Soğuk bir şehrin sıcak kaldırımlarındayım bu gece;
Gecede onun kokusu, Saat 03.42 daha sabaha çok var…
Yüreğimin satır aralarından gelen kelimeler dudaklarımdaki hecelerde bütünleşirken…
Duygu seline kapıldığım zamanlar; hüzzam kelimelere dönüşüyor dudağımdaki sızılar…
O yok, ışığı yok, Nefesi yok, gülüşü yok…
Herkes uyumuş, o uyumuş, şehir uyumuş, bir ben ayakta.
Bir caminin avlusuna yaslanırken, sırtımda taşların soğukluğu kalbimde onun sıcaklığı ısıtıyor bedenimi.
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta