Yüreğimdeki Yara On Sekiz Yaşımdan Kalma

YÜREĞİMDEKİ YARA ONSEKİZ YAŞIMDAN KALMA

……………………….Nefsini edip de köle
……………………….Işık olmak yere göğe
……………………….Kanat açıp özgürlüğe
……………………….Atılanlara aşk olsun

Sevgili
Sorma bana
Kimsin nesin
Nerelisin
Nerden geldin
Nereye gidersin
Yürek yangısı
İlk göz ağrısı nedir bilirsin
Sen de oralardan gelirsin
Yüzümdeki çizgiye
Gözlerimdeki ize bak
Çıkarabilirsin
Kolayına kaçmadan
Küllenmiş yaramı açmadan ama

Bakıp da sıkılmış yumruğuma
Beni huysuz
Beni öyle sevgisiz sanma
Beni bela
Beni asi
Hükmetme hırçın olduğuma
Kara sevdalı bir avcı gibi
Çeker dağlara beni
Yaralı bir ala geyik sesi

Yüreğimdeki sızı
Saçımın beyazı
On sekiz yaşımdan kalma
Bir kere hükmetmiş aklıma
Onun için hırçınım böyle
Sen aldırma ama

İmirsem
Bir damlacık uyusam
Bir sevda ki ne sevda
Sevginin serildiği bir dünya
Barışa, kardeşliğe dair
Bir vedia

Zalim ve mazlum arasında
Diş dişe ölesiye
Kıran kırana kıyasıya
Bir kavga girer düşlerime

Götürür beni
Önü kesilmiş
Kavak yellerime
Gençlik gülüşlerime
Götürür beni götürür
İpi kesilmiş uçurtmalara
Çocuk hayallerime
Kandı kırılmış bir kuş
Bir kara bulut oturur gülüşlerime
İpi kırılmış boncuk gibi dağılırım yere

Sevgilim
Gidiyorum işte
Seni aşka
Seni sevdaya
Seni kutsal bir kavgaya
Seni bambaşka
Bir dünyaya davet ediyorum

İstersen
Tutup da elimden
Yanımdan yürürsün

İstersen
Silersin anılarından
Hatıra defterinden
Sen bilirsin

Dön deme bana
Tükenir telef olurum
Şehrin garibi
Köyün delisi
Zelil zebun olurum
Derviş olur dağlara
Keşiş olur yollara

Eririm biterim yaşayan ölü olurum
Bir kahpe dönek gibi dillere düşerim

Sen ne sürüye uyarsın
Ne de sayıma gelirsin
Hani hep
Kuş gibisin, derdin ya

Benim de durmamak düşmüş payıma.
Dizgisi kopmuş
Dengesi bozulmuş
Freni boşalmış
Devri dönmüş bir dünyada
Sığmazken yere göğe
Dur denir mi
Yaralı yeminli bir yüreğe

Tuz basma yarama
Boş yere yorma
Arama beni sorma
Ağlatırsın
Yaramı kanatırsın sonra
Hoşça kal bir tanem hoşça kal
Seni dağlara
Denizlere
Rüzgârlara
Seni
Gülen aya
Göz kırpan yıldızlara
Oğullara kızlara
Seni buralara emanet ediyorum

Hoşça kal bir tanem hoşça kal
gülüşünü dalıma
Sevgini kanadıma takıp da
Gidiyorum aşkım
Adını tadını
Muradını alarak yâdıma

Kelebek olup ıslanmaya
Nehir olup uslanmaya gidiyorum
Baka baka ardıma

Bilirsin
iflah olmaz bir aşk bu
Devrimci bir sevda
Çöllere düşen Leyla’dır bilirsin

Aha
Şuramdaki i sızı
Yarısı hasret
Gayrısı gurbet
Kaygısı sefalet
Çocukluğumun izi

Yüreğimdeki yara
On sekiz yaşımdan kalma
Kalmak araf
Gitmek hasret
Bu bir bela
Devasız bir dert
Yüreğe düşen kara sevda
Çiçeğe
Kardeşliğe durmuş bir dünyadır bilirsin

Kim bilir belki de
Kârınla kazancınla
Yıllarınla yüzleşirsin
Korkuların
Korkulukların
Sahte
Sıvama
Yamama tüm güzelliklerin
Tükürüp yüzüne
Peşime düşer gelirsin
Dedim ya sen bilirsin
Belki de gelip bana yetişirsin
Belki de geçersin
Hoşça kal bir tanem hoşça kal
Baka baka gidiyorum ardıma
Yine de sen bilirsin..

Değilse
Dur deme bana
Arama sorma
Elleşme yarama
Kanatırsın sonra

Bir sevda tutulması bu
Güz güllerinin hüznü
Eylül ağrısı
Bu sevda gölge artık bu tene
Yıldızlarım yok
Ayım firari
Yemek içmek haram bu bedene
Yüreğimdeki yara
Çocuk düşlerimden
On sekiz yaşımdan
Gençlik gülüşlerimden kalma
Beni yorma
Arama beni
Bana bir şey sorma
Güneşim bu kafesin
Maviliğim bulutların ardında

Gidiyorum bir tanem
Gidiyorum gök kuşağının ardına
Bilirsin gidip dönmemek
Dönüp bulmamak var

Kalmak da var katardan geride
Düşmek de var
Kervandan düşmüş kilim gibi serilip yere
Düşmek de var
Sevdandan vurulup
Bir alabaharın ortasına

Aha
Şuramdaki i sızı
Yarısı hasret
Gayrısı gurbet
Kaygısı sefalet
Çocukluğumun izi

Yüreğimdeki isyan
On sekiz yaşımdan kalma
Hoşça kal bir tanem hoşça kal
Hakkını helal et ama…

Seni
Çocuk gülüşlere
Gülüşünden vurulmuş düşlere
Yarım kalmış aşklara
Yuğlara yakımlara türkülere
Seni sana
Seni sevdalara emanet ediyorum
Düşenleri unutma

:::::::::::::::::::::::::::::Şu dünyanın hayı huyu
:::::::::::::::::::::::::::::Önü sonu bir kör kuyu
:::::::::::::::::::::::::::::Bu frensiz zor koşuyu
:::::::::::::::::::::::::::::Bitirenlere aşk olsun

Mahmut NAZİK 29.04.2009 Mersin