Karanlık çöker gündüzün üstüne,
Gökyüzü kararır güneş ardına bakmadan kaçar,
Aklıma yine sen gelirsin, gözlerin gelir,
Keman sesleri aşkını tazeler yüreğimde.
Öyle bir ana şahit olurum ki;
Kara yüzlü eşkiyalar basar yüreğimi,
Aşkını öldürürler içimde,
Kendimi mahzenelere kapatırım,
Sonra kokun karşır hasretime,
Ey gök kubbe derim!
Ey gökyüzû!
Nasıl taşıyorsun bu utancı içinde?
Ben ki en vakitsiz zamanlarda aşka kapılarımı açtım.
Her şeyi olduğu gibi sevdim, kabullendim;
Ne Aydan geceyi karartmasını,
Ne de Güneşten gökyüzünü aydınlatmasını istedim.
Kendimi bir bulut gibi bıraktım gökyüzüne,
Yağmur oldum yağdım,
Kar oldum tertemiz bir sayfa açtım dünyaya.
Ben yalnızlığımı hep en derinlerden yaşadım.
Aşkınla yanmaya razıyım;
Yanıp da Zümrüdü Anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğmaya razıyım.
Fırat Gül
Kayıt Tarihi : 19.3.2019 07:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!