Anılar zangocu sözcüklerin, avutamıyor şimdiyi
uçsuz bucaksız uçmaklarında koşarken hortlamış yürekler
sürgülü kentlerimin tapınaklarında sararmamıştı emzirdiğim nasırlar:
örmeye koyulduğum saçınla tutuşurdu evleri
kızılca kıyametin ererdi.. nehirleri taşarken ikimizden
yanık yüzler şeceresine fotoğraf çektirenler sunaklarında
ateşe taparların ateşini yutturmuştu.. tarihinle sırdaş bilgelere:
yüreğime kar veresiye kesendeki alevlerden
masal dölü kül bırakılıp kor alınırdı yanmışlarımdan
türbe görmüş sular içip soğuk namluların yivine tükürürdü bilgeler
oysa her şeye bir tanım gereğince alın çatımda silahlar vurmuştu kendini
her şeye bir tanım gerildiğinde yaşanmamış isalar yığılmıştı varlığın çarmıhlarına
adını çalan yabanıl yalnızlık seni kor kor giderdi.. seçerek sana küskün kent söylenlerini.
Kent göçüğü, kıldan ince köprülere kenar beldelerdeydik artık
günahlarına peygamber sorarların keşişleri.. gözlerine mil çeken sağırlar
tarihimize söylensizlik varmışçasına kulak kabartıyorlardı bana.. gebe kadınlara:
nedensizdi her yokluk eşiğimize kurulsa da diyorduk
oysa cenazeler kaldırılıyordu.. yerle birlerden uzaklaştırılıp
kalabalıklar içine kutsanmışlardan indirilip giydiriliyordu ölümler
kaçkınıydı kederlerimizin.. ışığa uysal kılınamıyordu göz çukurlarım
imzası bendim.. söyleten ve doğuran toprağın
konuksever delirmişliğimi hala kovuşturamıyordu aklım
sakalımın arasından okşanılmayı aranıyordu kuytularıyla yanakların
besmelesiz ağzımdın, kulaklarımdın, kâfir küfründeydik örtülüsüne aşkların
başım alıp nemrut belletmişti kendini ve bedenime müşriktim evlerinin çatısında
kokumuza münkir çıkıyordun her tufandan.. perdesi gerilmiş kıyısı yok bir denizdin.
Her doğum aldanış katığı.. her suç, uğurlanmanın
öylesine ağırdı bir insanı yaşamak.. kendine ölmekten
gerisingeri yaşanmayacak kadar dirilmekti hiç.. hıncım kanıt
baldırlarıma sarmalanan gözü pek aşıklar
iç içe geçmiş benliklerinden bize doğru kaçarken
birinci hamur sözlerden savrulup öykünemiyordu şiirlere
çalıntı kor ve ibrahimin elleriyle alnımdan öpüyordu uzaklar ve sen
ama kent hala kusuyordu kasıklarından
yüreğime kar veriliyordu nemrutun ateşinden
kanıma karşın düzmece içindeydi; bir insanı yaşamak
kül kalır kor alınırdım.. tanrılar oyun edemezdi yanmışlarına.
M.Mustafa Uslu
Mustafa UsluKayıt Tarihi : 24.4.2008 15:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
uzun cümleler kurmalı evet uzun cümlelerle doğmalı şiir geceden..
TÜM YORUMLAR (1)