Varsın yaşam bana sert davransın, varsın kim ne derse desin
Ömürümü kemiren şu bitmeyen ah çavlayanında
Başıma şah, padişah, ağa, patrona, şeyh kesilen
Çarkına tüküresim felek
Urumda bile değilsin
Ey beni yalnız bırakmayan
Ah, vah
Acı ile harmanlanan
Gönül lisanımdan anlayan yüreğim
İnan bana
Sevdama, şiarıma, yoluma rehber ettiğim
Pozitif felsefeme
Zelil, çileli geçen
Çocukluğumdan
Bana
Miras kalan gözyaşlarıma
Çalınan emeğime, lokmama ant olsun
O şakırdayan tatlı dilini
Herbiri
Bir yaşam nehri olan
Işıldayan
Kara gözlerine kurban olduğum
Sarıp sarmalamasını
Özlediğim
Kıvrım, kıvrım kıvırck saçlı
Hazar'ımın
Güneş'e yüzünü işlediğimde
Annesini
Memesine sarılıp
Emdiği sütten haz alan bebekler gibi, mutlu oluyorum
Günaydın mutluluk
Günaydın
Günaydın, denize nazır
Olağanüstü güzelliğiyle
Şen olan
Gelin duvaklı yalçın tepeleriyle
Emsalsiz şirin koylarıyla
Yosun kokan sahilleriyle
Cenneti aratmayan
Zümrüt yeşili zeytin bahçeleriyle
Manastır'da
Şarıldayayarak akan çeşmesiyle
Tadı emsalsız enginarlarıyla
Güzel kokan nergisleriyle dillere destan
Ege'nin incisi Karaburun
Günaydın
Şahinlere, kartallara, baykuşlara mekân Saip Kayası'nı
Bozdağ Dağı'nı
Kendine çeken
Badembükü Ovası'yla bereket dolu
Karaburun
Hiçbir yerde
Can kayıp, sevgi kayıp, umut kayıp olmasını
Hazar'ın hatırına bu günde gün doğudu
Ve şimdi
Sana
Günaydın
Mega kent İstanbul
Ve
Kâinat duysun beni
İçimdeki gönül perdemi
Ardına kadar araladım
İçine bakın
Ne olur bakın
Herbiri özlemim
Her biri bir parçam olan
Canımdan can saydığım torunlarım ordalar
Günaydın, seninle uyandığım sabaha düşen
serin gün
Uykusuz gecemin şiddetli poyrazdan sonra
Efil, efil esen sabah yeli
Günaydın
Taşlıklı yamaçlara tünemiş
Heybetli kayalar
Miyavlayan tekir kedi
Havlayan mahallenin karabaşı
Ve
Tükenmeyen umudum
Size de
Günaydın
Özlemin ne enteresan ve ne lânet olduğunu bilen bilir
Bu ayrılık, bu uzaklık bana çok ağır geliyor
Durma söyle
Dilim
Bir daha bir daha anlat
Şu bendeki kopkoyu hasreti
Günaydın sabaha ulaşan
Buğu bağlayan
Hüzün dolu gözlerim
Günaydın, sis bürümüş karşımda duran
Gizemli asil dağlar
Günaydın
Günaydın, Saip köyünü çevreleyen salkımsaçak zeytin ağaçları
Yedi veren limonlar
Kızıla çalan narlar
Günaydın
Günaydın, kapkara bulutlardan dökülen
Sağanak yağmura yakalanan
Dalgalarıyla çırpınan
Sırılksıklam ıslanan mavi denizi
Günaydın
Her anımda baharın gelincik ve papatyalarına bürünen
Havin'ime
Ali'me
Bulut'uma
Biriken özlemim
Sanada
Günaydın
Günaydın, yorucu yolculukta yol alan yolcu
Sevgiyle bakan canlara
Günaydın
Günaydın, keçileri sağan sarı çoban
Günaydın
Günaydın, daldan nar toplayan köylü abla
Teknesini sahile bağlayan balıkçı kardeş
Günaydın
Günaydın, çeperleri ev duvarları taşlarla örülü
Ambarseki köyün yokuşu
Ve insanları
Beraber çay demlediğim
Hayat yoldaşım, eşim
Sanada
Günaydın
Günaydın, açık ve kapalı kapılar, metruk konutlar
Mıcırlı sokak araları
Villalar
Prefabrik evler
Domuzların eşelediği çalı ve bitki kökleri
Sabaha esen poyraz rüzgârı
Yüreğime dolan Hazar'ımın hayali
Günaydın
İzmir
Çeşme
Urla Yarımadası
Ve
Mordoğan'a evrilen virajları keskin yollar, patikalar
Günaydın
Günaydın, hayatın acımasız tarafını görenler
Günaydın
Mehmet Çobanlğlu
11.29.2024
Karaburun
Kayıt Tarihi : 29.11.2024 12:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!