Yüreğimdeki yerin BABACIĞIM

Yüreğimdeki yerin BABACIĞIM

Her şeyin bir ilki olur ya
Buda benim için bir ilk olacak işte.
Babasız olarak bir babalar gününü karşılıyorum.
Nasılda büyük bir yerin varmış içimde
Kimsenin dolduramayacağı kadar kocaman

Köstekli serkisof saatin duvarda asılı.
Kulağını kıvıranı olmayınca durmuş.
Akrep beşi yelkovansa otuz beşi gösteriyor.
Sabahın sıfır beş otuz beşimi? Yoksa!
Bizleri bırakıp gittiğin on yedi otuz beş inimi gösteriyor.

Bilmek imkânsız babacığım
Kıvırdım kulağını senin yerine.
Başladı tik takları düzenli sayıyor.
Sildim temizledim öptün gizlice.
Küçük torunun kulağına koyup dinledi gülerek.
Senin yerine onu da öptüm içim titreyerek.

Torunlarının getirdiği hediyeler sıraya dizildi.
Annemse sakin görünse de içine ağlamakta.
Acılarını gizlemekte ne kadarda usta bilirsin ya.
İşte babacığım yemek masasındaki yerin boş kaldı,
Kahve içerken oturduğun koltuğunda boş kalacak.

Bir gün birileri oturacak dolacak oraları ama!
Yüreğimdeki boşluk nasıl dolacak onu bilemiyorum
Belki de o boşlukla yaşamaya alışmalıyım artık.
Senin o ter kokunu bile çok özledim babacığım.
Yüreği kocaman canım babacığım rahat uyu.

.........................................

Dost.............Yüreklerden...................

Babama ve Abime

Canım abim babamı çok özledim inan ki
Onun sıcak sevgisi ve candan bakışını
Yıllar yılı yolunu çok gözledim inan ki
Boynuna sarılınca kalbime akışını

Abim babamızı sen öp kokla benim için
Ağlarım sizin ile olduğum günüm için
Babamızla beraber yaşanan dünüm için
Kimse bilmez bağrımı hasretin yakışını

Bu gün doğum günüdür babamızın bil abi
Şefkatine doymadık gözyaşımız sel abi
Şifasına bir dua yollayalım gel abi
Bilsin hasret içinde nasıl bekleyişimi

Seninde doğum günün aynı güne rastlamış
Tesadüf dört ağustos iki cana rastlamış
Ama bu gün hüzünler yine bana rastlamış
Acılar zemheriye döndürdü hep baharımı

Babamı Allah’ıma emanet ediyorum
Babasız bu bedeli ben ağır ödüyorum
Bilin ki yolunuza canımı adıyorum
Dindirenim de yok ki gözyaşı döküşümü

Hatice Katran

Muzaffer Çalışkan
Kayıt Tarihi : 14.6.2008 23:42:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Babamı 11. eylül 2008 de kaybettim bu ilk babasız geçireceğim babalar günü için yazdığım bir şiir. Mekanın cennet olsun kocaman yürekli canım BABACIĞIM:

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Salim Erben
    Salim Erben

    harika bir paylaşım başarılarınızın devamını diliyorum ayrıca şiire benden tam puan kutlarım

    Cevap Yaz
  • Naime Özeren
    Naime Özeren

    Yüreğinizdeki yerini kimseler dolduramaz değerli dost,Aradan on yıl geçtiği halde havadaki üçgül kokular bana babamın kokusunu getiriyorsa, unutmak mümkün müdür?...
    Öncelikle başsağlığı diliyor , mekanı cennet olsun diyorum.Yaralı yüreğimle , duygulanarak okudum.
    kutlarım tam puanla + ant.
    Aşağıya eklediğim şiir de benim babamı anlatıyor üstadım.Esenlikler...

