşçı kişiliğini hayat sahnesinde. Yürüdüğün yolların engellerine hiç aldırmaz, hedeflediğin yüce dağ zirvelerini bir solukta tırmanırsın.
Engindir denizlerin, fırtınalı bir limandır belki yüreğin. Kimbilir belki de dokunulmaz bir yanın var ve ben onlarca ağacın gövdesine nakşettiğim sevda sözlerimde biraz da seni karalamayı istedim. Kayalara vuran ve ışıltısı yine denizlere savrulan onlarca zerreciğin tekrar aynı noktaya vurması ne kadar zor ise, benim sevda sızılarımın bizi aynı düşüncelere itmesi de o kadar kutsal anlayacağın.
Pusulası sağlam bir gemidir, sevgiyle yolculuk ettiğin. Kırk yerinden yamalı bir sevda bohçasıyla düşüp aşkın gizemli yollarına sana rastlamayı ummak, bakışlarından aldığı cesaretle bilinmez bir yolculuğa çıkmakla eş değerdir. Özgürlüğünün tehlikeleri umursamaz yol haritasında unutuluşları, acımasız ve yokoluşlara belersin. Sevecen ve korkusuz adımlarında karanlıklar saygıyla eğilirler senin önünde.
Kartal bakışların bu kayıp dünyanın derinliklerine inerek gün ışığına çıkarır bütün batık düşünceleri. Acıların ustura ucunda bilenir, aldırmazsın. Hayallerini ısıtır gülüşlerin. İçindeki tüm tasalara, tüm aymazlara kutsal bir hasretle sarılırsın. Nakarat eksik olmaz gülüşlerinden ve bir şarkı gibi aşkı mırıldanırsın. Bileklerindeki inanılmaz güçle bu iğreti hayata meydan okursun. Ağlayışlarını kimselere göstermez, gülüşlerinle tüm somurtkan düşünceleri çatlatırsın. Şiir gibi soluduğum bu hayata, gün gelir yüreğinle bir anıt gibi dikilirsin.
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız