Gözlerim bana bakıyor üzerimde ıssızlığın örtüsü
kuruyan bir ırmağın sessizliğinde akıyorum gecenin
içinde
kederleri içinde saklayan bir hazan bahçesiyim
kim dokunsa hüzün kokuyor çiçeklerim
kim dokunsa hüzün kokuyor yüreğim
kendime acılanmamayı her yangında yeniden mi
öğrendim
bile bile yalnızlığın şehvetine mi kapılıp gittim
arkamda mı kaldı her zaman aldandığım masallar
her gün biraz daha mı azaldı söyleyemediğim şarkılar
ah neden yitirilmiş bir aşk için acılandım
çoğalttım sensizliği olmadık zamanlara sakladım
kimsesiz hayallerin seni doğurmasını bekledim durdum
ah neden
düşmeseydim olmayan bir sevdaya hiç düşmeseydim
yine sen beni sevmezdin seni de sevmezdim
yine hayat geçerdi
yine yaşlanırdım yerim olmazdı acıtan yalnızlıklarda
sıradan bir ömrün varoşlarında yaşar giderdim
Acımasız bir ustura mı hayat kesildim parça parça
kime harcadım gençliğimi ben gibi herkes hiçbir şey
bilmiyor
yoksa bir köşede mi unuttum sebepsiz boş yere mi
unuttum
sustuğum bir şarkı mırıldanırdın beni umursamadan
kara bir ruj gibi yapışıp kalırdı hoyrat dudaklarına
umutlarımı alıp gidişlerin vardı içimi acıtırdı ağlardım
damla damla avuçlarına mı süzülürdüm unuttum
bir tükenmiş hayaller defterim vardı içine saklanırdım
kaybolmuş sayfalarında mı kuruttum yoksa gözlerimi
o sustuğum şarkıyı da kim bilir nerede unuttum
unuttuğum kimde kaldı kırık yüreğim
arkama bakmadan mı bıraktım öylece
kara bir ah dudaklarımla sevişirken
bir kırılmış kadında mı unuttum onu da
ah ne yazık unuttum mu onu da
Kimi özlediysem hala yatağımda duruyor kokusu
nasıl özlediysem öylesine derin bir nefes oluyor
tutuşup yanıyor içimde bana ağlayan kim varsa
kaçıp gidiyor sonra benden kimi nasıl sevdiysem
bilmiyorum benim dünyam neden tersine dönüyor
bilmiyorum neden gök kuşağımın renkleri solmuş
bak orada duruyor sana aldığım çiçekler kurumuş
masanın üstünde unutulmuş duruyor öylece
alıp birine vermeli sevmiyor işte sevmiyor demeden
kimseler almazsa penceredeki şu saksıya koymalı
aşk kırıkları bir bir yüreklerin içine düşmeden
Düşlerimi sevmediğim kadınlarda tükettim
yürek kırığı renklerin içinden geçtim hiç anlamadın
hayatın alın yazısını ben yazdım unutma sen
git geceyi getir bana belki acının gün doğumuna
yetişiriz
kapının önünde kalsın güllerini döktüğün yüzün
ruhunu dindir bir şişede beyaz şarap getir belki içeriz
bendeki yine sana boşalıyor günahı senin boynuna
pencereye perde çekilsin odanın ışığı artık içine
kapansın
kimse bir şey sormasın önce ince bir rüzgâr essin
serinlesin tenlerimiz ateşlere düşmesin
aşkın kederini alıp gitsin o rüzgâr hiçbir şey
düşünmesin
biz sevişmelerimizin baş ucunda yine bekleriz
dayanılmaz arzulardan başlasın met cezirlerimiz
bedenin günahlardan saklansın özlesin ellerimi
tanrı ustası olmuş yalnızlığın hain yüreğin kına yaksın
en çok sevdiğim renk beyaza düşmanmış daha yeni
öğrendim
memelerinin kimsesiz uçları öperken dudaklarımı
unuttum
saksıdaki çiçekleri sulamalı sabah erkenden kurumasın
biz gibi saklandığımız bir gece dolusu şehvet mi sevmeden
bana aldırma hüzünleri unut ellerimden tut sönmeden
ateşimiz nerede yanarsa orada sevişelim
Gözlerim kimin yüzünden nasıl çaldıysa bu hüzünlü
bakışı
öylece tükeniyor gece beni bekleyen yalnızlığa karşı
güneşin ilk ışıkları yitirilen hayallerin gözyaşları
sonu gelmez bir sel gibi ağlıyor saklandığımız oda
değersiz hayatlarımız kadar dağılmış her şey neden
ortada
eşyalar neden kırılmış anılar neden yerlere saçılmış
neden kelimeler kırık dökük neden parça parça
kadehler
kadehlerle hiç sevişmedik ki biz neden yüreklerimiz gibi
kırılmış
kadeh parçalarında dudaklarımız kırıklara tutsak kalmış
dudaklarımı yalnızlık öpmeden hepsini bir bir toplamalı
bileklerim kesilmeden kırık bir kadehten hiç şarap
içmedim
şişede kalan şarabı da kimse içmesin yere dökülsün
Sevdiğim her kadında mahpus kaldı anılarım
kimde nasıl kaldıysa hepsini dün gece öyle geri aldım
kara kara uzun kefenlere sarıp
kilitli sandıklara sakladım
ben artık çok yoruldum o anıları
birer birer kurşunlara vurmalı
sen hiç düşünme
sevişmelerimizin zamanında ben sana gelirim
bu oda dört duvar bir pencere bizi delik deşik anıların içinde unutalım hiçbir söz söyleme kapansın gözlerin
suskun dilini mühürlesin kavruk dilim
şehvetin öptüğü yerde
ölüme gider gibi çırılçıplak çıkıp gidelim
Nereye biriktirdim içine saklandığım kadınların gözlerini
kapandı mı sessizce arkamdan küskün bıraktığım
kapılar
haberim mi olmadı bana koşan kimsesiz bir yürekten
ah neden görmedim içimde ağlayan o çocuğu
hiç kimseye anlatmadım ödünç aldığım bu hayatı
ben mi kandırdım aldatıldığım gibi herkes benim sandı
kulaklarımda yanıp sönen ayrılık seslerinde mi saklandı
ah ben nasıl vuruldum
arkamdan gelen bu gül yüzlü ölüme
sessizce bakıp duruyor şimdi serçeler camdan
gözlerime
balkon demirinin üstüne sıralanmışlar hepsi aç olmalı
biraz buğday koymalı susamıştırlar bir kapta su
ecel denilen soğuk karanlık bedenin özünü almadan
bu şehrin her yanına bitmeyen yağmurlar yağmalı
çırılçıplak olmalı asi ruhum bir kadın içine girmeden
yüreğim dibine kadar sırılsıklam ıslanmalı
Dün gece kime baktıysam onda emanet kaldı gözlerim
bakıyorlar durmadan melun bir pişmanlığın ateşinde
gidip almalı yangınlara düşmeden masum sabah
güneşi
sonra hazırlanıp şık olmalı bugün insafsızca
yüreğimde yeşeren çiçeğimi kopardığın gün
unutma sakın sana ilk ah edişimi çoktan unuttum ben
sevmekten vazgeçtim yüreğimi benden söküp alan
düşünsün
aşk benden ne ister artık unuttum
gitsem mi yine peşinden
saklasam mı yine kendimi hain bir sevdanın kederine
umursamıyor hayat beni tükeniyor bir bir günlerim
ah ne yapsam olmuyor her zaman kederdeyim
yarısı henüz yazılmamış kendini arayan bir şiirim
bu şiir nasıl başladı sorsam hiç kimse bilmiyor
ayrılık zamanı gelince nasıl başladı ise öyle biterim
Seni nasıl sevdiysem gözlerimi kapadım öylesine
dört kanat bir kuş uçurdum sevmeyen yüreğine
nasıl sevdiysem öyle bıraktım kendimi
aldandığım ışıksız bir yüreğin yorgunuyum şimdi
dilimi koparıp attım kim sorsa yılların suskunuyum
yaşadığım acıların hepsini birer birer içimde unuttum
kalan ömrüm fırtınalar denizi girsen boğulursun
yüreğimde aşk kırıkları içinde kaybolursun
ben seni çoktan unuttum bırak artık yüreğimde unutsun
bu yarım sevda şimdi bıraktığımız yerde solsun
Kayıt Tarihi : 12.1.2022 11:33:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İsmail Akyüz](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/01/12/yuregimde-ask-kiriklari.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!