    üÇGüLLER HEP SEN KOKARLAR***

    Havada üçgül kokusu var
    Üçgüller hep sen sen kokarlar.
    Kokunu duyumsarım bin bir özlemle
    İçimde bir hüzzam şarkı
    Geçebilmek için üçgül tarlasının önünden
    Yolumu değiştiririm,
    Nedenini bilemezler

    Yılların yorgunuydu güzel gözlerin
    Uzamıştı sakalların, zayıflamıştın.
    Sarıldım, öptüm ellerinden
    Kaybolmuştu nasırların.
    Acaba diğer babalara da
    O denli kısa mıydı geceler?
    Hep gün ağarmadan giderdin işe,
    Gece, yarılanırdı nerdeyse
    Eve döndüğünde…

    Sitemkârdı gözlerin,
    Kırılgandı sert kabuğunun içindeki
    Yumuşacık yüreğin.
    Sordun;
    Nerde kaldın, neden daha erken gelmedin?
    Geçerli bir neden bulmaya çalıştım kendimce
    Kabullenmedin.
    Oysa sonun başlangıcıymış vakit,
    Bilemedim…

    Sokuldum yanına eskiden olduğu gibi
    Çocukluğumu anlat bana dedim,
    Gülümsedin.
    Askerden o gün dönmüştüm,
    Bir şubat ayazıydı gelişin.
    Kızımız oldu diye çok sevinmiştim.
    Gurbet kuşu olacakmışsın
    Nerden bileydim?
    Okuman uğrunaydı sadece
    Katlandığım hasretin,
    Gözlerinden gönlüme akıverdi sıcacık sevgin…
    Sonra;
    Bir at bile kırk yıl koşarmış derler,
    Ben koşmaya başlayalı elli yılı da geçti,
    Artık nasıl eskimeyeyim, dedin
    Kabullenmiştin…

    Oy kadersizim, oy çilelim, oy gülmezim,
    Bizler içindi tüm çektiklerin bilmez miyim?
    Dertlerini içine gömdün de belli etmedin.
    Yaklaşık kırk gece nefesini dinledim.
    Her yeni güne yeni bir umutla girdim.
    Bir şubat ayazıydı vakitlerden yine,
    Umudun bittiği yerde
    Seni zor ecele teslim ettim.

    Güneş kaç kez battı tepelerin ardında?
    Ve kaç turna katarı geçti o günden beri?
    Bilemem, hiç saymadım ki…
    Artık anlamı yok köye gelmelerin
    Ve seni ne kadar sevdiğimi söylemenin
    Yok artık gelişimize sevinmeler, tatlı telaşlar
    Viran kaldı ardından evler, bahçeler, bağlar

    Ceketinin cebinde bir tutam kurumuş üçgül
    Yokluğuna ağlar.
    Havada yine üçgül kokusu var.
    Neden bu kadar acımasız üçgüller?
    Ve neden hep sen sen kokarlar?
    Ne zaman gönlüme düşsen canım babam,
    Yüreğimin bir köşesinde
    Gizli bir yara kanar kanar,
    Küçük bir kız çocuğu
    Sessizce sensizliğine ağlar…

    Naime Koç ÖZEREN / Ağustos 2008

    Cevap Yaz
  • İbrahim Çelikli
    İbrahim Çelikli

    yerleri dolmayacak, dolmasın, dolmamalı
    bir gün bizim de, birileri için en azından
    ama
    bu günlerin kıymeti bilinmiyor, bu böyle gardaş

    önemli olan, geriye bırakılacak 'kötü insan değildi'
    ve onurlu bir yaşam mücadelesi

    Allaha emanet olasın gardaş
    bu güzel şiirinizi KÖYLÜ ŞAİRLER GRUBUna müjdeliyorum

    derin saygılarımla

    Cevap Yaz
  • Zeynep Yıldırım
    Zeynep Yıldırım

    bu acıyı yaşayan yaşamayan herkesin derinden hissedebileceği bir şiir.. acınızı paylaşmak zor olsada şiiri paylaştığınız için tşkler..

    Cevap Yaz
  • Soner Alıç
    Soner Alıç

    Yüreğinize Sağlık ...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (24)

Muzaffer Çalışkan