Yüreğimde Mistik Aşuresin Tinsu

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Yüreğimde Mistik Aşuresin Tinsu

Yüreğimde Mistik Aşuresin Tinsu

Çok kalabalığım yalnızlığımın.Karışık duygular aşuresiyim.
Benden çok aşure yapılır.Dertlerim nar, kiraz dudağın kiraz, tane tanelerin buğday,elma yanakların elma, kıyasların yerine kayısı, üzdüklerim yerine üzüm, gül damlası, aşk kokusu, sen süzmesi, ben şerbeti, dile getirilemeyen meselenin aslı, özlediklerimizin dimağı, yazdıklarımın katığı, aşka kaynayan ruh, sözsüz kalışları anlatan her dirhem…
Biraz algı, biraz olgu, biraz yarama sargı, biraz umutlarıma umman, biraz korkularım teslimiyet, biraz sensizliğime masumiyet, biraz unutamadıklarıma sen aşısı, biraz sen, azcık da ben eklesin bu gönül aşuresine.
-Aşure gibi gir dünyama.On olayın çeşnisi gibi dur karşımda.
Hz. Musaya gibi Firavun ile ordusunu sulara gömsün sevgim. Kayısı şifrelesin bu imkansızlığı.
*Hz. Nuh gemisini Cûdi ‘ye demirlesin ben yerine.En yüksekten sana yetişsin incir.İncinmesin, incindiklerini tada alıştırsın aşkımız.
* Hz. Yunus balığın karnından kurtuluşu gibi bu yara kabuğunun içinde kurtarsın gelişin.
-Balık yağıyla kavrulsun sana olan ilgilerim.
* Hz. Âdemin tevbesi gibi benim de tevbem kabul edilsin. Sen dünyanın aşk ucunda, ben dünyanın sen ucunda kavuşmalara sarsın bizi.
* Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan çıksın, ben yerine. Kavuşmaların sıcağını anlatsın, derinliklerde cenneti yaşayan, kuyu aslında Yusuf’a cennetti.Onu oradan çıkarmak cennetten kovmaktı belki; ama o bir kaderden başka kadere, bir aşktan başka aşka gitti.
-Yusuf kalan tek yürek bensem yolunda haydi aç kollarını Tinsu.
*Hz. İsa bugün dünyaya gelmiş ve bugün semâya yükseltilmiştir. Sen gideli, ben öldüm, ben göğüne çıkmadım. Göğsünde kalanlarım var. Kalakalanlarım var .Yaryüzüne çıkacak İsevi ruhum var, sözsüz kalan algılarım , senlerim var.Sana çıktım gökler ağlarken, İsa yozlaşan nesline ağlarken, sana geldim aşk.
*Hz. Davudun tevbesinin kabul edildiği Davudi senfonin güncesiyim. Çığlıklarım türkü, bağrışmalarım marş, aşklarım istiklal.
-Davudi sesimi özlediysen gel doldur gönül kasemi. Aşk,aşureni özledim.
*Hz. İbrahimin oğlu,Hz. İsmail bugün doğmuş.Ben bugün doğdum aşkına. Seninle görüştüğümüz ilk gün, benden gittiğin ilk gün. Bu yüzden aşureler bitmez yüreğimde.
-Bu yüzden tanelere mistik ,metafizik sonlar bağladım.Bu yüzden kurban olmaya büyüyor İsmaili kalbim.
*Hz. Yakubun, Hz.Yusufun hasretinden dolayı kapanan gözleri bugün görmeye başlamıştır.
Oysa ben gözüm kör.Aşk gözüm kapalı, özlem gözüm açık, hasret özüm sağır, kavuşma özüm yanıyor, istiyor seni her şeyim. Gözleri açılmış hülyalarım var.Sözleri açılmış cümlelerim var.Gözlerini görmek isteyen gözlerim var.
*Hz. Eyyûb hastalığından bugün şifaya kavuşmuştur. Şifam sensin, seherim, harım, yarim, gönül ayarım sensin. Hastalık hastası olan bu ruh erincini topla bir gün gelişlerle.
-Kerbela’nın tam ortasında kaldı yüreğim. Taşlar, kılıçlar, kurşunlar, sensizlikler, kinler, ihanetler ,sızılar, imkansızlıklar,bir bir yağıyor üstüme. Her yer Yezid, her gönül Yezid’in kızına aşina.
Beni senden öldürmeye, beni kucağında aşk eylemeye geliyor Yezid’in kızı. Gözlerini sordu sözlerinden sonra gözlerimde kalan kalakalışı.
*Bu mistik suskunluğun sofrasında hangi zahirenin zahiriyim bilemedim. Sonsuz sevginin, senli duygusunda kalmış, aşkı yaşamış,aşkınla bütün aşklarda ayan beyanları ayna yapıp aynalar kırmış, kalbi kırık, mazisi derya, aşkı gökyüzü,içi sonsuzluk olan senli bir aşk erinciyim.
*Sanki tüm hayatım, gidişinin melodisiyle garip demlere yayılmış.
Çöllerde biten kum, denizlerde ağlayan su, gökte yüreği yamalı bulut, içimde aşk, aşkımda çok dil bilen gül gibi açılıyorsun.
-Batar sineme dikenlerim, kanar yüreğim.Kan revamlarım aşka kirman olur. Kendime gelişe nazire olur sen kalışı.Bir kaşık daha yemek istedim aşurenden.
*Yoktu.
*Ben yoktu.
*Sen hele sen hiç yoktu.
-Şimdi kasemdeki boşluk dünyanın boşluğunu geçmişse, içimdeki senli özlemin tadını hangi güleç aşure anlatır ki?
-Kerbela olan benim.Orada ölen Hasan benim, belki de baban; ama asıl ölen benim Tinsu.

Yüreğimin saati bozulur,hayatımın altı üstüne gelir diye endişelenme.
*Her gidiş bozuk saatini kurar yürekte. Bensiz geçen zamanların hangi saat dilimine göre ayarlı. Hangi zahiriciden aldın aşureliğini.
-Bu aşırılığımı karıştıracak hangi aşuren , yürek kazanımda seni kazandırır aşka.

‎ Bir gelin gülü gibi gülmüyorsan kırmızılarımda.Hayatın tan vakti neden var sevgilim.
*Üstüme eğilimli göğün neden ağlamaklı.Damlaların neden kapatmış yağmurlarımı.Bu ıslak maşuku kurutacak hangi damlan var bilemedim.
Yeni diller öğrenen meramlarımdasın. Son anlamın minik yüzünde güleç geleceğin geldi senli aşkımın tadına.Aşurene karışan, her yiyeceğin tadına alıştım, bekledim seni bu mucizevi günlerin seherinde bilesin Tinsu

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 6.12.2011 21:07:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan