Yıllar oldu seni gurbete gömeli İstanbul,
Vazgeçtim sanki sana dair ne varsa.
Yirmi beş yaşındaydım,
Ve ağlayabilecek kadar çocuktum.
Bir tek sen duyuyordun
Tipilenmiş gözlerimde ki ıslak ağıtları.
Karıncalı ayaklarımın sakıncalı gidişlerini,
Bir tek sen duyuyordun
Kurumlu ayazlarıyla Beşiktaş ’ın,
Vesveseli terk edilişlerini,
Bavulumda eli öpülmüş bayram günleri
Ve boğazın nasihat tebessümleri,
Az solunmuş Belgrat nefesleri...
Keşke sırtlasaydım diyorum
Çamlıca ’yı, Üsküdar ’ı, İstinye ’yi
İstanbul, keşke yüreğime sığdırabilseydim seni.
Şimdilerde,
Yokluğunu yokluyorum İstanbul
Tutunamıyorum sana bir yosun misali
Seni anlatan
Siyah beyaz şarkılar biriktiriyorum.
En çok bir vapur mahmurluğunu,
Akıntılı bir iskele sadeliğini özlüyorum.
Gemiler yüzdürüyorum saçlarında,
Elişi kâğıtlarından umutlar yapıyorum
Seni anlatan.
Hayalleniyorum,
Hatıralarını satıyorum bir eskiciye
Ufalanıyorum...
Dağıtasım geliyor meşin maviliğine kırıntılarımı,
Bazen gözümde tütüyor
Curcunalı bir Beyoğlu akşamın
Uhtelenmiş bir çarşamba sabahın düşüyor avuçlarıma
Kulaklarımda keskin Süleymaniye ezanları
Ve az demli bir Emirgan kuruntusu.
Dilimde Aşiyan tasvirleri tercümeleniyor
Kalender bir Dolmabahçe suskunluğu
Harem' in el değmemiş sandal gölgeleri diziliyor boğazıma
Bu gurbetin satır aralarında
Ben seni özlüyorum şimdilerde İstanbul.
Kayıt Tarihi : 4.4.2006 00:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (3)